3
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
955
Okunma

Samsun-İlkadım İlçesinin ; İlkadım Gazi Parkında torunumla birlikteydim geçenlerde. Aşağıda anlatacağım bir olay ister istemez yıllar öncesine dayalı bir olaya taşıdı beni..
43 yaşlarındaydım.. Memurdum. Hem çoluk çocuğumu görmek,hem de yemek için ; öğle paydoslarında evime giderdim her gün.. İşte yine öyle bir öğle vakti, dolmuşa bindim dairenin hemen yanındaki duraktan.. Yağmur çise çiseydi.. Oldukça yaşlı bir adam oturuyordu önde..Arka koltuğa oturduktan sonra; bir yaşlı kadın bindi az ilerideki durakta..Ürkekti hali..Rahat etsin diye kenara yaklaşıp ,yer gösterdim.. Oturdu..Ücreti uzattı şoföre..Kadının sesini duyan öndeki yaşlı adam; tanımıştı o ürkek kadını…Kadında onu..Sohbete başladı iki ihtiyar.. O kadar içten ve samimiydi ki sohbetleri.. Kulak kabartmaya bile gerek yoktu; sohbetleri aleni idi.. Görmemişlerdi birbirlerini yıllardır.belli ki…Hasret,sevgi,saygı dolu kelimeler havada uçuşuyor idi karşılıklı..
“- Nereye gidiyorsun ?” diye sordu yaşlı adam kadına..Torununa gittiğini beyan edince; “- Bende torunuma gidiyorum. Baksana şu cebimdekilere.. Eğer elim boş gidersem; beni eve almıyor..Kapıyı üstüme örtüyor “ diye cevap verip; cebinden çıkardığı avuç dolusu sakız,şeker,gofret,çikolataları gösterdi…İşte o an o yaşlı kadıncağızın,o ninenin başını mahcupça önüne eğdiğini ve gözlerinden yaş aktığını görünce çok etkilendim,üzüldüm.. Çünkü onun , yaşlı adam gibi çantası dolu değil,bomboştu.. Bunu fark eden adam ısrarlı davranışları sonucu; cebinden çıkarıp takdim ettiği üç beş sakız ve şekeri zorla da olsa kabul ettirmişti..Bir müddet sonra o yaşlı nine gözünde yaşlarla indi dolmuştan..Minnetle baktı dostu olan o yaşlı adama..Çise çise yağmur yağıyordu hala..
Sanırım sevinçli ve güvenli idi.. Çünkü;torunu kapıyı üstüne kapatmayacak ve gönlünce sevebilecekti.
Yıllar geçti bu hatıramın üzerinden..Şimdiler de ; yıllardır faaliyette olan İLKADIM BELEDİYESİ GAZİ PARKI’na torunumla sık sık gider olduk.. Ne zaman bir araya gelsek: “ Payka (park)giydelim (gidelim)” der ,yapışır elime ; zorla götürür beni..Çok güzel düşünülmüş harika bir yer..Çocuklar için büyük nimet..Salıncak, kay kay, tahtarevelli,çayır,çimen, dekoratif havuz,ördek.kaz vs. vs.. Gezmek,ördeklerin peşinden koşmak,çayır çimende koşmak; sallanmak,kaymak,kaldıraç bedavadan hep..Ama oraya bir şişirilmiş zıplama standı konulmuş ,belli ki ihaleye çıkarılmış birine kiralanmış..İşletmeci belirlemiş fiyatını.. 10 dakikası 2.5 lira zıplamanın..Yarım saatten az zıplayan çocuk çok ender.. Eder 7.5 lira…Hem de disiplin ,kural o kadar sıkı.. 10 dakika dolar dolmaz terk uyarısı alırsınız..
İşte böyle bir yerde; zıp zıpa torununu bindirememenin ızdırabı ile hüzünlenen ve ıslanan o yaşlı gözleri görünce; hem yukarıda yaşadığım o hatırayı hatırladım hem de bu yazıyı yazma gereği duydum..
.
Dedeler,babaanne,anneanneler ne yapsınlar ki.? Ömürlerinin son demlerinde çoğu... Torunlarının gönlü olsun diye zıplatıyorlar.. Evlerine dolmuş parası kalmayınca yürümek zorundalar. Parası olana saygım var.. Ama ya bu durumu müsait olmayanlarımız ? .
Ya Belediyem,Başkanım,meclisim... Her şey bedavadan iyi güzel de zıplama neden para ile..? Ya düzeltin bu uygulamayı daha.. Siz işleştin..Veya müstecirin emeğini ,mesaisini ödeyin.. Veya hep kaldırın .. Görmesin minik evlatlarımız.. Göz görmeyince katlanır onlar.. Görünce dayanamıyor,istiyorlar işte.. Bana bile cazip geliyor bu yaşta …Veya Luna Parka taşıyın. Parası olan orada zıplar nasılsa !!
Duran Adam, Yürüyen Adam, Kıran döken Adam olmasınlar.. Bırakın daha özgürce zıplasınlar..Kanatlansınlar.. Özgürce torunlarımız..!!’ Ve o boynu bükük,imkanı olmayan yaşlılarımız hüzünlenmesinler.. Son demlerinde zıplayan torunları ile mutlu olsunlar !!!