Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Fırat Avcı
Fırat Avcı

Kelebek Fısıltısı 1. Bölüm

Yorum

Kelebek Fısıltısı 1. Bölüm

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

740

Okunma

Kelebek Fısıltısı 1. Bölüm

Off başım çatlayacak gibi ağrıyor. Sadece başım olsa yine iyi. Her yerim ağrıyor.

Kalasları tek başıma yontmayı isteyen bendim. Sonra hepsini istiflemek işine de kimseyi karıştırmadım. Hızar makinesini kurmak ta tarafımdan yapılması lazım gelen bir işti.

Bir marangoz atölyesi kurmak. Aklımın ucundan bile geçmeyen bu fikir, çocukluk arkadaşımındı. Ben okulu bitirip te iş sahibi olamayınca, sen meslek lisesi çıkışlısın böyle bir yer açalım sana dedi, sıvadık kolları.

Gurbette geçen tam on iki yıldan sonra baba ocağındaydım. Büyük şehir yutmuştu beni sahiden. Emip posamı da sılama fırlatmıştı. Ne zaman dara düşsem, babama dayardım sırtımı. Hiç itirazsız, omuz verirdi babam da bana.

Anam ağlamaktan gayrısını beceremezdi. Salya sümüktü kapının önünde geldiğim gün. Hem sarılıyor, hem sırtımı tapışlıyordu sevgiyle. Ağlamasını bastırmak için bağırıyor, komşular oğlum geldi oğluum diye sevinç çığlıkları atıyordu.

Her yere haber salmıştık. İş bulmam lazımdı. Fakat tüm kapılar yüzüme kapanmıştı. Neden sonra bu atölyeyi akıl etti Rasim. Hani şu çocukluk arkadaşım. Sağlam delikanlıdır. Bileğine, yüreğine denilecek söz yoktur. Mahallenin ağır ağabeyiydi hep. Okumadı. Akşam anasının yaptığı nohutlu pilavı satıyordu aşağıki meydanda. Kimse dalaşamıyordu Rasim’e.

Fakat bir kıza sevdalandı. O saatten sonra değişti ki ne değişmek. İçkiye vurdu kendisini. O iri cüsse, o kalıp o adamlık iki yudum içince yerle yeksan oluyordu. Maskarası olmuştu mahallenin. Ama ölüsü bile yetiyordu hala. Yine koruyup kolluyordu herkesi. Beni de tabi.

On altı on yedi yaşlarımızdayız. Bu Rasim, okula götürüp getiriyor beni. Sabah benimle hatta benden erken uyanıyor, evin kapısında bekliyor. Çantamı taşıyor, okul yolunda bana ilişen olursa pataklıyor. Paydos zili çalınca da okulun bahçesinde bitiyor. Çıkıp boş arsaya gidiyoruz bazı, bazı Kemal amcanın meyve bahçesine, bazı yazlık sinemaya. Yazın film izlediğimiz bu sinema, kış olunca berduşların yatağı oluveriyor. Rasim’le biz yanlarına gelince hepsi üstlerine başlarına çeki düzen verip ustrubunca yanyan adiziliyorlar.

Rasim ne derse onu yapıyor bu berduş takımı. Adam mı dövülecek, kız mı kaçırılacak, mahalleye yeni taşınan birine yardım mı edilecek hepsi bunlarda. Babam ayak takımı diyor, kızıyor onlarla takılmama. Fakat beni sevip sayıyorlar. Bazıları gizli köşelerde bana yazılar yazdırıyor. Mektuplar, şiirler. Götürüp kimin kapısının altından atıyorlar hiç bilemedim sormadım.

Rasim hep yanardı okuyamadım diye. Her okul günü benimle aynı yolu tepmesi bundan sanırdım sadece. Meğer başkaymış derdi. Yıllar sonra onu perperişan edecek sevdasının ardınca da yürürmüş meğer, geç anladım. Hiç belli etmedi ama helal olsun. Gül yüzlüm demedi bir kere olsun benim yanımda bile. Hakikatli delikanlıydı Rasim.

Bizde pilavcıya verilecek kız yok demiş sevdasının babası. Kız kaçmaya gönüll üolmuş ilkin, sonra vazgeçmiş bundan da. İki mahalle öteden biri isteyince vermişler evlenmiş kız. O günden sonra da Rasim çıkmış Rasim olmaktan.

Şu atölyeyi düzene sokayım hele, anlatırım ben yine. Hadi kalın sağlıcakla...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kelebek fısıltısı 1. bölüm Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kelebek fısıltısı 1. bölüm yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kelebek Fısıltısı 1. Bölüm yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ironi
ironi, @ersinbasegmez
3.7.2013 09:08:52
devamı
düşler saçılmadan
orta yerlere
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
2.7.2013 22:33:29
gerçek yaşamla ilgili olma ihtimali kuvvetli bir hikaye.
daldan dala atlasada okuyucuyu etkilemekte.
devamını beklemek üzere saygılar dost
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
2.7.2013 21:44:55
10 puan verdi
Sayfaya gelip yazıyı okuyunca, ben bu kalemi bir yerden tanıyorum dedim ama nerden? Daldan dala hoplayan bir tarzı var çünkü. Ben atölye ne oldu diye meraktayım, yazarımız Rasim'in aşkından bahsediyor. Ya atölye ne oldu diyorum ve yana bakıyorum:))

karanfilli çayyy!

nereye gitti benim yazarım derken burada buldum.

yazı ilginç olacağa benziyor ama pek karıştırma e mii:) okurken aklım karışıyor.

tebrikler.
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
2.7.2013 15:57:25
İstemek, başarı ile eş değer. Beceremediğinize inanmıyorum, siz de inanmayın.

Başarılarınızın devamını dilerim...
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
2.7.2013 15:33:26
Rasim gibi bir dost lazım: Omuz veren, yürekli.
Umarım, yazının kahramanı işlerini yoluna sokup, dileklerinin gerçekleştirir.
Kaleminize tebrik ederim. Sürükleyici bir anlatımdı, devam etmesi dileğimle...
İpekyildiz
İpekyildiz, @ipekyildiz
2.7.2013 15:27:41
Enteresan bir kurgu, takip edeceğim seriyi çözemedim henüz.

Dostlukla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL