4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
780
Okunma
Bitmek tükenmek bilmeyen gezi parkı olayları,bu konu hakkında çok şeyler yazıldı çizildi ben yazmamaya karar vermiştim fakat olaylar o kadar büyüdü ki farklı boyutlara ulaşmaya başladı.
Bende duyarsız kalamadım ve aldım kalemi elime, olayların bu denli büyümesinde kimlerin, ne derece etkisi var tartışılır.
Ben bunlardan ziyade genel olarak bakıyorum eylemlere, Ankara Kızılay,da ilk günlerde başlayan olaylarda yakılan otobüsler,sökülen kaldırımlar,yıkılan ve kırılan otobüs durakları,esnafın zararı, atılan biber gazı etkisinin günlerce kızılayı esir alması ve daha bir sürü şey...
Eylem yapılır hak aranır bunlar medeni ülkelerde yaşayan insanların en doğal hakkıdır elbette, fakat bunları yaparken kendi hakkımızı ararken kamu malına bilerek ve isteyerek zarar vermek kanunen suçtur.
Haklı oldupumuz bir durumda bizi haksız pozisyona düşürebilir (amacı sadece gezi parkı eylemleri olanlar istisna) farklı maksatlarla aralarına karışmışların bunları yaptığı aşina.
Kendimize şunları sormalıyız.
Biz kime taş atıyoruz?
Biz kime biber gazı sıkıyoruz?
Ortada savaş mı var?
Düşman kim?
Ne kadar agrasif ve tahammülsüz bir toplum görüntüsü sergiliyoruz merhametten, insaftan, anlayıştan yoksun....
Bize ne zorluklarla armağan edilen bu cennet ülkeyi cehenneme çevirmeyelim, bu karmaşa hiç birimize de yarar sağlamayacak
aksine zararlı çıkan da hepimiz.
Olaylara kişisel değil kitlesel olarak bakmamız gerekmez mi?
Kişisel öfkelerimiz bizi yanlış kararlar almaya zorlayabilir.
İster devlet büyüğü ister sade bir vatandaş kim olursa olsun hırs ve öfkemizi kontrol altına alamadığımız sürece
onun esiri oluruz.
böyle bir durumda da sonuçlarına katlanmak zorunda kalabiliriz, karmaşadan uzak refah içinde yaşayabileceğimiz günlerin olması dileğilye...