4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1194
Okunma
Edebiyat Defterinin Gezi parkı ile ilgili formunu ne yazık ki uzun zamandır siteye giriş yapamadığım için kaçırmış bulunmaktayım.Şöyle yazılanlara bir göz attım,ne kadar da yasaklara hevesli şair arkadaşların olduğunu üzülerek gördüm.Gezi parkı olaylarının fitilini ateşleyen evet ilk günden 5-6 tane ağacın yok edilmesidir.İşin gerçek özüne inildiğinde, Türkiyeyi yönetenlerin ileri demokrasi adına her gün özgürlükleri kısıtladıkları,bireylerin tüm yaşam biçimini kendi istedikleri yaşam biçimine çekmeye ve zorlamaya çalışmasından kaynaklanmaktadır.
Evet burası bir edebiyat sitesi,şöyle geçmişimize bir bakalım,edebiyatla uğraşan kişiler siyasetten çok mu uzak durmuşlar.Her şair mevcut yönetimlere ve siyasete uzak kalmış olsa idi ne nesimiyi,ne Ömer Hayyam’ı,Ne Pirsultan Abdal’ı nede Nazım’ı tanımış olacaktık.Şiir dilindeki en güçlü söz nedir "TÜRKÜLERİ YAZANLAR VE YAPANLAR " yasaları yapanlardan daha güçlüdür.Ben bu sitede siyasetinde işlenmesi ve tartışılmasından yanayım.Bırakın herkes dilediğince eleştirsin,şiirle methiye veya yergi yapsın yönetimlere ve yöneticilere karşı.İşte o zaman şiir vardır şair vardır.Şair ve şiir kalıba sığmaz,sığdırılamaz.Özgürlük varsa,demokrasi varsa vardır her ikisi de.
Şimdi gelelim gezi parkının hiç beklenmedik bir anda ülkeyi kasıp kavurmasına.İnsanlar son zamanlarda ülkeyi yönetenlerin halkı aşağılaması ve hakarete dair söylemleri sebebi ile iyice dolmuş durumda idi.İnsanlar çok çok hızlı bir şekilde ayrıştırılmaya çalışılıyordu.Benim vatandaşım,benim polisim,benim valim,benim memurum....hiç bir zaman Türk halkı esamesi okunmuyordu.Türk milleti(Milliyetçiliği) ayaklar altına alınmıştı. Yaşam biçimine, kaç çocuk yapacağına,yatak odasına dahi girilmişti,kadınların bedenlerine dahi karışılmaya başlanmış,kadınlık organına hükmedilmeye kadar vardırılmıştı.(Kürtaj ile ilgili olarak).İnsanların vicdani ve maneviyatı olan Din sömürü aracı olarak kullanılıyor,kendi yaşam biçimi olan mutaassıplık ve muhafazakarlık dayatılmaya çalışılıyor, insanların ne zaman ve hangi saatte içeceklerine dahi kararı yöneticiler vermeye başlamıştı.Bu ülkenin varlığı,bizim varlığımıza sebep olan saygın insanlar AYYAŞ olarak nitelendirilmiş ve çok ağır hakaret edilmişti.Osmanlının en zayıf döneminde meydana çıkan ve gericiliğin ayaklanmasının simgesi olan Topçu Kışlasının yapımında diretilmesi,Yeşil alanların talan edilmesi ki rant uğruna,ülkemizin zenginliği olan alevi kesimin katlinde büyük bir paya sahip olan Yavuz’un adının yapılacak olan 3.ncü köprüye verilmesi,Bütün bu şişirmeler gezi parkındaki o kıvılcım ile adeta bir atom bombası etkisi yaparak patlak vermiştir.Kontrolsuz bir güç uyanmış ve hepsinin amacı ve istikametinin aynı olması sebebi ile her görüşten ve düşünceden olan insanlar bir arada toplanmıştır.Bu esnada kontrolü imkansız taşkınlıklar ve uç görüşlerin ve çeşitli provakatif unsurların aralarına girmesi sonucu nahoş olaylar yaşanmıştır.Aslında bu olay çok büyük bir cevheri açığa çıkarmıştır.Yüce önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğe hitabesi gerçekten de genç nesil tarafından çok çok iyi okunmuş ve anlaşılmıştır.Hepside biz yaşlılar ve orta yaş gurubuna çok büyük bir ders vermiştir.On yıldır suskun kalan bizleri silkeleyip uyandırmış olan bu genç nesle çok çok teşekkürler diyorum.İyi ki varmış o çapulcular,Türk milletini,Türk ulusunu,Türk halkını uyandırdı ve aklını başına aldırdı.Demokrasi her alanda olmalı,çoğunluğun değil çoğulculuğun demokrasisi olmalı,ben %50 oy aldım ve bana oy verenlerin her istediğini yaparım dememeli.Ülke yönetimindeki insanlar seçildikten sonra kendisini seçenlerin değil, tüm ülke insanının kucaklayıcısı olmalı.Bu ülkenin kuruluşundaki çimento öyle çürük bir çimonto değildir.Hiç bir güç ve kuvvet bu çimentoyu bozup dağıtamaz.Türk’ü,Kürdü,Alevisi,sünnisi,lazı,çerkezi ve daha bir çok zenginliğimize dair kimliği ile ete ve kemiğe bürünmüştür.En zor zamanlarda dirilip ayağa kalkmasını,sarıp sarmalamasını bilmiştir.
Onun içindir ki her şeyi tartışmakta ve iyi olana methiye yazıp kötüyü de yermekte eleştirmekte fayda ve yarar var derim.Ölçülü ve nezaket kuralları içersin de kaldığı sürece.Şairin ne diline ne de kalemine kilit vurulamamıştır. Vurulmamalı da .
Daha özgür,daha demokrat,barışın kol gezdiği bir ülkeyi hep birlikte inşa etmek dileklerimle..