Ne diyeceltim; millet Mersine gider bense tersine..
Bugün dokuz haziran Pazar. Herkes büyük olasılıkla sahilde ya ben tam tersini yapmam lazım.
Dedim ya ters adamım )

Ne yapmam lazım ? Ormana gitmem lazım..Dünden kararımı verdiğim için hiç acelem yok.
Öğlen olunca gereken malzemeyi alıp orman yolunu tuttum.Gereken malzemenin ne olduğunu biraz sonra anlayacaksınız.
Neyse..Orman yolu biraz diktir ve adamı çok yorar. Bir de böylesine sıcak olursa...o yokuşta ilk elli metrede terlemeye başlarsın..
Amacımız bu değil mi; yorulmak.

Fakat o da ne bir fren sesi..
Ormanlık tepelere araba mı çıkar ki fren sesi olsun diyeceksiniz.Bu öyle fren sesi değil, insan ayaklarının birden durması..
Aman Tanrım ! Karşımda bir seksen boylarında, ahu gözlü sarı saçlı güzel mi güzel bir Alman kızı..Yav arkadaş bu kız bu ıssız yerde ne geziyor , manyak mıdır nedir. Hem de altında sadece kısa bir şort var. Tamam üst giyimi güzel ama buralar tekin değil ki. Benim omzuma astığım küçük çantamda bile ağzı açılmış halde iki komando bıçağım var. Ne olur ne olmaz..
Fakat bu kız tek başına burada ha...İnanılmaz..Yirmi dört, yirmi beş yaşında ancak var. İnce, narin bişey..
Beni birden karşısında görünce şaşkın bir halde yamaçta öylece kala kaldı.
Ona sım sıcak gülümsüyorum..Benim sıcak gülümsemem nasılsa aynen öyle ...ve,

“Hello Matmazel”
“Hello” diye karşılık veriyor.

Onun ne düşündüğünü tahmin ettiğim için en ufak farklılık göstermeden yoluma devam ediyorum.
Yav bu ormanda benim gibi deliden başka insan olmaz ki..Bu kız turist değil. Turist olsa arkadaşıyla gelirdi..Bu kız büyük ihtimalle aşağılarda ki villa sahiplerinin birnin kızı..ve belli ki doğayı çok seviyor.
Villadan ormana baka baka dayanamamış gelmiş olmalı.. Ama olmaz ki..Burası emin yer değil ki..En azından yanında biriyle gelsene kardeşim..
Neyse uzaklaştı..

Sıra bana geldi..Atletimi hızla çıkarıyorum..Ayağımda ise deniz şortu var..Ormanda deniz şortlu adam )) Harika valla..Durun henüz bitmedi..Çantamfdan güneş yağını çıkarıp tüm vücuduma bi güzel sürüyorum..Oh be ! Tenim güneşin altında öyle güzel parlıyor ki..Tarzan gibiyim valla ..Ormanda bronzlaşmak isteyen deniz şortlu adam )
Yol bitiminde ben her zaman ki gibi tırmanışa geçiyorum. Ayaklarımda takat kalmadı..Tam durup derin bir nefes alıyordum ki bir hışırtı duydum. Dedimya çantamdaki bıçağı hazır vaziyette ve ağzı açık. Bıçağı elime alıp sesin geldiği yana doğru pür dikkat bakıyorum..Ses tepelerde kayboldu..Ama ne olduğunu bilemedim..

Tepeye varınca yarım saat kadar oturdum. Altımda sadece deniz şortu var. Olsun be keyfim yerine geldi..Bir türkü tutturdum..Evet ben bir türkü söylüyorum hem de..Kemer çok aşağılarda ve harika bir görüntüsü var.Kollarımı havaya kaldırıp bir türkü daha söylüyorum..Aslında türkü sayılmaz, yamalı bohça..Yani türküleri karıştırıyorum aslında..Ulan senin öğrendiğin türkünü de..
Tenim bronzlaşıyor mu diye inceliyorum..Hayır gittikçe beyazlaşıyor Krem Nivea marka hem de..Sizin sattığınız kremin de sizin de..Migros’a dümdüz gittim ))
Neyse tekrar inişe geçtim..Fakat yolda yine mola verdim. Yok arkadaş mutlaka bronzlaşmam lazım..Önümde büyük bir taş var. Etrafını akrep yılan var mı diye kontrol ettikten sonra sırtımı verdim. On dakika , yirmi dakika, yarım saat..Olmuyor..Bedenim güneşin altında oralı bile olmuyor.
Ve hatta tam tersi gittikçe beyazlaşıyor..
Okkalı bir küfür daha savuruup evin yolunu tutuyorum.
Caddede yürürkende üstümü giymedim. Bir kaç tanıdık bu ne hal dercesine korna çalıyor..
Onlara zorla gülümsüyorum.

Alman kızı mı ?
Benim gibi birine rast geldiğine dua etsin eşşoleşşek..İnanılmaz ya..Tek başına ıssız ormanda..
Aman Tanrım !
O mutlaka Kemer de yaşıyor. Bir gün rastlaşırız..Ona tek başına bir daha ormana girmemesini tembih etmem lazım.
Saygılarımla..

Yani bu Pazar böyle işte....oku ..okuna bronzlaştık.
Pardon beyazlaştık ))


.