Bizim köylüler de laf bitmez, oturup bir kış boyu sana traji-komik öyküler anlatabilirler. Tabi odun omça temini haricinde kalan zamanlarda. Kış boyu diyorum zira baharla birlikte işler de başlar. Ta ki kış gelene kadar kimsenin öykü anlatacak zamanı da olmaz mecali de.

Kurban bayramı öncesinde köylerde ekonomik bir hareketlenme olur. Kurbanlık hayvan alırlar, satarlar. Yine bir Kurban Bayramı öncesinde Gökçe Osman’ın ineğine talip olurlar.
-- Sana temizinden iki bin vereyim Osman, diyor aşağı köyden Mevlüt Kahya.
-- Olmaz, diye tutturuyor Osman, iki bin beş yüzden bir kuruş aşağı vermem.
-- Bak, param tık peşin, hemen sayarım avucuna.
“Olmaz da olmaz” diyor Osman. Paraya fazlaca tamah eden tiplerdendir. Aradan birkaç gün geçtikten sonra, Osman ineğini köyde akraba bağlantısı olan, şehirli bir vatandaşa satıyor. Adam, hayvan alım satımı yapan “cambaz” diye tabir edilen uyanıklardan. Osman, alış veriş işlerinin erbabı olduğunu kanıtlamak için bu satış işlemini her dek geldiği ortamda ballandıra ballandıra anlatıyor.

-- Üç bin liraya sattım, bayramdan sonra alacağım paramı, diyor. Nasıl satış yaptığını gururla anlatmaya devam ediyor:
-- Mevlüt Kahya iki bin beş yüzü çok bulmuştu, hem de beş yüz daha fazlasına sattım. Ben malımın değerini bilirim.
İki koltuğunda iki karpuz misali şişiniyor.

Kurban Bayramı gelip geçiyor, parayı getiren filan yok. Arkasına düşüyor Osman, işi gücü bırakıp şehire git-gel yapıyor ama nafile. Adam, bunun gibi, parayı çokça sevenlerin hayvanlarına yüksek fiyatlar vererek gönüllerini hoş etmiş. Biraz da kapora vererek bayram sonrası zamanlara vade almış. Güle oynaya razı olan köylülerden alacağını almış sonra da satacağını satmış başka bir şehire yollanmış. Artık ara ki bulasın…

Köylü milleti bu, senden iyi takip eder senin işlerini. Bizim Osman’ın köylüleri de buna parayı alıp alamadığı soruyorlar, aslında zaten öğrenmişler olayı. Kem küm ediyor bizimki. Eh, Osman o kadar hava basmıştı, şimdi bunların ağzına lafı vermiş. İnsafsızca yükleniyorlar:
-- N’oldu Osman “gos gos” ediyordun, paranın yarısını bile alamamışsın.
Osman bu, altta kalır mı, hemen cevabı yapıştırır:
-- Parasını alamasam da ineği yüksek fiyattan sattım ya.