Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
çetin altungüneş
çetin altungüneş

MELEKLE ŞEYTAN ARASINDA

Yorum

MELEKLE ŞEYTAN ARASINDA

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

934

Okunma

Okuduğunuz yazı 1.5.2013 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
MELEKLE ŞEYTAN ARASINDA

MELEKLE ŞEYTAN ARASINDA

Paulo Coello, Şeytan ve Genç Kadın romanında:

’’Toplumun istediği gibi davranılmasını sağlayan, yasalara uyma arzusu değildir. Cezadan duyulan korkudur. Hepimiz bu darağacını içimizde taşırız’’ diyor.

İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana, tartışmasız inceleme konusu olan iyi ve kötü kavramları, Coelho’nun bu romanında yalnız sorgulanmakla kalmıyor, kimi iletileriyle de okuyucuyu düşündürüyor. Kitabın konusu kısaca şöyle:

Kendi gelenekleriyle tekdüze yaşamını sürdüren küçük bir dağ köyü bir yabancının gelmesiyle kısa sürede alt üst olur. Önce gerçek kimliğini gizleyerek köylülerle dostluk kuran bu adam, köyün tek genç kızı Chantal aracılığıyla bu insanları bir ikilem içinde bırakır:köylüler içlerinden birini yedi gün içinde öldürürlerse, yabancı onlara on külçe altın verip köyden gidecektir. İyi ile kötünün, bir başka deyişle melek ile şeytanın savaşımı bu iletiyle birlikte başlar. Köyün kurtuluşu için bir kurbanın gerekliliği her türlü dinsel ve ahlaksal kılıflar bulunarak topluca benimsenir. Öldürülecek kişiyi de kolayca seçerler. Yabancı öykü boyunca her ne kadar şeytanın bir eylemcisi olarak görünüyorsa da, iyinin üstün geleceğine dair umudunu yitirmez.

İçlerinden biri mutlaka olaya bulaşmak istemeyecekti ve her şeyin yitirilmemesi için bu tek kişi köyü kurtarırsa dünya da kurtulmuş olacaktı, Yine umut var demekti. İyi üstün geliyor demekti:teröristler nasıl bir kötülük yaptıklarını bilmemiş olacaklardı:bütün acıların hüzünlü birer anı olacağı bağışlanma günü gelecek demekti ve yabancı bununla yaşamayı öğrenebilecek, mutluluğu yeniden arayabilecekti. Seve seve duyacağı bu ’’Hayır’’ karşılığında köylüler altını alacaklardı.

Alıyorlardı da...

Romanın üstünde daha çok durup ayrıntılara girmeden, yalnızca iyinin son anda kötüye üstün geldiğini söylemekle yetinelim.

Küçük bir köyün ortak vicdanında tartışıldığı iyi ve kötü kavramları karşısında bulunan insanların durumu gibi, her birimiz zaman zaman benzer ikilemler içinde kalır savunduğumuz erdem kuralları ile çıkarlarımız arasında kıvranır dururuz. Bir yanımızda şeytan, bizleri kötülüğe doğru kışkırtırken, öteki yanımızda yer alan melek, iyilik uyarılarını sürdürür.

Maupassant’ın Tombalak öyküsünü anımsıyorum. Bu öykü, aynı yazgıyı paylaşan iyi insanların, çıkarları söz konusu olduğunda, düşünce ve eylemleriyle nasıl birer kötüye dönüştüklerini çarpıcı olarak anlatıyor.

Yaşantımız boyunca başkalarını güç durumda bırakacak bir hata yapmadığımızı söyleyemeyiz. Hoş söylesek de, ne denli inandırıcı olabiliriz ki? İsteyerek ya da istemeyerek yapmışızdır:ancak her hatalı davranış bir şekilde düzeltilebilir belki de düzeltilmiştir. En azından özür dilenebilir, maddesel zararlar ödenebilir, bizden kaynaklanan kayıplar karşılanabilir...Ama ortada bir ölüm varsa ve bu ölümün sorumluluğuna katılmışsak...Düşünmeyin kendimizi yada ülkemizi savunmamız dışında, haklı olabileceğimiz hiçbir geçerli yanıt bulamazsınız.

Ünlü yazar Hermann Hesse, 1919 yılında yayımlanan Öldürmeyeceksin adlı denemeyi şu sözlerle noktalamış:

’’İçimizden her birinin insanlık bakımından üzerine düşen tek bir görev vardır. İnsanlığı bütün olarak birazcık ileriye götürmek değildir bu görev:falan ya da filan çeşidini ortadan kaldırmak, ne kadar övülecek bir davranış olsa da senin ve benim görevim değildir,insan kardeşim! Bizi bekleyen görev, kendi özel, bir kezlik ve kişisel yaşamımızda hayvandan insana giden yolda bir adım daha ileri gitmektir.’’

Bütün yaşantımız boyunca düşünce ve eylemlerimiz Melekle Şeytan arasında bir sarkaç gibi gidip geliyor. Bir karar verirken, aklımızla yüreğimiz arasında sıkıştığımız gibi...

Bizi insan olmaya götüren yol, o denli kolay aşılamıyor !



Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Melekle şeytan arasında Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Melekle şeytan arasında yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MELEKLE ŞEYTAN ARASINDA yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
glenay
glenay, @glenay
2.5.2013 00:27:24
Yazıyı bitirince, gerçekten öyle dedim. İnsan olmak o kadar kolay değil. Bir anda melekken
şeytana dönüşebiliriz. Küçük bir bağ var arada, akıl. Aklı devreye sokarsak bu yönelişe engel
olabiliriz..

Tebrikle Çetin bey,
yine yararlı bir yazı olmuş,

selâm ve saygılar..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL