Korkuyorum. Seni anlatamamanın verdiği hisle yoğrulup, kirpiklerimi yumuyorum. Her gün beş defa yumuyorum.İnsanlar görüyorum sonra, ellerinde eski zamanlardan kalma bir isteksizlik var, bunu görünce dudaklarımda bir çaresizlik bitiyor. Bir ot gibi bitiyor. Ayırmak istiyorum. Parçalamak istiyorum.
Sonra ben günde beş defa, ismine gül gibi davranıyorum. Çünkü aklımda bir gökyüzü büyütüyorum. Gökyüzü büyüdükçe, güller büyüyor. Yağmurlar, bir lisan gibi yerleşiyor tarlasına insanlığımın. Hatta seksen defa eğiliyorum altında ölümün. Seccadeye alın terim bir sel gibi yetişiyor, kaldır diyorum anneme, annem Allah’ın adıyla kaldırıyor.
Korkuyorum, gülümsediğini göremeyişim kırıyor işaret parmağımı. Oysa ben hep dik tutuyorum. Çünkü biliyorum, melekler şiir okurken ses çıkarılmaz.
Dedim mi bilmiyorum bir gül kokuyor efendim, bir gül kokuyor sevgilim. Tebessümünde serçeler uçuşuyor, kendime kızıyorum; gülseydi efendim ve ben görseydim dediğim için.
Çünkü serçelerin ağlaması sadakanın yetmediğindendir. Gülseydin Rasulullah, gülseydin, ölürdüm.
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Efendim, Efendimiz, her şeyimiz, tükenmez hazinemiz Kalbimin kalbi, içimin içi, ruhumun ruhu Ekmeğim, suyum Ekmek su değil, hürriyetsiz bile yaşayabilirim, sensiz asla Biz Seni görmeden sevenleriz Biz Seni duymadan sevenleriz Biz Seni tanımadan sevenleriz Kanlı bir ırmaktan geçerek vardık dünyaya Varır varmaz önce ismin karşıladı bizi kulak eşiklerinde Bir daha asla, hiçbir zaman, katiyen Senin sevgin gitmedi kalbimizin bahçelerinden Günahların savurduğu rüzgâr kuruttu kalbimizin bahçelerini Sen solmadın. Hayır, Sen günahkârların sevgilisisin Ancak günahkâr yürekler hakikaten sevebilir Seni Tanımadan görmeden, duymadan… Kulağa zikredilen Kalbe zerk edilen kelamla; irfanla, izanla, ezanla… Güneş her gün doğup batarak öpüyor seni Yağmurlar Senin gülüşündür, mevsimler Sana sena Kar taneleri, müeddep sevgililer gibi teşbih eder uykunu Yalnız Senin gözyaşının acısı için gece oldu Senin parmakların incindiği için depremler hiç susmuyor Gökler, Senin engin gönlüne remiz Denizler Senin mukaddes endamına izdir.
Biz Seni görmeden sevenleriz Biz Seni duymadan sevenleriz Söyle örümceklerine bizim günahkârlar mağarasına da ağlar örsün Ağlar örsün, görelim, ağlayalım Senin Nermin parmaklarını öpen kayalardan mesut pınarlar fışkırırmış Ne olur, benim kayamsı kalbime de bir dokun Mehtap tek parça kalamazmış Senin ışıltından Ne olur, nazar kılıp günahkâr kalbimi de parçalar mısın?
Ey tebessümü ölüm ve hayat olan, yetimlerin ve öksüzlerin ıssı Zulmün cellâdı, adaletin Efendisi; günahkâr kalbime bir hüküm ver!
Sen İstanbul’u gösterdiğin zaman biz steplerde yılan çıyanla beslenirdik Sonra ansızın, nasılsız ve niçinsiz Seni sebepsiz sevdik Duyduk İstanbul’u. Annelerini kaybetmiş yavrular gibi Uçsuz bucaksız steplerimizi, dursuz duraksız ovalarımızı bırakıp geldik Anladık İstanbul’muş, Seni seven ruhların faturası Kanımız ve hayatımız Senin bir sözünle uçtu ebediyete İstanbul’a geldik. Sevenler kavuşsun için Mostar’ı alyans yaptık Roma gelinimize Soykırımcı babasız onun bunun çocuğu aşksızlık çocukları Mostar’ı bombalarla parçaladı yirminci asrın sonuna doğru Şanına halel gelmesin; utançtan uyumadık, yine yaptık Mostar’ı
Beş yüz küsur yıldır Senin şefkatinle beslenen güvercinler var İstanbul’un Cami avlularında, Bursa’nın, İshak Paşa’nın ve daha nicelerinin Biz onlara bakarak terennüm ettik İnsanı ve tabiatı sevmenin şarkısını
Ey erkeklerin kudreti kadınların kalbi Çocukların sevgilisi kırların nergisi Allah’ın sevgilisi kulların Efendisi Günahkâr kalbime bir öpücük ver!
Bütün aşklar Seni sevmekle başlar Hiçbir can Seni sevmeden tenini giyemiyor Dünya yalnız Senin isminle dönüyor Tüm galaksiler ve yıldızlar ve güneş gibi Üç yüz altmış meridyenin her biri Senin ismini Bağrına basmak için dörder dakikalık bir hicran yasına tutulurmuş Her enlem yüz on birer kilometrelik bir mesafeyle hürmetini adımlarken Senin aşkından güller kırmızı orkideler beyaz olurmuş Sana ettiğimiz salât ve selam sigortasıdır hayatımızın Otobüslerimiz mahfuz, trenlerimiz evcimen, uçaklarımız nikbin Güneş, yapraklara oturmuş jaleleri öperek yapıyor bunu Dünyanın kırdığı kalbimizi katran karanlık gecelerde Seni düşünerek Seni selamlayarak tamir ediyoruz Sen seversin diye kadınlarımızı seviyoruz, Sen istedin diye çocuklarımızı öpüyoruz Sen taptın diye Allah’a tapıyoruz Senin sevdiğin, öptüğün, taptığın gibi; öğrettiğin, dediğin gibi. Remzin Güldür bildik, Güllerle donandı bin yılımız Şiirimiz şarkımız, aşkımız meşkimiz, bağımız bahçemiz Kadınlarımız, kadınlarımızın isimleri… Güllerle donandı. Gemiler seher vakitlerinde adını anarak yarıyormuş denizleri Geyikler benzinin ilhamıyla bu kadar çeçni Ormanlar ruhunun asaletiyle elvan imiş. Biz Seni görmeden sevenleriz Biz Seni duymadan sevenleriz Bastığın toprak bağrımızın en büyük sılasıdır Senin sevdiğin dağlar sevgilimizdir Merve ve Safa Bebekler Ahmet, çocuklar Mahmut, gençler Muhammed, erkekler Mustafa Sen duyansın şefaat ülkesisin Tek dileği Seni görmek olana vesile olur musun? Neden daha fazla severiz Tövbe’nin son iki ayetini Okuruz okuruz onları en kesik karanlık gecelerde Yıldızların uyku saati gelmiş demek nöbet güneşte
Biz cennetten kovulmadık, Senden kovulduk Biz dünyaya ölmüyoruz, Sensizliğe ölüyoruz Vecdle Takdisle Aşkla… Öperek.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.