Hayat bir matematik denklemidir; bizler bilinen, yaşadığımız ve çözmeye çalıştığımız olaylar cevaplanması gereken denklemin bilinmeyenleridir.
Hayat tarihtir bir bakıma, hep derler ya: ‘’Tarih tekerrürden ibarettir.’’ Doğumlar, yaşanmış ya da yaşanamamış yaşamlar ve mecburi son…
Hayat kimyaya da benzer: Formüller aslında her insanda ayrı ayrı hâsıl olur. Kimi su gibi durudur, kimi oksijen gibi rahatlatıcı ve umut verici.
Hayat psikolojinin ta kendisidir; zaten en zoru da budur: Hayatlar, dramlar ve çözülmesi gereken bozukluklar…
Nitekim hayat bir okuldur; deneyen, denenen biz insanlar ve her geçen anda kendimize kattığımız yepyeni öğretiler. Zamanlar, yıllar, ömürler bu okulda geçer. Mekân, zaman ne olursa olsun hayat tam anlamıyla bir öğrenme sürecidir. İnsan var oluşundan bu yana hayatını idame ettirmek ve zorluklarla başa çıkmak için hep bir sınav vermiştir. Kısaca hayat bir okuldur, zaman, mekân fark etmeksizin insanoğlu birçok güçlüğe göğüs germiştir.
Yüzyıllar geçtikçe, günümüze ulaşıldığında, değişen tek olgu medeniyete ulaşmak ve hep daha iyisini, daha güzelini yapmak adına gelişen teknoloji ve bilim olmuştur. Milenyum bir dönüm noktasıdır insan için. Bilimin ve teknolojinin önlenemez yükselişi çok şey katmıştır hayata; diğer yandan da çok şeyi alıp götürmüştür. Bu süreç içinde bireyler ve toplumlar bazı değerlerini farkında olmaksızın yitirmişlerdir.
Kısaca hayat ve uğruna yitirilenler ya da kazanımlar insanoğlunu pek çok sınava tabi tutmaktadır. Kimine göre hayat basit bir denklemden ibarettir; hayatını idame ettirmek için her yol mubahtır tabir-i caizse yitirilen pek çok kavram en önemlisi yitirilmiş ve yitirilmeye açık duygular zarara uğramıştır; öyle ki acıma duygusu, sevgi, masumiyet gibi öğeler kimi için hiçbir değer taşımamaktadır.
Hayat bir okuldur dedik, peki ya özümüzdeki insanlık mefhumu… Aşırı duygusal ve kimliğini yitirmemiş insanlar ve toplumlar için bu sınav daha zorlu geçmektedir. Onların çok bilinmeyenli denklemi sayısız bilinmeyenle doludur.
Tarihin her aşamasında zaman, mekân ne olursa olsun hep bir alt benlik, üst benlik çatışması yaşanmıştır ve hala yaşanmaktadır da.
Hayat okulunda öğrenilmiş ve öğrenilmesi gereken yeni olgular özünü kaybetmeden kavranmalı ve birey içindeki, özündeki saflığı ve olumlu duygularını koruduğu süreç boyunca bu okulu başarıyla bitirmeyi iyice kavramak zorundadır.