Tarafçı olmak

Taraf olmak,sizin bildiğiniz gibi taraf olmak değil;bu başka türlü taraf olmak,yani hani derler ya evlere şenlik ,işte öyle..Duy lafları gül,seyret gül,kavga taraftarlarının ,kocaman, eğitimli aklı başında müdür, diğerinin okulun demirbaşı sayılan öğretmenlerinden birisinin olması,konuyu daha eğlenceli hale getiriyor…Eğitimlilerin de kavgası bir başka oluyor yani…seviyeli kavga ve seviyeli taraftarlar…Edepsizlik ortaya karışık,hepimizin anladığı türden… Bu Kız Meslek lisesi,kadrosu ve öğrencilerinin de tamamen bayanlardan oluşması,
Kavgayı daha ilginç bir hale getirdiği de bir gerçek..

Farz edin ki..hayal ürünü..

Kavga nedeni , nöbet yerinin değişmesi içindi..Okulun demirbaş öğretmenlerinden Leyla,hışımla,bayan müdür,Feriştah ‘ ın odasına girip

-“Neden bana hep bahçe nöbeti veriliyor,karda yağmurda sıcakta koca bir gün berbat bir hale geliyorum..Ya nöbet yerlerini periyodik olarak değiştirin,yada bana da bina içinde nöbet verin..yetti artık ya..bu adam kayırmanız..yoksa ben yapacağımı bilirim..” dediğinde…

Emrinde çalıştırdığı bu öğretmenin davranışına çok sinirlenen Feriştah..

-“Çık odamdan dışarıya canın ne isterse onu yap,kime şikayet edersen et..” deyiverince..

“Hadi Bismillah” diyerek,iki tarafta kılıçları çekip,”hodri meydan” dediler birbirlerine…

Okul personelinin,okul kantincisinin,okul aile birliğinin,kasaba milli eğitim müdürünün ve şube müdürlerinin öğrenci velilerinin,kaymakamın ve belediye başkanının taraf olması olayı da işte o zaman başladı…

Okul müdürü Feriştah ‘ın kocası ünlü bir mühendis,müteahhit ve siyasilerdendi güçlü ve sözü geçen birisiydi..

Leyla “ nın kocası ise ünlü bir cerrah,özel hastanenin ortağı,Feriştah “ ın kocası ile birlikte aynı siyasi parti için çalışan ve sözü geçen birisi idi.

Leyla, müdüre bahçe nöbeti ile ilgili uyarıyı yaptıktan sonra,görevi olduğu halde bahçe nöbeti tutmadı.Müdür ona uyarı cezası verdi..Leyla yine bildiğini okudu,İl müfettişleri her hafta okula gelip gitmeye başladılar.Leyla yine bildiğini okudu..Leyla ve feriştah sürekli birbirlerinin yaptıklarını gözetlemeye başladı…Leyla müdür hakkında bir çok açık buldu..onu şikayet etti…artık olay,il müfettişlerini aşmıştı ve okula,siyah gözlüklü uzun paltolu FBI ajanı tipinde bakanlık müfettişleri gelmeye başladı..

Bu olaylar devam ederken çok iyi arkadaş olan kocalarının da arası açıldı..Okul personeli de
Leylacı ve Feriştah ‘ çı olarak ikiye ayrıldı..Okul Müdürü Feriştah,okula yeni atanan,ya da ücretli gelen öğretmenleri güler yüzle karşıladı..onlara sevgi sözcükleri söyledi..sonrada okuldaki ikiye bölünme olaylarını anlatıp müdürcü olması için,aba altından yaba gösterdi…
Yeni gelen öğretmen “ben tam belanın ortasına düşmüşüm “diyerek kaderine ağladı…Öğretmenler odasına gittiğinde Leyla taraftarları onu gülerek karşıladı..Leylacı olmaları için uyardılar,onlarda aba altından sopa gösterdiler..

Kantinci müdürcüydü,Leylacılara üç günlük çayı getirdi..tabi bu çay olayı da kavga nedeni oldu..

Kaymakam,sağlık sorunları nedeni ile,kocası cerrah olan Leyla ‘nın tarafında oldu…

Belediye başkanı,Kocası inşaat mühendisi ve müteahhit olan, okul müdürü Feriştah ‘ ın yanında oldu…Günahları boynuna…

Okul aile birliği, okulun etkinliklerinde çok bilet satan leyla’ nın tarafında oldu..

Öğrenciler ise,öfke krizleri nedeni ile ders anlatmadığı ve derslerini her daim boş geçirdikleri için Leylacı oldu…Böylelikle okulun karşısında onları bekleyen erkek arkadaşlarına bakması çok ama çok kolaylaşmıştı.Birbirlerine tebeşirlere bağladığı,küçük sevda sözcükleri yazdıkları kağıtları yolun karşısına fırlatıyorlar…Erkek arkadaşları da..(ayıdı işte ayı..)taşlara bağladıkları mektupları sınıfın içine fırlatıyorlardı.O taşlarda bir çok kızın yaralanmasına neden oluyordu.;ama seslerini hiç çıkarmıyorlardı…

Müdürün kocası,bir gün leyla’ nın park halindeki aracını tekmeleyip,elindeki anahtarlarla uzun uzun çizikler atıverince araca..

Feriştah ‘ ın kocası durur mu bu yapılan karşısında…elli metre ileriden koşarak gelip,o hızla feriştah ‘ ın arabasının üzerine çıkıp defalarca hopladı.eline geçirdiği bir taşla aracın bütün camlarını kırdı…Sonunda mahkemelik oldular…aynı okulda da görev yapmaya devam ettiler…Hiç biri,diğerini gönderemiyordu..ikisinin de siyasi gücü vardı..Birbirlerine karşı intikam ateşi içinde yanıyorlardı…

En çok okulun saymanı bu olaylardan rahatsızdı.özelliklede ikisinin de imzalaması gereken evraklar..bir türlü inat uğruna imzalanmıyor ve işlerin gecikmesine neden oluyor….

Sayman Ahmet,bir gün sinir krizine girerek önce müdürün masasını üzerinde çiftetelli,sonra öğretmenler odasının masasının üzerine çıkıp,masanın üzerinde olan,defter kitap,bardak,çanta ne varsa tekmeleyerek mezdeke oynamaya başladı…O da yetmedi koltuklarda oturan bayan öğretmenlerim bacakları üzerine atlayıp seksek oynamaya başladı o da yetmedi cama çıkıp” imzalayın lan,şu evrakları kendimi aşağıya atacağım..”diyerek tehdit edince,ambulans çağırıldı..zahara deli gömleği giydirildi.O gün bu gündür tımarhanede yatmaya devam ediyor..

Çekirdek olayı,üç yıl süren bu davanın bitmesine neden oldu.

Sıcak bir havada,sınıfın kapısını açık bırakarak ders yapan Leyla,Feriştah’ ın kapının önünden iki üç metrelik mesafe içinde volta atarak sürekli bakışları ile Leyla yı rahatsız etmesi bir de çekirdek yiyerek,çekirdek kabuklarını Leyla ‘ya doğru üflemesi…Saç saça girmelerine neden oldu…

Olay sonunda,her ikisi de emekli olmak zorunda kaldı..