6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1089
Okunma

Ülke hanidir yangın yerine dönmüşken.
İstanbul Depremini diken üstünde beklerken.
Yurdun çeşitli yerlerinde art arda meydana gelen yangınlar neyin alameti!..
Kıyametin desem...
I ıh..
Ülkede asıl kıyamet kopalı çok oldu çünkü.
Tıpkı Mahşer Günü’nün tasvirinde olduğu gibi bu mahşeri kalabalık da -özellikle İstanbul’da- dünyevi çıkarlarını kurtarmanın korumanın amansız savaşını veriyor.Gözü kendisinden başkasını görmüyor.
Dünya onlar için dönüyor.
Güneş onlar için doğuyor.
Her yer her şey güllük gülistanlık.
Karınları tok. Sırtları sağlam.
Var mı Türk’e yan bakan!.
Alış veriş yerleri adam almıyor.
Yiyecek içecek mekanlarında boş masa bulmak mesele.
Ellerde cep telefonu kıyafetler son moda.
Çocuklar ağaç resmi yerine gökdelenler çiziyor defterlerine.
Geçen yıl okullarda dağıtılan süt rezaletine bu yıl bir yenisi daha eklendi.
Verilen bedava yemekler öğrencileri hastanelik etti.
Ee bedavacılığın ve tatlı tatlı yemenin acı acı çıkartmasıdır bunlar!
Olacak o kadar!
Her tür gıda yardımı. -hele ki ramazan ayında- Ambalajında ev eşyaları.
Doktor ilaç. İşsizlik parası kapılara kadar geliyor oturdukları yerde.
Sınav sorularının cevapları cep telefonlarına geliyor anında.
Ücretsiz götürüldüğün göstermelik Umre-Hac ziyaretlerin ise Amel Defteri’nin sevap hanesine işleniyor Allah Rızası için!
Bir takım akıl ve ahlak mağdurları ise bu gerçekleri yazıp çizenlere ateş püskürüyor salyalı ağızlarıyla:
Kıskanıyor musun. Yardımlaşma dinimizin özünde var! Diyerek.
Sen önce kendi özünü bul. Ağzın insan gibi laf yapmasını öğrensin sonra söz sahibi olmaya çalış!
Kim ne hakla ve hangi yetkiye dayanarak kimin malını kimin hakkını yamyamlara peşkeş çekiyor!
Arazileri gasp edip sayısız katlara sahip olmalarına meydan veriyor!
Elektriği suyu yıllardır kaçak kullanmalarına göz yumuyor!
Sen bunları o kokuşmuş işkembende sindirmeye devam et!
El arabasında eskiler alan eskiciler. Kapıcılar. Çöp ve Kağıt toplayıcılar da bu bozuk düzenin yarattığı yeni zenginler arasında artık.
Yıllar öncesinden televizyon kanallarında başlayan ve özellikle “Kadın Programlarına” çıkardıkları minicik çocuklara ezberlettikleri “yoksulluk edebiyatının” küçük kahramanları bu günün önde gelen zenginini hırsızını soyguncusunu iflah olmaz namusuz kesimini yarattı.
Verilen sayısız ücretsiz kurslar.
Haksız burslar.
Geri dönmeyen kredi borçları.
Affa uğrayan türlü çeşit devlet alacakları.
Bir tek Apo efendiye olası af ihtimali mi sıkıyor o tatlı canınızı!
Ülkenin içine başta oy verdiğiniz tüm iktidarlar.
Daha sonra sizler ettiniz be dangalaklar!
Türkiyem Türkiyem cennetim.
Benim eşsiz milletim!
Yeter ki sen bu cenneti gör ey ahali!
*
Aman ha sakın cehennemin yangın yerine benzetme bu cennet ülkeyi.
Gerçeklerden asla söz etme.
Sen sen ol. Din iman inanç ve millet bayrak tartışmalarına girme!
Aman ha aman!
Dışlanır hatta lanetlenirsin inan bana!
İnsanlığın ipine sarılmayı bırak!
Çıkarlarının halatlarına sarıl sıkı sıkıya!
O vakit nasıl hayır dua ve övgüler alıyorsun gör bak!
Bu arada bol bol edebiyat yapmayı da ihmal etme!
Bakarsın oralarda da seçici kurul vardır!