Toplum olarak zamanın gereklerine ayak uydurmaya çalışıyoruz. Her yeni çıkan teknolojiye sahip olabilmek içinde tabi olarak bir gayretimiz var. Bu da gayet normal bir durum.
Normal olmayan şey aşırı bir hırsla her şeye sahip olma arzusu.
Asırlar geçtikçe daha çok medenileştiğimizi zannediyoruz. Her türlü konfora sahip evler ve işyerlerini kimimize göre medeniliğin ölçüsü durumunda. Son model arabalar, birçok özelliği taşıyan cep telefonları ve bilgisayarları elde etmek medeniyet gibi algılanmaya başladı.
Adını bile tam telaffuz edemediğimiz teknolojik gelişmelere bir katkımız olmadan sadece kullanıcı durumunda bir toplumuz. Her şey hazır geliyor yurt dışından. Bizlerde keyifle kullanıyoruz.
Ve bu kullandığımız teknoloji bazılarına göre medeniyetin göstergesi gibidir.


Şimdi dikkatlice etrafımıza bir bakalım ne kadar medeniyiz;
-Hala sigarayı ulu orta içip te izmaritini sağa sola atanlar,
-Sokaklarda fırsat bulduğu yere balgamını tükürenler,
-Arabasıyla yolculuk ederken içtiği suyun kabını arabanın camından fırlatanlar,
-Kırmızı ışıkta beklemeyi enayilik sayıp yavaş yavaş kaçmaya çalışanlar,
-Kapalı mekânlarda sigaranın yasak olduğunu bile bile kimseye çaktırmadan içenler,
-İnsan kandırmayı marifet sayan bir zihniyet ve bu zihniyete alkış tutan bir toplu ki; yalan söyleyen için: Ne uyanık insan tabirini kullananlar,
-Her türlü normal işi, dalaverelerle kendisi için çıkar sağlama aracına dönderenler,
-Selamlaşmayı gereksiz görenler,
-Sene de iki bayram günlerinden kim misafirlerle uğraşacak deyip tatile çıkanlar,
…………..vb. Daha fazlasını var ama.
Olduğu müddetçe ne kadar medenileştiğimizi siz düşünün.
Teknolojiden gerektiği kadar faydalanalım. Ama kölesi olmadan.
Her insan elini vicdanına koyup bir kendini hesaba çekmeli diyorum ben.
Siz ne dersiniz?

28/11/2012 Yaşar TAŞKESEN