Bugün eski aylara göre MUHARREM ayının biri.Yani aşure ayı.Buram buram koku ve lezzet çanağı, bereket yemeği aşure.Bir rivayete göre Nuh Peygamber ve yanındakilerin büyük tufandan kurtulması , ellerinde kalan erzaklarla bu bereketli yemeği pişirmeleri ilgimi çekerdi.Farklı dinlerde ve kültürlerde de farklı anlamlara sahip.. Hırıstiyanlara göre ise ,Hz İsa’nın doğumu aşure gününde gerçekleşmiş..Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da şehid edilmesi de muharremin onuncu günü gerçekleştiği için, aşûre günü aynı zamanda, İslâm tarihinde son derece acı, acıklı ve üzücü bir olayı hatırlatma özelliği de taşımaktadır.Müslüman Türkler’deki muharrem ayında ve özellikle bu ayın onuncu gününden itibaren "aşûre" adı verilen bir tatlı pişirilerek dağıtılması geleneği, hayır işlemek ve gönül almak için güzel bir vesile olagelmiştir. Rahmetli annemin anlatımından okadar çok keyif alırdım ki bunları dinlerken aynı zamandada ; her Muharrem ayı geldiğinde mis gibi evimizi saran kokuları hissettikçe,hergünün aşure günü olmasını dilerdim.Aşurelik döğmeliğin,yemekteki fasulye ve nohutun, şekerle, kuru meyvelerle birleşip nasıl bu kadar güzel bir lezzete dönüştüğünü küçük aklımla anlamaya çalışırdım. O günlerden aklımda kalanlardan biri de annem “aşure içine 40 çeşit malzeme konmalı, eğer yoksa 1 kaşık bal da yeter “derdi. Çünkü arılar kırk çiçeğin özünü alırlarmış. Kimiside ,pişmiş aşurenin içine bir avuç kuru bakla koyarmış.Ve en az yedi kapıya dağıtılan bu aşurden kimin evinde çıkarsa o bakla,yemeden çıkartılıp kurutulur ve bir cüzdan içine koyulurmuş ki;buda paranızın bereketi artsın anlamındaymış..

Aklıma geldikçe " ne güzel geleneklerimiz var " diyorum..AŞURE günlerinizi kutluyorum.AFİYETLE..EDA(Aşiyan052)