22
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1741
Okunma


Bodrum’da küçük bir pansiyon: (bitmek üzere)
-Söke söke aldın ya hakkımızı helal olsun Ekrem. Hiç olmazsa denizimiz, yemeğimiz, tatilimiz boşa gitmeyecek. Fakat yatacak yer biraz sorun olacak galiba, eh ne yapalım buna da şükür.
-Yapacak bir şey yok Satılmış, elimizde valizlerle tatil umuduyla dışarda kalmadığımıza dua edelim. Belki bu da hanımlara ders olur.
-ben hayatta böyle bir yerde kalmam Satılmış haberin olsun.
-nerede kalırsın canım?
-lüks bir otel hayal etmiştim. Hem böyle bir yerde kalacak kıyafet bile almadım.
--annee, babamın pantolonu üstümden düşüyor--
-bırak düşsün.
-Fadik, sen bu çocuğa neden benim pantolonumu giydirdin?
-altına işemişti, ne yapsaydım yani kendi elbisemi mi giydirseydim?
-çocuğun başka kıyafetini giydirsene be kadın.
-almamışım yahu, ne üstüme geliyorsun bu kadar. Off yaa, zaten bir sen, bir de annen. Çat diye çatlatacaksınız beni.
-tatil boyu benim pantolonlarımla mı gezdireceksin çocuğu?
-çengelli iğneyle küçültürüm meraklanma sen.
-Neler çektiğimi görüyor musun Ekrem abi?
-Şimdi bunların sırası değil Satılmış. Fadik alın çocuklarınızı da gidip yatın. Biz de eşinle şuraya kıvrılıp uyuyalım.
-İyi de abi, sizin yatacak yeriniz yok ki.
-Şurada tek kişilik bir sünger var. Üstüne çarşaf attırır uyuruz artık iki kader mahkûmu.
-Allah senden razı olsun abi. Emine bana Zülfiye Teyzenin kekinden yapacak. Çok zor bir kekmiş, öğreneyim söz ben de sana yapar yollarım. İş yerindeki elemanlarla yersiniz. Söz, yapçam valla .
--anne ya, pantolon düştü--
-ya nereye koymuştum şu çengelli iğneyi?
Sabah olmak üzere: (Bodrum güneşi eskiden de güzelmiş diyorlar.)
Boyacının biri pansiyonun yarım kalan duvarlarını boyamak için türkü söyleyerek kapının birisini açıp içeri giriyor.
İçerde yatan çoluk çocuğu görüp, kaçıyor.
Elinde boyalarla hemen yan odaya geçiyor.
Kapıyı açıyor.
Küçük bir yatakta yanyana yatan iki koca adamı görüyor. Off, o da ne öyle...
-Tü Allah cezanızı vere sizin. Yan oda da avratlarınız dururken siz burada haa.
Bir kap dolusu sarı boyayı üstlerine döküp gidiyor.
Zavallı kader mahkûmları neye uğradıklarını anlamadan uyanıyorlar. Birbirlerinin yüzüne bakarak, ayağa kalkıyorlar. Ağlamak üzereler ama erkek adama da ağlamak yakışmaz canım. Bağırmak lâzım şöyle öfkeyle birilerine.
Yan odanın kapısını açıp içeri giriyorlar.
-Fadimeee...
-Emineee...
--anneee uyan uyan, başka pantolon ver---
Devamı var.
(Gerçek bir hikâyenin kurgusudur.)
__öyküsatıcısı2012Davidoff