Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
İlhan Kemal
İlhan Kemal

Çeyreklik

Yorum

Çeyreklik

14

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1091

Okunma

Okuduğunuz yazı 16.10.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Çeyreklik

“Haydi itiraf oyunu oynayalım!” dedi karşısındaki adama.

Kenan’ın bu öneriden hoşlanmadığı yüzünden belli oluyordu.

“Neyi itiraf edeceğiz?” diye çekinerek sordu.

Ayla, adamın çabuk tesliminden memnun:

“İlk sorularda önemli itiraflarda bulunmayacağız. Oyuna ısınınca daha ciddi itiraflara geçeriz.”

Kenanın hoşnutsuzluğu yerini teklifi ilk elde reddetmemenin verdiği kızgınlığa bırakmıştı. “Bu kadar içmişken hiç bir şey oynamam!” diye kestirip atamamıştı. Belki ‘bu kadar’ içtiği için uysaldı. Söz bir kere ağızdan çıkınca yapacak bir şey kalmıyordu.

“Kim başlayacak?” diye sordu.

“Sen başla.” dedi Ayla.

Hiç olmazsa bu noktada ağırlığını koymak için itiraz etti:

“Yok, olmaz. Hak geçmesin. Yazı tura atalım.”

Cebinden madeni bir para çıkardı, özenle başparmağının üzerine yerleştirdi. Tam atacakken Ayla atıldı:

“O ne öyle? Bizim kuruşlardan değil.”

“Sakıncası mı var? Amerikalıların çeyrekliği. O da tüm paralar gibi ikiyüzlü.”

“Yazısı da belli mi bari? Göster bakayım.”

Uğur parası olarak taşıyordu. Ön yüzünde Corc Vaşington resmi varken, arkada yazısı yoktu. Onun yerine trampet çalan bir adam vardı.

“Hangi yüzü bunun yazı?”

“Bu yüzü.”

“Yazı değil ki bu. Bu tarafta da resim var.”

“Bırak Allah aşkına. İşte burası belli ki arka yüzü. İlla kelimesi kelimesine alırsan ön yüzünde de tuğra yok, yerine Vaşington’un kellesi var.”

“Tamam, tamam, ukalalık etme.”

Kenan parayı havaya fırlattı. Eğer yavaşlatılmış gösterim olsaydı, meyhanenin alaca aydınlığında sırasıyla Vaşington, trampetçi, sonra yine Vaşington görülebilirdi ama öyle olmadı. Madeni para ekseni etrafında dönerek havaya yükseldi, duraklamasıyla aşağıya inişi bir oldu. Kenan bozukluğu tek eliyle havada kapmak için hamle yaptı ama yakalamayı beceremedi. Onun yerine Amerikan çeyrekliğini hızla diğer masaların arasına gönderdi. Para Ayla’nın yüzünü sıyırıp geçmiş, kadın kaçınmak için bile kımıldayamamıştı.

Gölgelerin arasında yere düşen para ikisinin de görüş alanından çıkmış, yuvarlanmaya başlamıştı.

...

“Dün şirketten Sinem’le çıkmışsın...”

“Ya, öyle...”

“Ee, ne oldu?”

Sinemle çıkan, rom kökenli içkisinden bir yudum aldı.

“Ne olmasını bekliyorsun ki? Her zamanki tarife.”

“Yemeğe gitmeden eve mi gittiniz yani?”

Sinemle çıkamayan, sanki sıra kendisine gelmiş de, bir sonraki akşam Sinem’i kendisi çıkaracakmış gibi heyecanlanmıştı.

“Yuh! O kadar da değil.” Romdan bir yudum daha. “Nişantaşı’nda bir İtalyan restoranına gittik.”

“Değmezmiş be. Sinem daha ucuzuyla olurdu.”

“Nereden biliyorsun? Denedin mi?”

“Yok, neyime...”

“O zaman?!” Bu son yudumla romun dibi gözüktü. Garsona bardağı gösterip tazele işareti yaptığında bozukluk hala yuvarlanmaya devam ediyordu.

...

“Sen ne demeye girdin o zaman?”

“Rifin sonuna gelince soloyu girersin demedin mi? Girdim işte.”

“Daha gelmemiştim ki. Sıçtın parçanın içine. Neyseki seyirciler öküz, bir şey farketmediler.”

“Duyan da Madison Square Garden’da konser veriyoruz sanacak.”

“Yaptığın işi önemseyeceksin oğlum. Sulandıracaksan yapma. Bu arada paran var mı, içip duruyoruz sabahtan beri.”

“Yoo... Senin yok mu?”

“Hah! Sıçtık...”

Cahit arkadaşının şaka yaptığını söylemesini umutsuzca beklerken farkında olmadan bozukluğa bir tekme attı.

...

“Ben yoruldum. Gerçekten yoruldum. Artık çocuklarla uğraşmayacağım. Yok parası yok, yok kişiliği oturmamış, yok kompleksli... Yeter be! Aman of! Kırkının üzerinde birini bulup elimi eteğimi çekeceğim. Sana da tavsiye ederim. Kurtul o işe yaramazdan.”

Seda cevap vermedi. Cahide’nin işe yaramaz dediği sevgilisini düşündü. Gürcan sanatçıydı. Yaratıcıydı. Onun gibi birisini masa başına oturtmakla, kağnıya koşmak arasında fark yoktu. Bazı ruhlardan sıradan işleri, düşünceleri beklememek lazımdı. Gürcan herhangi biri değildi. Gürcan Seda’nın ruh iki...

“Hala onu düşünüyorsun, değil mi? Kesin yine kirasını sana ödetmiştir. Ama beyefendi yanına taşınmanı istemiyor; neymiş evi büyük değilmiş. Ne için büyük değilmiş? Ne diyordu o hani?”

“İki ruh için dar bir kafes diyordu.”

“Yerim senin engin ruhunu... Hırt!”

Bozukluk Seda ile Cahide’nin masasını geçip tuvalete doğru yöneldi ama aşağıya inen merdivenlere ulaşamadan duvara çarptı. Corc Vaşington yukarıya gelecek şekilde uzandı kaldı.

Meyhane kapanana kadar kimse onu farketmedi. Ne zamanki sandalyeler masaların üzerine kalktı o zaman bozukluk ışıldamaya başladı. Onu yerden alan komi üzerinde yazanlardan sadece iki kelime okuyabildi: Dollar ve America. Bunlar da ona yetti. Gece rüyasında Amerika’ya giden bir şilebe bindiği gördü. Biniş o biniş...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çeyreklik Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çeyreklik yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çeyreklik yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
18.10.2012 12:26:21
hayaller de paranın kendisi gibi yuvarlanıyor

.

İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
18.10.2012 08:42:16
Öykümü güne getiren Seçki Kuruluna en içten teşekkürlerimle...
asran
asran, @asran
17.10.2012 22:37:03


Anlatım dili o kadar çekici ki, tek satır bile okuyası olmasa da döndürüyor yolundan yolcuları.

Selam ve saygımla...
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI, @dilekyildizi
17.10.2012 17:59:45
sizi okumak her zaman güzel...
en derin saygılarımla....
Etkili Yorum
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
17.10.2012 16:51:08
Birkaç boyutlu bir öykü. Birinci tekilin gözüyle değil de tepeden baktık herkese bu kez. Öykülerinizde argoya ya da küfüre çok sık rastlamıyoruz. Her ne kadar yakından bilmesem de, argo içkili ortamlara yakışan bir durum sanırım. O yüzden yadırgadığımı söyleyemem.

Erkek muhabbetleri ve kadın muhabbetleri hep karşı cins olmak zorunda mı? Bunu öyküyle alakalandırarak sormuyorum, genelde böyle. Örneğin Seda Pisagor'dan söz etse ne olur, Sinem'le ilgili beylerden biri Keynes Teorisinden söz etse...Meyhanenin ruhuna mı ters? Hayyam romla gidebilirdi belki.

"Çekmeyiz aşağılık dünyanın gamını
Özleriz gül rengi şarabın canını
Şarap dünyannın kanı dünya ise kanlımız
Niçin içmeyelim kanlımızın kanını."

***

Paranın havada ağır çekimle döndüğü sahneyi sevdim. İlgilisi bunu göremedi ama yazarın sayesinde biz gördük. Ayrıca "Corc Vaşington" sadeliği de güzeldi.

Bu öyküde en sempatik karakterler müzisyenlerdi sanırım. Onların kimseyle işi yok. Kendi dertlerine düşmüşler. Komi onlardan sonra geliyor. Yurdum insanı. Belki de ömründe bir şilep bile görmemiştir. Ama ufku Amerika'yı hayal edebilecek kadar geniştir.

Sonuç olarak (Komiyi içine alan kısmı saymazsak eğer) en fazla iki dakika sürebilecek bir film sahnesi izledik. Hakim bakış açısıyla, kısımlara bölünmüş öyküyü bütün halinde algılayabildik. Eğer bu öykü birinci tekilde anlatılıyor olsaydı, sahneyi bu akdar net göremezdik. Ki siz genel olarak birinci tekilli anlatımı tercih edersiniz. Bu küçük gibi görünen nokta aslında ne kadar önemli ancak öykünün içine düşenler bilir. Anlatıcının sağlamlığı ve doğru şekilde seçilmesi belki de kurgudan da önemlidir.

Kırmızı Kurdelayı fazlasıyla haketmiş bir öykü. Gözüme takılan tek eksiklik, kilit noktalara virgül konulmamış olması. "Sinemle çıkan rom kökenli içkisinden bir yudum aldı." Romun ne olduğunu bilmesek onu bir ülke sanabiliriz :) Ayrıca adamlar "Sinemle çıkan" ve "Sinemle çıkmayan" olarak adlandırılmışlar. Arada bir virgülü hak ediyorlar. Ortada Sinem var, ama onların adı bile geçmiyor. Siz noktalamalara dikkat eden bir yazarsınız. Sanırım bu öykü yine gece yazıldı, ya da aceleniz vardı.

Belki her öykünüzde aynı sözleri tekrarlayarak kendi klişemi oluşturuyorum ama "okuması keyifli öyküler yazıyorsunuz" diyeceğim bir kere daha.

Tekrar kutluyorum. Saygılarımla.





DemAN
DemAN, @deman
17.10.2012 13:42:16
"Amerikalıların çeyrekliği. O da tüm paralar gibi ikiyüzlü.”

Parasal tanrıcılığın gölgesinde uyuyan Öküz gibi kimilere güzel bir gönderme, çok şık vurgularla yazıyı adeta görseleştirmişti.,

Aslında parayı bazen hayatın iki yüzlülüğüne benzetiyorum, biliriz ki hayat da ikiyüzlü, bir yüzünde cömert güleçliği diğer yüzünde acımasız tokadıyla...


Ve finalde Amerika düşü; amerika düşü bile belli başına paradır çünkü orada zengin olma hayalli vardır ve hayal, bildiğimiz her insanın saklı hazinesi!

Güne gelen yazınızı bizimle paylaştığınız ve düşündürdüğünüz için teşekkürler, kutladım


Selamlarımla
Zümra Zen
Zümra Zen, @zumrazen
17.10.2012 10:02:03

O da tüm paralar gibi iki yüzlü, oda insanlar gibi iki yüzlü

,,,,

Sarhoştan korkma, en saf hali,içi dışı bir. İçinde ne varsa gelir diline, sonra kendine geliş ayılma ve yine ki yüz ...

Saygılar



Zeynep Süberk
Zeynep Süberk, @zeynepsuberk
17.10.2012 08:58:51
Bu sayfada en çok sevdiğim şey, kalemin (klavyenin) haylazlığı. Okumaya başlıyorsunuz, karakterleri, temayı çözmeye yönlendiriyorsunuz beyninizi, sonra yazı akmaya başlıyor, siz de sabit kalamıyorsunuz. Sürükleniyorsunuz. Durduğunuzda kendinizi başka bir yerde buluyorsunuz. Macera dolu Amerika :)
Çok keyifliydi yine, gönülden tebrikler.
nuray telli
nuray telli, @nuraytelli
16.10.2012 23:39:57
10 puan verdi
Çeyrekliğin peşine düşüp başka insanlarla tanışmak, bambaşka olaylara tanıklık etmek istedim:))Güzel kurguydu.Emeğinize sağlık.Saygılarımla.
küsss
küsss, @kusss
16.10.2012 23:37:17
İşte yazarlık tam da bu olsa gerek... Muhtemelen İlhan Bey bir bozukluk görür,eliyle bir yandan o bozuklukla oynarken bu hikaye aklına gelir... Hayal gücünün de böylesi ya... Bozukluk hava-zemin arasında fink atarken nasıl bir yolculuğa çıkarır bizi...

Bir meyhanede başka başka ağızlarda dolanan,başka kimliklerde,başka cinsiyetlerde nasıl güzel yansıtmışsınız..Okuması çok keyifliydi gerçekten.

Saygılarımı sunuyorum.Ama kabul edin garsonun hayal gücü sizinkinden de kuvvetli:)
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
16.10.2012 17:57:15
Öykünün yorumunu yarına bırakıyorum. Çok yorgunum ve bu hikayeyi birkaç cümleyle geçiştirmek istemiyorum.

Tekrar görüşmek dileğiyle. Saygılar.
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
16.10.2012 10:52:33
10 puan verdi
Çok çok keyifli...Tebrikler, sevgilerimle...
Ben de bindim şilebe
Tam yol gittim gittim
Hiç durmadı bu şilep
Gece gündüz...
Sonsuz bir yolculuk
Tam yol ileri
Gittim gittim...
Hayat.İşte
Hayat.İşte, @hayat-iste
16.10.2012 09:29:42
keyifliydi:)

“İki ruh için dar bir kafes diyordu.”
bunu çok sevdim.

dostlukla..
Vertigo
Vertigo, @vertigo
16.10.2012 09:17:22
severek : )
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL