14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2315
Okunma

Hiç farkında değildim sigaramdan o kadar derin nefesler çekip şiddetini gittikçe arttıran rüzgara karşı üfürdüğümün. Kim bilir yine nelere dalmıştım. Acaba Özürlü Evladım Yunus şu anda ne yapıyordu. Bazen bana yaptığı gibi annesinin yanaklarını okşayıp kıkır kıkır gülüyor muydu, yoksa yine bir sara krizi geçirerek mosmor mu olmuştu. Kızım ne yapıyordu. Zırlak torunum onu yine canından bezdiriyor muydu?. Torunum..Ciğerparem Elif Nur’umun vücudundaki o kırmızı kırmızı benekler acaba gitmiş miydi? Ya eski eşim? Acaba bende bulamadığı mutluluğu şimdi hiç bir işi gücü olmayan ve zavallı Yunusum için devletin verdiği üç kuruşa göz diken yeni eşiyle mutlu muydu? Sanırım bunları düşünüyordum Ya da?
Ya da…Daha nişanlı iken onun bana söylediği ‘’ Elbet bir gün buluşacağız’’ şarkısına karşılık benim ona söylediğim ‘’Kahverengi gözlerin ‘’ türküsünü…Hiç ayrılmamak üzere birbirimize verdiğimiz sözleri düşünüyordum.
Düşüncelerim arasında Büyük oğlumun belki de onuncu kez sevdiği kız tarafından terk edilişi dolayısıyla şu anda yaşadığı bunalım, ya da bir küçüğünün ‘’ Belki bir gün şans bize de döner ‘’ umuduyla oynadığı şans oyunları ve sonrasında yaşadığı umut kırılmaları vardı..Kim bilir?
Ahh..Ahhh…Şu sabah 9.00 da başlayıp akşam 21.00 a kadar çalışmak ve çalıştığım süre içinde internete girmenin yasak olması diye bir pozisyonum olmasa şimdi oturur işte tüm bunları ne güzel allayıp, pullayıp nefis bir mizah yazısı haline getirirdim.
Ben böyle sigaramı iki nefeste bitirecek gibi derin derin duman çekip her içime çektiğim dumanı taaa topuklarıma kadar indirdikten sonra dışarı salarken iki genç bayan öğretmenimin aralarında fısıl fısıl konuştuklarını duydum. Benden bahsediyorlardı:
-Aşık galiba..Baksana sigarayı yiyecek gibi içiyor.
-Kız sus duyar muyar şimdi ayıp olur hocamıza.
-Aman nereden duyacak? Öylesine dalmış ki kulağının dibinde top patlasa duymaz…
Haklıydı. Aslında kulaklarım biraz ağır işitir. Ama nasılsa bu iki genç bayan öğretmen arkadaşımın konuştuklarını duymuştum. Kendi kendime ‘’ vay canına be… İnsanın düşünceli olması için ille de aşık olması gerekiyormuş demek ki ‘’ dedim. Yani eğer aşık değilsen daha ne diye düşünüyorsun ki? Bu mudur yani? İnsan aşık değilse onun düşünecek başka bir derdi, sıkıntısı olamaz mı? Hatta yaşı altmışa yaklaşmış olsa bile sadece aşık olduğu zaman mı düşünür?
Niçin her sözün, her satırın, her mısranın altında ille de aşk ararız bilmem ki.
Neyse…Uzatmayayım bu sefer…
Vatandaşın biri bir kaza geçirmiş. Bu kazadan sonra da maalesef kolunun birini kesmek zorunda kalmışlar garibimin. Tek kolu kesilen bu adam daha sonra hayata küsmüş. Tek kolla yaşamak çok zor geliyormuş ona.
Bir gün yolda giderken bir bakmış ki iki kolu birden kesik bir başka adam neşe içinde hoplaya zıplaya geliyor karşıdan… ‘ Allah Allah’’ demiş kendi kendine ‘’ Adamın iki kolu birden kesik ama neşesine diyecek yok...Hoplaya zıplaya yürüyor…Oysa ben bir tek kolum kesik olduğu içğin hayata küstüm.’’
İki kolu kesik adam iyice yanına yaklaşınca hemen karşısına geçmiş tek kolu kesik adam. Sormuş:
-Hemşerim bir dakika..Sana bir şey soracağım. Benim bir kolum kesik olduğu için hayata küstüm.Oysa senin iki kolun birden kesik ama neşe içinde hoplayıp zıplıyorsun. Bu neşenin sebebini ve kaynağını bana da anlatır mısın?
Cevap vermiş iki kolu birden kesik olan adam:
-Yav hemşerim di git işine…İnsanı dinden imandan çıkarma...Ne neşesi…İki saattir kıçım kaşınıyor…O yüzden hoplayıp zıplıyorum.
Bazı insanlara siz ne anlatırsanız anlatın, nasıl izah ederseniz edin onlar gördüklerine , algılamalarına ya da kurgulamalarına göre yorumlayacaklardır.
Bir gün eski eşime bir şeyler anlatabilmek için sormuştum:
-Hanım…Hiç düşündün mü Allah insanoğluna bir ağız verdiği halde niçin iki kulak vermiştir?
Hani umuyordum ki ‘’ İki dinle, bir söyle diye ‘’ şeklinde bir cevap verecek… Ama o çok daha gerçekçi bir cevap verdi:
-Niçin olacak söylenenler bir kulaktan girsin, ötekinden çıksın diye…
Sanırım sorunumuz bu. Söylenenler bir kulaktan giriyor, ötekinden çıkıyor.
Sonuç: Aşktan değil…Vallahi de billahi de aşktan filan değil…Kaşıntı tuttu o kadar.