4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
960
Okunma

Ne demişti Duygu Asena: “Kadının adı yok”.
Aradan geçen kısacık seneler çok şey değiştirdi ve şimdi ben de diyorum ki; “Kadının adı var, hem de çok”.
Kadınlar, kocanın niteliklerine göre ad alıyor.
Toplumda, orda-burda ona göre ağırlanıyor.
Eğer kocası kodamansa kadın; gakga.
Yok kocası fukaraysa kadın; tuu kaka.
Zaman zaman istisnalar kaideyi bozma eğilimi gösterse de:
Kocası zenginse; zengin kadın.
Fakirse; fakir kadın.
Kocası muhafazakarsa; kapalı kadın.
Çağdaşsa; açık kadın.
Güzel yurdumun güzel kadınları kendi ülkesinde ikinci sınıf insan muamelesi görüyor, koca dayağı yiyor, koca gölgesine benziyor. Bedenleri üzerinde siyasiler hak iddia ediyor.
Hak verilmez.
Hak alınır, zorla alınır.
Bunu bilsinler ve hak verilmesini beklemesinler.
Benim güzel ülkemin şefkati/hoşgörüsü bol kadınları, gelenek ve görenek adı altında dayatılanları ellerinin tersiyle itmeleri ve haklarını söke söke almaları gerekirken; zengin-fakir, kapalı-açık diye birbirinden soğuyor, uzaklaşıyorlar. İnançlı inançsız diye birbirlerinden fersah fersah kaçıyorlar. Oysa kadının adı törede-köklerimizde var da, asıl dinimizde yok.
Tepki gösteremiyorlar. Eşlerine, çocuklarına kıyamıyorlar veya korkuyorlar. Kadın hem yufka yürekli hem yüce yüreklidir ya, kullanılıyor.
Hayvan haklarını koruyanların sayısı, eminim kadın haklarını koruyanlardan çoktur.
Ya ikinci sınıf olmanın ne anlama geldiğini bilemiyorlar, ya da bedavadan sorumsuz ama sorunlarla dolu bir yaşamı yeğliyorlar.
Bırakın erkeği; kadın bile hemcinsini erkeğin niteliğiyle etiketliyor.
İmam karısı, hacı karısı, hoca karısı, memur karısı, işçi karısı, ağa karısı, paşa karısı, först leydi...vs.
Şarkılara bile alay konusu oldular.
Çalgıcı karısı Binnaz, imamın karısı Sevtap, esnaf karısı Binnaz, kumarbazın karısı Yoknaz…
Ne Binnaz’ın umurunda, ne de Yoknaz’ın umurunda.
Ne Binnaz farkında ne de Yoknaz…
İnsan, çok değerleri olarak yaşar ve öyle mutlu olur.
Binnaz’ın değeri, cicili bicililerle iki hoş lakırtı ve de bacakarası fonksiyonları. Yoknaz belkide bunlara bile sahip değil. Öyle ya aile fakirdir, veya seksapelitesi yoktur. Böyle kadınlarımız hepten yok sayılmıyorlar mı bu düzende. Oysa özgür birey olsalar, insani değer zenginliklerine sahip olacaklar ve yaşamları çok daha mutlu olacak.
En çok dinlerdir kadını cinsiyetinden dolayı aşağılayan. Kırsal kesimler başta olmak üzere, bilinçsiz ve örgütsüz toplumların yegane değeri dinidir. Bu güzel de; cahil insana dini öğretenler de cahil ama çok bilmiş görünenler oluyor. Bu da kadını boyunduruk altına alarak erkeğin kendi rahatını arttırma güdüsüne destek veriyor.
En sümüklü erkek bile ailesinde bir kadın varsa; bir kölesi, buyuracağı, birisi var demek oluyor.
Kadın, erkeğin (Adem’in) kaburga kemiğinden yaratılmış" ikinci cinsiyet olarak gösterilince işleri oldukça kolaylaşıyor. Oysa erkeği doğuran da kadın değil mi. Allah önce kadını yaratıp ilahi gücüyle mayalayıp, erkeğin ve insan soyunun oluşmasını sağlamış olamaz mı. Nitekim öbür dinde böyle bir mit var.
Kimse kimseyi suçlamasın, bahaneler üretmesin. Kadın haklarını fiziksel olarak algılayanlar, bu saçmalığı önce kafalarında bitirsin.
Aklından ve başarısından çok fiziki yönle ilgilenenler bilsin ki; görünenin ötesinde olan güzellik kişilikte yatar.
Kadının adı vardır.
Erkek popülasyona denk dişi popülasyonu yaşar yerkürede.
En az erkek varlık kadar dişi varlık yaşar yerkürede ve denktir.
Erkeğin adı kadar kadının da adı vardır.
Ne utanç vericidir ki; kadını savunma amaçlı oluşumlarda/kuruluşlarda çoğunluk ve söz önceliği gene erkeklerde oluyor.
Bu çok aşağılayıcı bir durumdur.
Ben kadınları suçluyorum. Birbirlerini kıskanmaktan, afra-tafradan, süslü-püslü kokanalıktan insan olmayı tadamayan kadınlarımızı suçlu görüyorum.
Kadınlar suçludur, çünkü cinsiyetlerinin değerini kendileri bilmiyorlar ve kendilerini aşağılıyor, küçültüyorlar.
Dayanışmaya tahammülleri yok, özgüvenleri yok, cesaretleri yok, azimleri yok.
Kadın – erkek eşitliğinin akılda tutulması gereken çok ciddi kazançları vardır.
Eşitlik durumunda erkeğin hayatı kolaylaşacaktır.
Kadın yücelecek, çok daha değerli olacaktır.
Erkek, daha değerli ve kendi ayarında varlıklarla yaşamını geçirme mutluluğuna ulaşacaktır.
Aileler daha güçlü ve mutlu olacaktır.
Toplumlar güçlenecek- zenginleşecektir.
Nüfusun yarısı olan dişilerimizin (en az erkekler kadar):
Aile içinde,
Sosyal hayatta,
Ekonomide etkili ve bilinçli olmasının değerini hayal etmek bile insanın içine büyük ferahlık veriyor.
müsadenizle