32
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
6037
Okunma


""Beyaz Giyme Söz Olur""
Hacı Şakir Konağı: 170 yıllık bir konak.
Bizi Mehmet Can isminde bir bey güleryüzüyle karşıladı. İşletmecisi olduğu konağa buyur etti.
Konakların kapısında asılı bulunan at nalı neden diyordum ki, kendisiyle söyleşiye başlamış bulunduk.
Ben, bugüne kadar hep kimliğini kaybedecek hale gelecek kadar restore edilen, düğünlere veya derneklere hazırlanmış konakları gezdim dedim.
Gülümsedi.
- İçeri buyrun, beraber gezelim. Dedi.
Mehmet Can Bey, daha önce çok önemli yerlerde işletmecilik yaptığı halde Şakirler Konağının sevdasıyla kendisini buraya nak’şetmiş birisi. Kendisiyle bahçedeki Vişne altı denilen yerde sohbete başladık.
- Kapıdaki bu at nalı bir işaret mi, yoksa süs mü ?
- Gördüğünüz at nalı, konağın alt katının çok yıllar önce ev sahiplerinin ve misafirlerinin atlarının bağlandığı yerdir.
Çünkü bir evde at nefesiyle yaşandığında, o insanların ömürlerinin uzun olacağına dair bir inanış varmış.
Hemen üst katta gelin damat odası, yanında dedenin ninenin odası, onun yanında göreceğiniz evin kızının odasıymış. Gelin damat odası konağın saklı bahçesine bakarken, evin kızının odası Mudurnu’nun bu dik yokuşlu yoluna bakan küçücük camına takılan, koca demirler sizce neden hapishane demirlerine benzer bilir misiniz ?
- Mutlaka evin kızı çok güzel olmalı, kaçırılmasından korkuyor olmalılar. Dedim.
- Tam tersi. O kadar yıl önce genç kızlara verilen seçme şansı. Dedi...
Atlıya, sillahlıya, küllâhlıya, bıçkın delikanlıya bakıp, kendisi beğenip seçebilsin diye. Kız beğenir, kendisine görücü geldiği zaman seçme şansı olurmuş. Bir üst kata çıkacak olursanız, bu kez misafirlere ne kadar değer verildiğini görürsünüz.
- Peki ya mutfak ? O nerede ?
- Mutfak o yıllarda yemekhane denilen yermiş. Yemekhane konağın bahçesinin bir köşesinde bulunmakta, konağın içine yemek kokularının girmesini önlemekteymiş. Yemekhaneden sofaya yapılan köprü ile pişmiş yemekler konağın sahiplerine ve misafirlerine ikrâm edilirmiş.
Şakir Bey uzun yıllar önce bu konağı yaptırırken, işini bilen dülger tutmuş.
Dülger, Şakir Bey’e yaptırmak istediği konakta en çok kaç kişi yaşayacağını sormuş. Güneşin nereden doğduğunu, nereden battığını ölçmüş. Saklı bahçenin toprağını sevebilecek ağaçların fidanının yerini, bahçenin şekline göre ekmiş. Elde dövülmüş çivileri, karaçam ağacı üzerine ince ince işleyerek günümüze kadar sağlıkla getirmiş.
Derken... İçerden ince bir saz sesi duyuldu.
Beyaz giyme söz olur
Siyah giyme toz olur
Gel beraber gezelim
Muradımız tez olur
- Bu ses nereden geliyor ?
- Bahçeden geliyor, kardeşim çalıyor. Bizim türkümüz, Mudurnu türküsü. Pek bilinmez Mudurnuya ait olduğu.
Salına da salına da gel
Hadi yavrum dön dolaş yine bana gel
Sohbetin büyüğü olur muymuş ? Olurmuş.
Mehmet Can Bey’in sohbetine veda ederken son sözlerini türküye eklemeyi ne çok isterdim...
"İnsan olmayı bilmiyorsan, müslümanım deme."
" Salına da salına da gel, hadi yavrum gez dolan yine bana gel."
Rahmetler olsun
www.hacisakirlerkonagi.com
öyküsatıcısı2012Davidoff