28
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4946
Okunma

"İzmir bir prensestir"
Victor Hugo...
…………………………………………………
Ey şehr-i İzmir… Nasıl anlatayım ki ben seninle ilgili duygularımı? Öyle bir derinden kaleme dökmek isterim ki yüreğimdekileri, okuyanlar çok iyi anlasınlar neler hissettiğimi…
Bambaşka bir şehirdir İzmir… Anlatılmaz yaşanır dedikleri türden… Egenin incisidir, dokunmaya kıyamayacağınız narin bir kız misalidir… İstanbul’un, kafası karışık bir bayanı andıran tipi yoktur onda ya da Ankara’nın, kendini koşuşturmaya kaptırmış yorgun bayan modelini göremezsiniz İzmir’de. Aksine duygulu ve nazlı bir bayan gibidir bu şehir.
Bir de İzmirliler vardır ki, her zaman yaşadıkları şehrin hakkını vermek için ellerinden geleni yaparlar…
Ne demiş Cahit KÜLEBİ;
"İzmir’in denizi kız, kızı deniz,
Sokakları hem kız hem deniz kokar"
Belki de hep bu yüzdendir İzmirlilerin burunlarının hassas oluşu ve iyiyle kötünün kokusunu alıp, hemen ayırt edebilmeleri…
Yetmiş iki milletle dost olmayı başaran bir kültür birikimi gibidir İzmir. İçine bütün dünyanın güzelliklerini toplayan bu şehrin çocukları her zaman gurur duyarlar bu şehir ile anılmaktan… Haylazdırlar, yaramazdırlar ve hatta serseridirler fakat asla saygıda kusur etmezler İzmir gençleri… Erkekleri her zaman gurur duyarlar İzmir kızlarıyla, kızları ise her zaman güvenirler İzmir erkeklerine… Güzel oldukları kadar biraz da küstahtırlar İzmir kızları :) Ama hep efendilikleriyle örnek olurlar diğer insanlara.
Bir de büyücüleri vardır derler İzmir’in… Hikâye bu ya, İzmirli bayanlar hep büyülerle alırlarmış erkeklerin akıllarını başlarından.{ Valla ben demiyorum bunu, rivayet böyle :) }
Güzelliklere karşı zaafları vardır her zaman, kaliteli bir yaşam isterler ve öyle yaşarlar genelde… Bir de keyifçidirler ki, anlatılmaz yaşanır sadece… Öğle yemeğini yemek için uzun bir yolu göze alıp Ada’ya giderler. (Kuşadası’na Ada demeleri de başka bir özellikleri bu arada) Köpüklü bir kahve içmek için ise hemen Kordon’a koşarlar… Ege denizi ise sohbet ettikleri en iyi arkadaşlarıdır…
Yeri gelir 35 – 35,5 tartışması yapılır, yeri gelir 35’i de 35,5’u da tek yürek olur bu şehirde… Sıcakkanlıdır genelde İzmirliler, sorunlar karşısında kavga etmek yerine durumları dalgaya almaları belki de hep bu yüzdendir… Arabaya binip trafik stresi çekmek yerine, fuardaki gölde kuğulara binip kısa bir gezinti yapmayı tercih ederler…
Düşman gibi bakmazlar sizlere, yüzlerinden eksik etmedikleri gülümsemeleri ve sıcak selamları ile bütün insanların yüreğini ısıtmayı başarırlar…
Farklı olduklarına inanırlar her zaman, özentilik yapmak onlara göre değildir, hep özenilen taraf olduklarını bilirler çünkü… Çoğu zaman şeytanla akrabalıkları olduğuna inanılır. Hep sol ceplerinde taşırlar bu akrabalarını, sağları solları belli olmaz hiçbir zaman, sağ gösterip sol vurmaları bu yüzdendir belki de…
Hafta sonlarını evde tembellik yaparak geçirmek yerine, kendilerini hemen dışarı atarlar. Buluşma yerleri nedense hep YKM önü olur, oradan ya Çınar Sineması tercih edilir ya da Kemeraltı’nda güzel bir alışveriş… Belki de deniz kenarında güzel bir piknik olur program…
Tüm şaşkın bakışlara ve itirazlara rağmen simit’e gevrek, çekirdeğe çiğdem, domatese domat demeye devam ederler. Geliyom, gelcem, yapcam, gidiyom gibi kelimeler onları çoğu zaman ele verir. Bir de ot almadan pazardan dönememek gibi bir huyları vardır… Her çeşit otun lezzetini, kokusunu, şeklini ayırt etmek gibi bir yetenekleri belki de hep bu yüzdendir… Zeytinyağlılar ve ot yemekleri sofralarının vazgeçilmezidir.
Ne zaman birisi “İzmir’in kavakları, dökülür yaprakları” dese, hemen bir hüzün kaplar İzmirlinin yüreğini. Ne zaman bir zeybek havası duysa ya da bir efe görse karşısında, tüyleri diken diken olur ve kalkıp oynamak gelir içinden…
Ne kadar aceleleri olursa olsun, Konaktan kuşlara yem atmadan geçemezler, kuşlar yemlerini yerken onlar kollarındaki saati saat kulesinin saatiyle karşılaştırırlar ve yollarına devam ederler…
Aslında sadece Konak için geçerli değildir bu durum, İzmirliler her zaman yollarına devam ederler ve onları kendi bildikleri yoldan ayırmak çok zordur gerçekten… Çoğu zaman kendi bildiklerini okumaları da galiba bu yüzden…
Yaz yaz bitmez aslında İzmir ve İzmirliler… Bu güzel şehrin havasını solumuş bir kişi olarak İzmir’i anlatmaya çalıştım sizlere… Şimdilik bu kadarla sınırlı kalalım…
………………………………………………
Tüm İzmirlilere ve kendisini İzmirli hissedenlere gelsin bu yazı…
Şimdi “Neden bu şehre bu kadar övgü yapılmış?” diye sorarsanız eğer,
Ben de “Eee napalım, ayıptır söylemesi biz de İzmirliyiz, olsun artık o kadar da” derim :)
Saygılar…
Pelin...
03.02.2008
23:00