Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
M. CÂN GÜNDEDE
M. CÂN GÜNDEDE

AYRILIĞIMA SEBEP “EVET”Tİ

Yorum

AYRILIĞIMA SEBEP “EVET”Tİ

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1446

Okunma

Okuduğunuz yazı 27.7.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
AYRILIĞIMA SEBEP “EVET”Tİ

AYRILIĞIMA SEBEP “EVET”Tİ









Sevdim.
Sevince var oldun bende...
Sevildim.
Sevilince yok oldum sende...


________________








Sevgili dostlarım…

Mevlana mesnevî-i şerif’ine, insan ruhunun Allah’tan ayrılığını anlatarak başlamıştı. Arayış, ayrılıktandı. Aslından uzak düşmenin özlemi vardı. Aslına dönmek için uygun bir gün, uygun bir fırsat aramaktaydı:


“Dinle ney’den duy neler söyler sana,
Sızlanır hep ayrılıklardan yana:
Kesikler sazlıklar içinde der beni;
Dinler, ağlar, hem kadın, hem er beni.
Göğsü göz göz ayrılık delsin de bir,
Sen o gün benden işit özlem nedir.”



“Bir Güzel” görmüştü insan. Eksiksiz, mutlak güzeli görmüştü. Ballar balını bulmuş, ballar balına banmıştı. Bir kere görmüş ama başı dönmüştü. Ondan başka hiçbir düşünemezdi artık… ondan başka bir şeyi göremez, Ondan başka bir şeyi soramaz, Ondan başka hiçbir güzellikle iliklerine kadar doyamazdı. Eksikliğini hissederdi hep bir şeylerin… “Dama alışan güvercin gitmez, gidemezdi. Kanatları sevgi ve alışkanlık bağı ile bağlıydı. Kendinden geçmiş gibi güvercinliğin etrafında dönerdi.”

Bu, “ Sonsuz Güzel”e “evet” demekti. Bu O’ndan olmaya, O’nla olmaya “evet” demekti.

Ruhlar âleminde, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” hitabına muhatap olan ve O’na “evet” diyen insan, rabbinden ayrılıp dünyaya gönderildi. Âlemi onun için, onu kendisi için yaratan Rabbi, ona ruhundan nefh etmiş sonra onu uzaklara salmıştı…

Artık arayan olmak düştü bahtına… Ona ait bahçelerde, onun bin türlü ziyafet merhalelerinden geçti, her merhalede hayret ve hayranlığı arttı, elindeki dar testiyi sonsuz deryalara daldırdı. İnsan arayan oldu hep, O aranan… Öyle ya, sonsuz, sonlunun kabına sığar mıydı hiç?

Sanki ney kesildi sazlıktan… Sanki membaından ayrıldı su… Sanki deryaya kavuşmak özlemiyle çağladı ırmak. Sanki ayrılık ateşleriyle göz göz delindi göğüs. Sanki, yerler, gökler bu ayrılığa ağladı… Ben dinledim, sen dinledin… Ney anlattı biz dinledik…

Karanlıkta kalan ve ruh darlığından canı çıkıyormuş gibi ıstırap çeken birisi gibiydi artık. Gözün gündüzün nurundan ayrılmaya sabrı yoktu kalbin Allah’tan.

“Sıkıntı, gündüzün nuruna kavuşmak isteyen gözün özlemindendi.”

Çaydan ayrılan toprak çoraklaşır, ırmaktan ayrılan su kirlenir, hava, cana can katan rüzgârdan ayrılınca kokar, ateş ocağından ayrılınca söner…

Mahiyetindeki her şey O’nu özlüyor, zamansız ve mekânsız diyardaki doymak istiyordu. İsteği, arzusu, her şeye elini uzatması bundandı. Bunun için çaldı her kapıyı… çoğu kez yanıldı, gördüğü başka şeyleri o aradığı güzel sandı, tuzlu su içmiş gibi için için yandı. Eline dikenler battı. Doymadı, dolmadı, bulamadı, eremedi, eridi. Damağında o günün tadıyla mecnun gibi dolaştı. Erdiği, ulaştığı her fani güzel; servet, makam, şöhret, sevilen; “ Ben O değilim…” diyerek terk ediyor, ayrılık tokadını vuruyordu. Istırabı ayrılıktan, ıstırabı bundandı. Aradığının o olmadığını anladığında yolculuğuna, özlemleri kuşanarak devam etti…

İnsan, bekaya âşıktı. Bu fıtratında vardı. Onun için sevdiği her şeyi bir nevi ölümsüz gibi vehmediyor, ayrılmayacak gibi seviyordu. Şöyle diyordu:

“Mademki insan ölümsüzlüğe âşıktır; öyleyse ilerlemeye çalışması da, hayattan lezzet alması da o ölümsüzlük düşüncesine bağlıdır. Ölümsüzlük ise Bâkî-i Zülcelal olan Allah’a aittir. Bâkî olan ve kâinatı isimlerinin tecellisiyle, görünmesiyle yaratan Allah’ın isimleri de bâkîdir. Bâkînin aynaları olan mahlukat, O’ndan gelen tecelliler daimi olduğundan ölümsüzlün rengini, hükmünü alır ve bir nevi ölümsüzlüğe O dilediği sürece sahip olur. Elbette insana en lazım olan şey, en önemli vazifesi, Bâkî’ye karşıalaka duymak ve isimlerine yapışmaktır. Çünkü ancak ölümsüzün verdiği varlıkla ölümden, yok olmaktan kurtulur. Çünkü Bâkî yoluna serilen her şey bekaya mazhar olur.”

Bir kere Rabbine “evet” diyen ruhun, ebeden ve Ebedi Zat’tan başka bir şeyle doyabilir mi? Sonsuzdan gelen ve sonsuzu isteyen yüzün namütenahi bir Güzel’den başkasına razı olabilir mi?

Senin duyguların içinde öyle bir duygu var ki, ebeden ve Ebedi Zat’tan başkasına razı olamaz. Ondan başkasına bakamaz. Ölümlüye tenezzül etmez. Bütün dünyayı verseler fıtri ihtiyacına yetmez, seni tatmin etmez. O şey ise, senin duygularının ve latifelerinin sultanıdır… Ey sen kişilik bunalımında kaybolan arayışında yorulan; ölümsüzlük duygusunun sesine kulak ver, ölümsüzü bul kurtul ikilemlerden… O’nu bilemezsen bilgin vehim, hikmetin illet, varlığın yokluk, hayatın ölüm, nurun karanlık, lezzetin günah, emelin elem olmaktan öte gidemez. O’nu bulamazsan her bulduğun sana düşmandır. Çünkü aradığın değildir o bulduğunu sandığın…

İnsan, sanal, kararsız diyar olarak nitelendirdiğim bu diyardan ayrılığa dayanamıyorken, ebeden, cennetten ve Bâkî-i Zülcelal’den ayrılığa nasıl dayanır.

Evet;

“ Nakıştan ayrılık zordur derler oysa,
Nakkaştan ayrılık çok daha zordur aslında…”







’M. Cân Gündede





Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ayrılığıma sebep “evet”ti Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ayrılığıma sebep “evet”ti yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AYRILIĞIMA SEBEP “EVET”Tİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İsra Doğan
İsra Doğan, @isradogan
28.7.2012 05:04:01
Ayrılığın tek tesellisi belki de " Belâ " sözünü ispat etme çabasının kayda alınması olabilir.

Güzel yazı için hem tebrik eder hem de teşekkür ederim.
Saygı ve hürmetler efendim.
Nar-ı Çiçek
Nar-ı Çiçek, @nar-icicek
28.7.2012 00:25:25


Kutlu'yorum.


saygi ile
Etkili Yorum
Kemnur
Kemnur, @kemnur
27.7.2012 03:15:14
SAYGIDEĞER YAZARIM, YAZINIZDAN ÇOK ETKİLENDİM. ÇOK İYİ BİR İNCELEME İLE YAZILMIŞ, YARARLI BİR YAZIYDI. YAZI KALİTESİ YÜKSEKTİ.TEBRİKLERİMLE
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL