Basitinden nedir sınavlarımızda ki büyük puntolu uyarı: "4 yanlış bir doğruyu götürmektedir.". Peki kravatımızı armamızı çıkarıp şöyle bir kenara attıktan sonra hayat adı verilen pencereden bakalım.
Hayatta bir veya çoğunlukla bir sürü doğrunun gitmesi için 4 yanlışa ihtiyaç duyulmadığını açık ve acımasız bir gerçeklikle görüyoruz. Burada yanlıştan kastımız nedir? Bir çocuğun eve geç kalmasından bahsetmiyorum. Bahsettiğim şey hayatımızda yolunda ve güzel giden şeyleri bir anda tersine çeviren ve peşinde bir pişmanlık silsilesi getiren yanlışlarımız. Her şeyi en güzel noktasında batıran yanlışlarımız. Evet bahsettiğim şey tamda bu. Yapmışızdır çoğumuz. Verilen yanlış bir karar sonucunda hani derler ya evdeki bulgurdan olmuşuzdur.
Ders alır mıyız hatamızdan? Evet alırız. Düşünün bir futbolcunun hatasından dolayı yedek kulübesine alındığını. Düşünsenize rahat bir gol pozisyonunda gol atamadı ve takımı şampiyonluktan oldu. Ne kadar pişmanlık duysa da olan olmuştur bir kere. "Bir sonraki maç hatasını telafi eder!" dediğinizi duyar gibiyim. Evet edebilir fakat yanlışı çok şeye neden olmuştur. Ders alırız fakat arkamıza baktığımızda her şey eskisi gibi kalmaz. Çok düzeltmek isteriz olmamış gibi yaşamak isteriz fakat olmaz. Zamanın kumları akıp gitmiştir bir kere her ne kadar avucumuzda tutmaya çalışsak da.
Böyle olur değil mi? Hep böyle olur. Nereden mi biliyorum? Ben yaptım. Peki ben kim miyim? Ben yaraları sarmak için şans verilen biriyim. Sarmak için sessizce...