3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
977
Okunma

Oysa kıyamet kopacak zannetmiştim, dünya ters-düz olur, kıyamet kopar, afetler olur zannetmiştim, yaşadığım acıya göre. Kıyamet kopmadı, dahası hayat her şeye rağmen devam ediyor, ben olsam da olmasam da. Benim hayatım yerinde değil. Bana inatla belki herkes biraz daha iyi, ben kötü olduğum için.
Sana “hoş geldin” diye uzunca bir yazı yazacaktım, başladım aslında ama olmadı, devam edemedim. Ben daha ilk paragrafı yazdığımda sen gitmiştin. Gerek kalmamıştı devamına. Hayat devam ediyordu, biz edemiyorduk. Nedenleri bıraktım sessizce içimden. Nedensizim artık ve sormuyorum Neden’leri. Çünkü yoruluyorum. Hayatın neresinde olduğumu hiçbir zaman bilemedim. Bildiğim kadarı yetti işte.
Hayat devam ediyor.
Her şeye rağmen ve hızla, biz olsak da olmasak da.. Birileri bizim ardımızda bıraktığımız yer de çay içiyor, bizim gibi. Birileri sahile bakıp, martıları izliyor, kimisi vapurla karşıya geçiyor, tam da bizim gibi. Yerimizi dolduracak bu kadar insan olduğunu bilmiyordum bu hayatta. Bizim birbirimizde yerimiz dolmuyordu. Her şeyin yeri doluyordu.
Sana gelirken yollarım, hiç de düz bir çizgi olmadı, hep yokuşluydu, hep zahmetliydi ama bana hiç birisi zahmet olmadı, tek zahmetim senden yalnız başıma dönmem oldu. Gelirken tüm kaldırım taşlarına adını yazmıştım, bilemezdim ki geri dönerken, onların yolumu aydınlatacağını.
Adımlarım yorgun, dizlerim kırgın
Yüreğim yorgun, adım kırgın…
Paramparça olmuş adımın harfleri adında. Bu kadar keskin olduğunu bilmezdim isminin baş harfinin. En çok o kesti adımdaki harfleri, adımın bu kadar yorulacağını bilmezdim.
Sağ adımımı attığım için her zaman, en çok sağ adımım yorgun. Şimdi sol adımımı atmak istiyorum hayata, sağ adımlar hayırlı gelmedi ki bana. Ürkek, bembeyaz bir papatya gibi düştüm avuçlarına, seviyor mu diye yoldun her bir yaprağımı. Sonucu ben bile öğrenemedim. Sahi seviyor muydum?
İnandın mı avuçlarına düşen yapraklara?
Ben inandım elime düşen ellerine, parmaklarına, gözlerine. En çok da omzuna başımı yasladığım da ona inandım. Gözlerini saymıyorum bile, çok güzel kandırırdı.
Uzaklaştım yüreksiz sevmelerden, tensiz dokunmalardan, kendi içime çekildim. Düşlerime intihar etmeyi öğrettim ölmeden önce. Düşlerimi düşecek bir yer buldum, düşlerimi gönderdim. Gülüşlerimi sakladım gamzelerimin içine gömdüm.
Bir ayakkabı tıkırtısı ile kendime geldim,
Hayalinin ayak sesleriydi gelen,
Ne güzeldi!
Sarhoş ettim duygularımı, uyuşturdum, hayal de olsa gelişin biraz daha uzun sürsün diye, gitmelerini unutturdum. Gitmezsen yine, söz hayat devam edecek. Bir söz daha; Gidişini anmayacağım, hatırlamayacağım. Unutturacağım gidişini Ruhum’a, gelişini ezberleteceğim, ilk günkü gibi olacak yine her şey.
Gitmezsen yine hayat devam edecek!
Bizimle birlikte akacak zaman,
Belki Güneş de ısıtır bizi,
Belki gökyüzüne uçarız yine.
Hayat devam etsin, bizimle.
Biz de onunla devam edelim, kaldığımız yerden, kalamadığımız yerden.
Gittiğimiz yerden gelelim.
Gidemeyelim!
Hayat devam etsin, biz’li ya da biz’siz…
Yirmi Yedi Haziran İki Bin On İki 18 20
Nevin Akbulut