Züleyha II
biz
kapısına işaret konulan bir kavmin çocuklarıyız a r a l ı k s ı z kurşun yağıyor göğüs kefesimize sen durmadan şarkılar söylüyorsun ölü kuşlar dökülüyor güz yollarımıza yer çürüğü ifrit kokuyor gül bakışlım bilenmiş bıçak gibi boğazımda sevdan kokusunu hissediyorum ölümün yüzümde acı bir gülüş ve dudağımda küflü tütün tadı suskun bir alfabe filizleniyor bakışında kangren gülüşler saçıp geçiyorsun yalnızlık sokağımdan ardından dağ rüzgarları esiyor avuçlarımda soluğumda kül kokusu umman aykırı bir türkü gibi dolanıyorsun dilime ellerindeyim kirlenmiş sözcüklerle haykırıyorum adını esmerliğin sızıyor güz kokusundan ç’akıl taşlarında münzevi bir ağrı devşirme bir soluk kuy(t)u karanlığında gecenin sus’adım aşka rehberimsin kalbine giden yolda beni yalnız bırakma düşerim kuytu karanlıklara pusulasız kalırım sevda yolunda üşürüm Züleyha efsunlu dudağından savuştur günahları küfrün saltanatında aşk ölüdür kırılan kemiklerimizi inşa et göğün kınalı bulutlarına aşk tarikatında recm ’edilir vazgeçişler sen beni taş mı sandın Züleyha Kül Karası; |
Güne düşen yüreği, emeği ve kalemi selamlıyorum.