- 547 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Güveni esas,şüpheyi istisna kılmak!
Günümüzde ilköğretim okulları 222 sayılı yasaya göre ilköğretim müfettişlerince denetlenmektedir.Geçen yıl adı "eğitim müfettişi "oldu,bu yıl 14/9/2011 tarihinde de "eğitim denetmeni" olarak adlandırıldılar.
Bu kurumun uzun bir geçmişi olup,düşünce olarak da daha eskilere kadar gitmektedir.Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’ne dayanmaktadır.-1869-
Ancak kurumun ömrü,bu haliye kesinlikle dolmuş olup,hiç"fonksiyonel"değildir.Ve
sayıcı azaltılması da gerekmektedir bence.
Bakın sayı niye azaltılmalıdır:
1-4 Aralık 1999’da yürürlüğe giren 4483 sayılı yasayla,ön inceleme konuları kaymakamlıklara bırakılmış,müfettişlere bu konuda çok az "iş"kalmıştır.
2-30 Temmuz 2004 tarihinde sicil amirliğinden çıkarılmıştır ilköğretim müfettişleri.Ki bu doğru ve gerekliydi.Ama hâlâ,olmayan sicil amirliğine rağmen,okula ve öğretmene "puan"yazılıyor olması,kurumun ne kadar gündemin dışında olduğunun kanıtıdır.-Yönergede olması savunulamaz.Duruma göre "hal"almak gerekir bence.-
3-21 Temmuz 2005 günü de resmi gazetede yayımlanan değişiklikle 1999 yönetmeliğindeki görev sayısı azaltılmıştır.Ki bu da gerekli ve doğruydu.Ancak,bir öğretmen sendikası"demokrasi"adına bazı görevlerin yeniden iadesini sağlamıştır ki,bu sonucu paylaşmam mümkün değildir.1969,1980 ve 1990’daki yönetmeliklerde zaten böyle bir görev de yoktur.
İlköğretim müfettişlerinin esas işi mesleki yardım yani rehberliktir.
Rehberlikte de "itfaiye eri modeli" dir benim savunduğum."Yangına" hazır olunmalı ama yangın olan yere gidilmelidir,her yere değil!
Kısaca,talebe göre hizmet üretilmelidir...
1996’da İstanbul’da yapılan bir araştırmanın sonuçları hem düşündürücü,hem de çarpıcıdır:
1-Öğretmenler,mesleki seminerleri,% 41 oranında üniversite öğretim görevlilerinden/üyelerinden,
2-% 39 oranında alanında başarılı sınıf ve branş öğretmenlerinden,
3-% 16 kadarı da ilköğretim müfettişlerinden almak istemektedirler.
Bu araştırmayı ve sonuçlarını yok sayamayız.
Yönetimde,"güveni esas",şüpheyi"istisna"kılmak için acilen haberli teftişe geçilmelidir.Ki gerçek ortaya çıkarılabilsin.Yani insan,hazır olduğu durumda değerlendirilsin...
Kurumda,soruşturma hariç gizlilik kalmamalı,olabildiğince şeffaf yani saydam olunmalıdır.
Bir de dışımızdaki bir iki örneğe bakalım:
İngiltere’de okulları özel şirketler denetliyor ve denetim 4 yılda bir yapılıyor.Ama yaptırımı da var.Başarısız personelin sözleşmesinin yenilenmemesi gibi.Ya da Japonya’da öğretmenlerin 5 yılda bir sınava tabi tutulup,belirli not baremini aşamayanların mesleğine geçici"ara"verilmesi gibi.
Bizde buna benzer uygulamayı bazı şirketler yaptırmakta,denetim raporları da basında sayfalarca yer almaktadır.
Milli eğitimde bırakalım bu uygulamayı hayata geçirmeyi,zihinsel dünyamız,bunu olabilirliğini tartışmaya hazır mı?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.