- 2158 Okunma
- 18 Yorum
- 0 Beğeni
KÖPEKÇE AYRILIK
Yaşlı köpek son gücüyle, arabaya binen tuhaf görünümlü insanlara baktı. Zihnini yokladı. Yaşadıklarını hatırlamaya çalıştı.
“En son kasabın önünde dileniyordum” dedi içinden. “Sonra mahalle çocukları başıma topla vurdu…Sonra…Sonrasını neden hatırlamıyorum” diye inledi sessizce.
Sanki üşüyordu. Bütün kuvvetini ön ayaklarına vererek evine doğru yürümeye çalıştı. Hem yürüyor hem düşünüyordu. Sonra, muhtemelen pencerenin birinden fırlatılmış bir çöp poşetinin önünde durdu. Poşeti karıştırdı. Olanca gücünü de bu işe harcadığı halde poşetten işe yarar hiçbir şey çıkmadı.
“Bugün de eve elim boş gidiyorum” diye sızlandı. Tam yoluna devam edeceği vakit yolun karşısında feryat eden Durmuş’u gördü. Az önceki tuhaf kılıklı insanlar can arkadaşını yere yatırmış, sol bacağına iğne yapıyordu. Birden bütün kasları gerildi. Evet, hatırlıyordu…Hatırlıyordu…
Dermansız bir şekilde, karısının bekçilik ettiği evin önüne geldiğinde, artık yürüyecek gücü kalmamıştı. Olduğu yere yığıldı. Bahçede oynaşan oğulları Sarp ve Darp babalarının bu halini görünce koşarak annelerine haber verdiler.
****
“ Kocacığım, çok şükür gözlerini açtın.”
Yaşlı köpek bir süre manasız gözlerle etrafına baktı. Oğulları ve karısı Hayriye mahzun gözlerle onu süzüyordu. Sol bacağını oynatmaya çalıştı. Şükür ki bacağına bir şey olmamıştı. Sonra başına gelenleri düşündü. Yaşlı gözlerinin üzerinde güç bela duran gözkapakları bir kat daha devrildi. Düşündü. Bunu karısına ve oğullarına nasıl açıklardı?
Yerinde doğruldu ve oturdu.
“Hayriye, çocukları yatır.”dedi “Konuşmamız lazım.”
Anne köpek, kocasındaki garipliğin farkındaydı. Bu yüzden hiç itiraz etmeden dediğini yaptı. Oğullarını kulübenin dışındaki pamuk dolu leğene yatırdı ve tekrar kocasının yanına geldi. O kadar heyecanlıydı ki, gözlerine ve burnuna konan sinekleri bile hissetmiyordu.
Sessizlik uzun sürünce anne köpek dayanamadı:
“Bey Allah’ını seversen korkutma beni.”dedi belli belirsiz bir sesle. Karı koca bir süre sahiplerinin evinden gelen hüzzam şarkıyı dinlediler. Şarkının “Ömrümüzün son demi, son baharıdır artık” kısmında baba köpeğin gözlerinden yaşlar yüzüldü. Artık söze girmenin zamanıydı.
“Hayriye” dedi. “Ömrümüzün sonbaharına gelmişik.” Anne köpek soru dolu gözlerle kocasına baktı.
“Ne diyorsun Süleyman? Nisan ayındayız. Sonbahar da nereden çıktı?” dedi.
Baba köpek daha da mahzunlaştı. Yüzünü kulübenin, sokak lambasının aydınlatamadığı kısmına döndü. Karısının, yüzündeki teessürü görmesini istemiyordu.
“Artık benden hiçbir şey olmaz Hayriye” dedi çekingen bir sesle. “Özgürsün. İstediğini yapabilirsin.”
Anne köpek hala hiçbir şey anlamamış, üstelik öfkelenmeye başlamıştı.
“Bana bak Süleyman! Bu sözlerin tipik aldatan erkek sözleri. Vicdan azabından böyle konuşuyorsan eğer…”
Baba köpek karısının sözünü kesti:
“Ben de seni aldatacak hal mi kaldı Hayriye?” dedi. Anne köpek kocasının sözlerinden hiçbir şey anlamamasına rağmen içinden onu teselli etmek geldi.
“Öyle deme Süleyman, it gibisin maşallah! Allah başımızdan eksik etmesin seni.”dedi. O sırada evin hanımı anne köpeği çağırdı. İstemeye istemeye yerinden kalkan köpek, birkaç dakika sonra ağzında bir parça tavuk artığıyla geri döndü. Baba köpek bu durumu görünce ta ciğerinden gelen bir sesle “Ah!” diye bağırdı.
“Kuyruğuna mı bastım Süleyman” dedi anne köpek. “Affedersin, görmedim.” Sonra getirdiği tavuk parçasını kocasıyla arasına koydu. Mütevazi bir sesle:
“Buyur, sofraya” dedi. Kocası bir kez daha canhıraş bir sesle “Ah” diye bağırınca anne köpek dayanamadı:
“Ne oluyorsun bakayım bu akşam sen. Yok yok, vallahi var sende bir haller.”dedi. Baba köpek karısına döndü. Sağ ayağıyla tavuk parçasını göstererek:
“Şu hale bak Hayriye” dedi. “Sen çalışıyorsun, ben yiyorum. Bu da yetmezmiş gibi…” Sözünü bitiremedi, boğazı doldu, gözleri yaşardı. Yeniden yüzünü karanlıktan yana döndü.
Anne köpek de çok üzülmüştü ama ne demesi icap ettiğini bilemiyordu. Böyle durumlarda en iyisi susmak, diye düşündü.
“Sustuğuna göre, sen de öyle düşünüyorsun demek ki Hayriye.”dedi baba köpek. “Sen de artık benim hiçbir işe yaramayacağımı anlamış olmalısın. Olsun sana gücenmem.” Sonra tekrar karısına döndü.
“Hatırlıyor musun Hayriye, seni kaçırdığım geceyi?” Anne köpek utanmış gibi başını yere eğdi.
“Hatırlamaz mıyım” dedi.
“Dayın nasıl da kasabanın çıkışına kadar koşmuştu arkamızdan.”
“Evet ama, affetti bizi sonra. Allah razı olsun beni bu işe sokmasaydı halimiz ne olurdu?”
Baba köpek yutkundu. Kaşlarını çattı.
“Beş yıldır bunu söylüyorsun. Mahsus yapıyorsun değil mi?” diye bağırdı. Baba köpeğin bağırmasıyla karısının kulaklarında gezinen sinekler kulübenin dört köşesine dağıldı. Anne köpek alıngan bir sesle:
“Öyle demek istemedim Süleyman” dedi. “Kalbimi kırıyorsun bak.”
“Yok yok! Haklısın, ben sokaklarda dolanan bir dilenci, sen asil bir bekçi köpeğinin kızı. Senin sigortalı yemekli yataklı bir işin var. Bense… ”
“Süleyman ne oldu sana hadi anlat. Sen yan gelir yatardın da işsizlik zoruna gitmezdi. Belli ki daha beter bir şey gelmiş başına.” Dedi anne kadın.
Baba köpek başını öne eğdi.
“Ben bittim Hayriye” dedi. “Artık yaşamamın anlamı kalmadı.”
Karısı daha endişelendi.
“Yoksa kumara mı dadandın Süleyman” dedi. “Borcun var da, seni mi arıyorlar.” Sonra biraz düşündü. Metanetli olmaya çalışarak sözüne devam etti.
“Bak öyle ise de umutsuz olma. Ben babamdan borç isterim.”
“Hayır kadın” diye bağırdı baba köpek. “Para dert değil. Anlatacağım…Tamam…Ama lütfen sana söyleyeceklerimi yemeyip içmeyip anana anlatma. Anlaştık mı?”
Anne köpek başını salladı.
“Bugün öğlen vakti Kasap Haydar’ın önünde dileniyordum. Arada da mahallenin çocuklarına takılıyordum. Sonra beyaz bir araba geldi. İçinden beyaz giysili iki kişi indi. Sevecekler sandım. En sevimli halimi takınıp ayaklarının dibinde yuvarlanmaya başladım. Bu numarayı hep yutarlar bilirsin. Ama öyle olmadı Hayriye.”
“Ne yaptılar, tekmelediler mi ayakları kırılasıcalar yoksa?
“Keşke Hayriye, keşke tekmeleselerdi. Beni yakalayıp arabaya attılar. Sonra…”
“Yoksa…Ne yaptılar Süleyman sana?”
“Yok…O kadar da değil Hayriye…Ama…Beni kısırlaştırdılar. Anladın mı şimdi beni.”
Anne köpek hayretten ağzı açık bir şekilde kocasına baktı. Sonra şaşkınlığı geçti ve içinden:
“Allah müstahakkını verdi Süleyman efendi.”dedi. “Sen misin, ben çalışırken, dişi sokak köpekleriyle gününü akşam eden.”
Baba köpek karısının bir şey söylemesini beklemeden kulübeden çıktı. Yavrularını son bir kez koklayıp, sokağın karanlığında gözden kayboldu.
…….
YORUMLAR
üreme konusu hep kurcalar beynimi...istedikleri kadar bakabileceği cocukları doğurmak planlamak..vazoktomi( erkeklerin) tüplügasyon(kadınların) çok iyi düşünlüp karar verilmesi gereken konu...sokakta bakımsız köpeklerin olması barınaklara götürülmemesi soncu çok fazlalar en cokta yaz sonunda artıyor.çünkü turizm bölgesi yazın her şey serbest para kazanma hırsı ile kışın itilip kakılan hayvanlar yazın seviliyorlar ne acıki böyle oluncada durum meydanda... çok güzel bir bakış acısıydı burda ilişkilerde dikkatimi çekti kadının eşini anlayamaması ve onu direk suçlamasını da göz önüne çıkarman duygu katmış.sevgilerimle..
Değerli kalemin yazısını yoruma kapattığını görünce üzülmüştüm. Demek ki bir gün sonra gecenin bu saatinde yorum yapmak varmış. Kaleminize her türlü yazı yakışıyor değerli yazarım, konu derseniz nereden aklınıza geliyor, onu hiç anlamıyorum zaten, yürekten kutluyorum, sevgi ve selam ile.
Aynur Engindeniz
Saygılar.
Aynur Engindeniz
Hoş geldin sayfama bir daha:))
İzninizle ben değişik açıdan bakmak istiyorum bu yazıya : Bir defa kurgu, anlatım, her yönüyle mükemmel. Konu da güncel sayılır aslında. Fakat, dönüp, dolaşıp, erkeklerin çapkınlığına, nankörlüğüne ve başlarına gelen felaket için '' Ohh, iyi oldu. Allah müstehakını verdi !'' denilmesi yok mu ; işte buna tüm erkekler ve hatta ön yargısız insanlar olarak itiraz etmemiz gerek miyor mu ? Hep mi kötü erkekler, hepsi mi masum kadınların ?
Ülviye Yaldızlıı
sayfayı açtığımda yoruma kapalıydı...artık böyle yapmayacağım demişti....şimdi yazılar bölümünde gezinirken bir daha girdim.....yoruma açıktı...benim nette bir sorunmu var dedim...
sevgi her canlıya vererek elde edilir...alarak değil....yaradan üremeğe o şehevi anı ödül olarak vermiştir.ben bunu seviyorum kısırlaştırmam gerek ....ne yapayım...böyle yaşasın demenin neresinde sevgi varki...hayvan haklarını korumakmı....hayvan sevgisi duygunu tatmin etmekmi...her daim bu fikrimi savundum...bakma...besleme seveceksen onun yaşam bağındaki en büyük güdüsünü yok etme...bırak sokaklarda tadarak ölsün...elindeki pilli ..robottan ne farkı kalıyorki...
ders alınması gerek bu güzel kalem....anlayana her şeyi söylüyor.sevgili engindeniz demiştimya yazı asılana kadar yazanın asıldıktan sonra okuyucunundur. paylaşmak istemiyorsan yayınlama arşivinde kalsın... saygılar
tacettin yıldırım tarafından 4/13/2011 8:16:30 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aynur Engindeniz
Teşekkür ediyorum ilginize ve güzel sözlerinize. Restinizi de gördüm daha cesaret edemem her halde bu hakkımı kullanmaya:)
Saygılar.
Alman kurt köpeğim de bahçe duvarını aşıp son kez takılıp gitmişti birilerinin peşine.
Neyse ki aylar sonra izini buldum.
O şimdi 5 yıldızlı bir otelin güvenlik bürosunda :)
Anlattığım gerçek.
Otel görevlileri, eli yüzü düzgün köpeği :) bulunca kaçırmak istememişler.
Otelin sahibi de çoğunluğun tanıdığı bir siyasetçi.
Neyse, boşverelim benim köpeği.
Sizin öykü tadındaki denemenizi kutlamak istiyordum, tüm içtenliğimle.
Saygı ve sevgiyle kalın...
Ülviye Yaldızlıı
Okuyacak şiir bulamayınca atıyorum kendimi bu taraflara:)
İlk aradığım isim:
Aynur Engindeniz
O yoksa ilginç bir başlık belki.
Yine muhteşem bir yazı, soluksuz okuttu kendini.
Kutlarım.
Selam ve Sevgimle.
Aynur Engindeniz
Hoş geliyorsunuz. Eksik olmayın. Çok teşekkür ediyorum. Sözleriniz gurur verdi.
Saygılar.
(Mustafa Çetiner)
Ama ne yapayım benim alanım şiir.
Ve hak verin nesir bölümünde bazen öyle yazılar oluyor ki ya kendi reklamını ya da eş dost reklamını yapan yazılar görmek mümkün.
Şundan emîn olun sizin gibi ve belki bir kaç isim daha sayabiliriz ama saymayayım beni yazmamış diye alınanlar olabilir:) (Mehtap ALTAN ismine kimse itiraz etmez sanırım)
Demem o ki sizler gibi iyi yazarları gördükçe çoğalacaktır nesir okuyanlar.
Ki şu anda da kalitesi olanların okunma sayıları çok iyi bence.
Selam ve Sevgimle.
Aynur Engindeniz
Ya bu öyküyü bizim arkadaşlarla dolaşırken düşünmüştüm. Beni bir yere bırakacaklardı o malum araçlarıyla keşke binmez olaydım:)) Cani belediyeciler:)
Sevgiler sana.
Aynur Engindeniz
Hem sonra bizim en değerli vasfımız "analığımız" da elimizden gitmez mi?
AYSE 09
SEVGİMLESİN SEN
Ülviye Yaldızlıı
azmaya başladımmı iki iğne tık bitti..finişşşş..:))
Ülviye Yaldızlıı
Aynur Engindeniz
Teşekkür ederim.
Farklı bir pencere ve farklı bir Aynur görüyorum..:)
Yazar dediğin zaten tek düze şeyler yazmamalı..
Hayal dünyasıyla yoğrulmalı.
Mantıksız görünenleri bile yazılabilir hale getirmeli..
Sanki bir çizgi film izledim ..Yada dramatik bir olay .Sonuç olarak erkeklerin sanki bir o özellikleri varmışcasına hayıflanıyor olmaları da espriyle karışık yansımış..
BEBEĞİM KUTLARIM YAZAN KALEMİNİ VE HAYAL GÜCÜNÜ...
BU ARADA HAYRİYEYE TAKILMADIM DEĞİL YANE..))
Öptüm gül yüreğinden..sevgimle 10 üzerinden bir sıfır verdim yazına..itirazı olan hele beri gelsin:)
Aynur Engindeniz
Ama dediğim gibi Sultanım...Bu öykü zorunlu iniş yaptı:))
E bu seferlik de böyle olsun ne yapalım değil mi:)
Teşekkürler güzel dostum benim.