- 2419 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
FUTBOL VE FANATİZM
Yaşadığım köylerde, özellikle yaşlılar kızarlardı top oynanmasına. ’’Peygamberimiz (S.A.V.)’in başı ile kâfirlerin oynamasından çıkmış ’’ derlerdi. ’’Günah’’ derlerdi. Babam daha çok ayakkabılarım kolay eskidiği ve kahvede benim yardımıma ihtiyacı olduğu için karşı çıkardı benim de oynamama. Çocukluğumda doyasıya futbol oynayamayan çocuklardanım ben.
Kurtköy’de bir Hulusi ağabey vardı. Hepimizden büyük olmasına rağmen yine de çocuklarla oynamayı seçerdi. Hükmederdi bize, ’’çocuk başı ’’olurdu. Oynayacağımız oyunlardan tutun da, ne yapacağımıza bile o karar verirdi. ’’Somuncu Ahmet ’’ diye benden bir iki yaş büyük biri vardı köyde. Daha çocukken sigaraya alışmış. Hem de oldukça çok içiyordu. Hulusi ağabey onu, sigara içtiği için ,öldüresiye dövmüş bir gün. Hatta öldü diye bırakmış.
Fenerbahçeli idi o. Herkesin de Fenerbahçeli olmasını isterdi. Ona karşı durmak, hele çocuklar için, çok zor işti. Yürek olması gerekiyordu. Köyün en cılız, en gariban hatta en pısırık çocuğu belki de bendim. Fakat bir farkım vardı diğerlerinden ; anne tarafından Arnavut’tum ben. Arnavutlar, inatçılıklarıyla meşhurdurlar. İşte bu özellik bende, kendimi bildim bileli var. Ben sırf ona inat olarak Galatasaraylı oldum. Dayak falan yemedim üstelik. Onun oyunlarına fazla katılmadım o kadar.
İlkel toplumlarda savaşlar olurmuş sık sık. Kafası bozulan Hükümdar, Kral ; kafasının bozulduğuna savaş ilân edermiş. Özellikle uluslararası spor müsabakaları, devletlerin kozlarını savaş alanlarında değil de , spor sahalarında paylaşmaları için akıl edilmiş. Bu amaç, bu niyet oldukça masum ve yararlı. Üstelik dostluklar, iyi ilişkiler oluşturmak ve bunları geliştirmek için araç olarak da kullanılabilir spor.
Çocukların, gençlerin hatta diğerlerinin gerek bireysel gerekse toplu halde yaptıkları her türlü sporun mutlaka yararı olduğu da kesin.
Bazı devletlerin halkın dikkatini dağıtmak için, özellikle spor müsabakalarını, futbolu kullandığı söylenir. Bu sayede ülkedeki kötü gidişin farkına varılmaz hatta varsa yolsuzlukların üzerine gidilmez. Bu işin ayrı bir yönü tabii.
Asıl sorun insanların destekledikleri takım uğruna nelere katlandıkları ve ne hale geldiklerindedir. Aşırı fanatik taraftarlar hem kendilerine, hem de rakip takım taraftartarlarına , hatta kendi takımlarına bile önemli zararlar verebilmektedir.
İşi, gücü, geçimi bile unutup ; takımıyla il il dolaşanlar bile var. Takımı yenildiğinde hasta olandan tutun, yendiğinde ise etrafına kurşun yağdırıp canlara kıyanlara da rastlıyoruz maalesef. Tartışmalarda en yakın arkadaşlarına, kardeşlerine bile hakaret yağdıranlar oluyor. Maçlara silâh, bıçak, döner bıçağı ile gidenleri görüyoruz. Grup halinde iş yerlerine saldıranları, meydan savaşı çıkartmaya kalkanları, sahada olay çıkartıp koltukları kıranları, tuttuğu takımın bü yüzden cezalandırılmasına sebep olanları görüyoruz.
Fanatizm, bence bir hastalıktır. İçinde var olan bunalımı, şiddeti , insanî olmayan davranışları açığa çıkarmak için sporu bahane etmek, hastalıktan, ruhsal bozukluktan başka bir şey olamaz.
Galatasaraylıydım ya ben ; daha o yıllarda , çocukluktan gençliğe geçmekte olduğum dönemde Pendik’te dolaşırken etraftan maç sesleri geliyordu. Fenerbahçe-Bordoeux maçı varmış. Maç 3-3 berabere olduğunda, tıpkı Fenerbahçeliler kadar sevinmiştim ben de. Hiç bir millî maçta , hiç bir rakip takımın yenilmesini arzu etmedim. Oysa, en yakınlarımdan bile, ’’Galatasaray, hangi yabancı takımla oynarsa, ben ondanım!’’ sözlerini çok duydum.
UEFA kupasını ve Süper kupayı kazandığımız zaman, çocuklar gibi sevinmiştim ben de.
TRT-1’de ’’Kınalı Kuzular’’ diye çok güzel bir dizi yayınlanmıştı. Çanakkale savaşını anlatan mükemmel bir tarihî dizi. Bölümlerinden birinde, Galatasaray Lisesi öğrencilerinin, gönüllü olarak cepheye gitmeleri, şehit olmaları ve okulun arşivlerinde ortaya çıkarılan mektuplarda, daha önceki savaşlara da aynı şekilde gönüllü katılıp şehit olan nice Galatasaray Lisesi öğrencilerinin olduğunu öğrenip duygulanarak, katıla katıla ağladığımı hatırlarım. Tuttuğum takımla en çok o gün gurur duydum.
Aslında diğer takımların da benzer öyküleri mutlaka vardır. Meselâ geçenlerde bu sayfalarda okuduğum ’’Kartallar ağlamaz !’’ adlı öykü de Beşiktaş’ın Kartalının öyküsüydü. O da çok güzeldi.
Bir zamanlar Suadiye’de yanında çalıştığım Metin Bey, gençliğinde Beykoz’da futbol oynamış, fanatik bir Beşiktaşlı idi. Kendisiyle futbol üzerine çok ateşli tartışmalarımız olmuştur. Fakat kendi takımına ’’Arabacıların takımı ’’ derken, Galatasaray için ’’Gravatlı efendilerin takımı ’’ derdi.
Ben de Galatasaray’ın şanına yakışır efendilerden olmaya çalıştım daima. Ne yendiğimiz zaman şımardım, ne de yenildiğimiz zaman terbiye sınırlarını aşan takılmalarım ya da şakalarım olmuştur.
Son derbi maçını hatırlarsınız. Fenerbahçe bizi 1-0 yendi. Kalecileri topu k...na değdirip hareket yaptı. İşte ben o k..nı seyirciye reklâm eden kalecinin takımının değil de, yenilen takımın taraftarı olduğumdan çok memnunum.
Öylesine efendilerin takımıdır ki Galatasaray ; yendiği rakibine k...nı falan göstermez.
Sadece bayrak dikeriz sahalarının göbeğine ; efendice.....
Fikret TEZAL
YORUMLAR
milleti provake etmekten başka bir şey değildi yaptığı..onun gibiler değil mi zaten milleti birbirine kırdıran..o şahsın ilk tutarsız,seviyesiz davranışı da değildı bu, alıştık artık...çıkıp yanlış anlaşıldım falan diyerek geri vites yapması kendinin ne karakterde olduğunu gösterdi nitekim..başkanları bile çıkıp uefa kupasını,süper kupayı almasını hazmedemeyerek tesadüfen oldu derse,futbolcuları neler yapmaz...
Çocukluğumda doyasıya futbol oynayamayan çocuklardanım ben
Burasi cok etkileyici.
Hulusi ağabey onu, sigara içtiği için ,öldüresiye dövmüş bir gün. Hatta öldü diye bırakmış.
Burasi da beni güldürdü birden.
Gerci tabiiki cok zararli ama okadar da dövmemeli.
Sigara deyince aklima geldi, ben de sigaraya basladigim da Babam paketi mi ilk buldugun da kizarak paketi önüme firlatip
gec karsim da ic demez mi.Cok utanmistim hic unutmam.
Fanatik bir taraftar olmak mactan bile sogutabilir insani bununla da kalmaz sadece aslinda.
Acikca bir görgüsüzlüktür bana göre, saygi ve terbiye sinirini asmaktir.
Cok kötü bir örnek ve cok kötü olaylara sebebiyet veriyor fanatik bir taraftar evet.
Ama ben bile hasta oluyorum diyebilirim Galatasaray kaybedince sessizce icten ice icim kiyilir sanki..
Hepimiz Galatasaray taraftariyiz Annem haric.
güzel bir yaziydi yüreginize saglik
saygilarimla
hicbitmez tarafından 4/2/2010 8:02:18 AM zamanında düzenlenmiştir.
Futbolda fanatizm, bugün Türkiye ve İngiltere başta olmak üzere dünyanın her yerinde var maalesef.90'lı yıllardan itibaren futbolun ciddi biçimde endüstrileşmesi fanatizmi de tetiklemekte.
Ülkemizde maalesef bilinçli ve kültürlü bir futbol seyircisi yok.En ufak bir olayda ağır küfürler eden,sahaya yabancı madde yağdıran ve maalesef birbirini öldüren bizim insanımız.Bugün açıkcası ailemle maça gitmek istemiyorum.Adınının ''fanatizm'' konduğu bu olgu benim ahlaki anlayışımla bağdaşmıyor.
Ne Galatasaray'ı,ne Beşiktaş'ı,ne Fenerbahçe'si hepsi aynı.Tüm takım taraftarları aynı.Sadece taraftar değil,futbolcu ve yöneticilerde dahi çok yanlışlar var.Bugün,o Kı... ile top tuttu diye yerden yere vuruyoruz.Kendi takımımız ya da başka bir takım futbolcusuda sütten çıkmış ak kaşık değil.
Kafaların değişmesi lazım ama o da pek mümkün gibi gözükmüyor.Bende taraftarı olduğum takımı söyleyeyim.Beşiktaş taraftarıyım.Futbolda '' Fanatizm'' değil,dostluk kazansın.Zor olsada en büyük temennim budur...Saygılarımla.
Fikret TEZEL
Futbol gerçekten dostluktur...
çocukluğumdan 20 li yaşlara kadar müthiş bir fanatiktim....Avrupa fatihi Aslanalar çıkınca sahaya,yakınlarımla ne kavgalar yapmışımdır....özellikle kupa maçlarında....hatta maça yetişmek için koşarken yolda kelle paça düşüp yaralandığım bile oldu.ne günlermiş anlatamam bile....ama sonradan durum değişti tabi....insan büyüdükçe zaman, sadece bir an da olsa olgunlaştırıyor insanı....
ben bir Galatasarylı.....sarı kırmızı dünya yıldızı.....Türk Futbolunu tüm Avrupa ve dünyaya duyuran cim boma başarı dileklerimle...
ortak bir noktamız varmış demek....zamanla bliyor insan işte....
selamlar.....
Mehtap S.Hümeyragül DALLI tarafından 4/1/2010 6:49:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
Fikret TEZEL
Fikret abi seni tebrik ediyorum, bir Fenerbahçeli olarak..
Merak ediyorum, sende ki sinirler çeliktenmi???
Farklı düşünce tarzınla ortalığı toz duman ediyorsun..
Yazılarını ve yapılan yorumları tebessümle, heyecan içersinde okuyorum..
Eski bir dostun olarak bazen saklansam da bilki her daim yanındayım
Tabi ki duruma göre??
Saygım sevgim sonsuz, bilesin..
Fikret TEZEL
Eşim ve kızım koyu Fenerbahçeli ama ben sevemedim bir türlü ne yapayım. İlle de Galatasaray.
Kaleci Volkan her ne kadar kasti yapmadım dese de inandırıcı değil.
Şiddetten ve çirkinliklerden uzak bir fanatiklik dileklerimle.
Yazınız gülümsetirken düşündürdü de.
Fikret TEZEL
O bayrağı çok efendice dikmediniz...Yani şimdi dürüst olalım Fikret Bey...:-)))
Ben de sizin gibi Arnavut'um baba tarafından..Anne tarafım da Çerkez dir. Yani inadım katmerlidir..İnadım kadar ani öfkem de katmerlidir...Dilimin kemiği yoktur böyle anlarda..Bu yüzden de hiç bir ortamda spor ve siyaset konuşmam...
O yorumun Aysel hanım'a ait olduğunu da sanmıyorum. Sanırım dalgınlığına geldi ve silmeyi unuttu. Olgunluk en büyük erdemdir. Ki her iki dost da bu erdeme fazlasıyla sahip bir insanlar.!
Saygılarımla
Eser Aslanlı tarafından 4/1/2010 12:42:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Fikret TEZEL
Fikret Bey benim oturumum açıkken yazılmıştır. Benim yorumum değildir. Ayrıca bir sonra pardon kusura bakma denilmiş. Futbolda bence olması gereken; tatlı rekabettir. Zaten ben de futbolu sadece milli maçlarda izlerim genellikle. Ama maçlar değil dostlukların kazanılmasından yana olmuşumdur hep. Tarihe kara harflerle geçmek istemem. Sonuçta bütün takımlar; Türkiye'mizin güzide takımları diye düşünüyorum. Spor adına yapılmış güzel olan herşey bizim gururumuzdur. İster Galatasaray olsun, İster Fenerbahçe isterse de bu zafer memleketimin takımı olan Sivasspor'dan olsun. (Ama ailemde eşim dahil kızım ve oğlum koyu Fenerbahçelidir yani dolayısı ile ben de Fenerbahçeliyim. Ama yine söylüyorum futbol güzelliktir, futbol güzel oynanmış bir oyunun tatlı seyridir, birlikte paylaşımıdır)
Saygılarımı sunuyorum. Sağlıcakla kalın...
AYSEL AKSÜMER tarafından 4/1/2010 11:11:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
AYSEL AKSÜMER tarafından 4/1/2010 9:59:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Fikret TEZEL
Aysel AKSÜMER
AYSEL AKSÜMER tarafından 4/1/2010 10:00:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
Fikret TEZEL
Aysel AKSÜMER
Fikret TEZEL
Mazinde bir tarih yatar
Yaşa FENERBAHÇE...
Türkün kalbi senle atar
Yaşa FENERBAHÇE...
İnadına FENERBAHÇE....
Fikret TEZEL
Merhaba Fikret ağabey gercekten futbol maçlarında unutamıyıcagımız sahneler olmuştur. Ben FEnerbahçeliyim :) ama galatasaray uefa kupası maçını bir birahanede seyretmiş, penaltıların sonucunda birahanede herkes birbirlerine sarılmıs, duygulanmıstık, gozlerımız yaşarmıştı. gercekten cok guzeldı... (ama ev sahibi takımın sahasına bayrak dikmek, gercekten çok degişik, anlatılamaz birşey.. sanırım o zaman ki teknik adamda bizim uefa kupası macında hissettigimiz duygu coşkunluguna yakalandı. ve bayragı dikti. tebrik ederim :) saygılar