- 6000 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
Türk ve Kürt Kardeşliği
Açılım diyerek iki kardeşi birbirine düşürmek istiyorlar...
Bu sene ülkemde "Açılım" diye meşhur olan bir kavram var...
Peki bu açılım dedikleri şey nedir ? Aranızda muhakkak bilenler olacaktır...
Ülkemdeki politikacıların ortaya attığı bu kavram isminden anlaşıldığı gibi bazı olayların açmak yani arda atılmış olayların çözümünü amaçlamış bir sistemdir.
Bu açılımların bir amacıda Türkiye’de yaşayan ve Türk olmayan vatandaşların haklarını savunmak için olduğu söyleniyor sözde...
Bilindiği üzere Türkiye’de Türk,Kürt,Ermeni,Çerkez,Gürcü,Laz vs gibi bir çok ırk vardır.
Bütün ırkların bildiği ve kabul ettiği bir çok şey vardır.Örneğin ülkeyi Atatürk’ün kurduğu ve ülkede konuşulan resmi dilin Türkçe olması,Okutulan derslerin Türkçe olması,Okunan milli marşımızın İstiklal Marşı olması ve en önemlisi de Türkiye’de yaşayan herkes TC Vatandaşı olduğunu kabul etmesi gibi ...
TC vatandaşı olan herkesin Türk olma koşulu yoktur bildiğim ve kabul ettiğimiz kadarıyla,sonuçta ülkemde milyonlarca Türk’ün dışında milyonlarca Çerkez,milyonlarca Laz ve milyonlarca Kürt olabilir...
Şuan ülkemizde, her geçen gün artmakta olan nüfusu ile 10 milyonu aşkın Kürt vardır...
Sözü fazla uzatmıyorum ve yukarda anlatmak istediklerimi anladığınızı ve doğruluğuna sizinde katıldığınızı düşünüyorum...
Senelerden beri öne gelen ,sorun diye adlandırılan ve aslında iki kardeşin birbirine düşürüldüğü bir siyasi çatışma var.Bu çatışmayı günümüzün medyası Türk-Kürt sorunu diye iğrenç bir yakıştırma ile adlandırıyor...
Türkler ve Kürtler senelerden beri aynı yerden yemek yedi ve aynı yerden su içti hatta hala Kürtler bizim yani Türklerin misafiridir...
Türklerde misafirperver olmak önemli bir gelenektir herkes bilir,onun içindir ki Türklerin hiç biri Kürtlere kötü gözde bakmaz ve misafirlerini her zaman korurlar...
Şimdi gelelim Kürtleri sevmediğimizi söyleyen kişi veya gruplara.Bu kişi veya gruplar iki kardeş olan Kürt ve Türk’ü birbirine düşürmeye çalışan kişilerdir...Ben inanmıyorum ki ülkemde yaşayan ve ülkemin suyunu,yemeğini,denizini,yolunu,okulunu,hastanesini,karakolunu ve aklıma şuan gelmeyen bir sürü alanda ülkemden yararlanan bu toplumun gün gelip de bize karşı çıkıp atalarımızın da dediği gibi "Koynumuzda yılan beslemişiz" sözünü yapacaklarına açıkçası ben inanmıyorum...
Düşünüyorum da bu ülkeyi Türkler tek başına kazanmadı ki,Ülkemi kazanmak ve korumak için milyonlarca can verildi ve binlerce cephede savaşıldı ve bu savaşanların arasında her ırktan vatandaşımız vardı...Bunların en önemli örneği ise Çanakkale’de savaşan 2 kardeş vardı bunlar TÜRK ve KÜRT idi...Çanakkale’de dökülen kanları eğer Kürtlerde döktü ise bu ülke Kürtlerin de yardımıyla kazanılmıştır...Onun içindir ki ben bir Türk olarak şunu savunuyorum Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan ve TC kurallarına uyan her Kürt bizim kardeşimizdir ve kardeşimize her zaman sadığızdır...
Kızdığım konular yok mu var elbet;
Mesela açılım diye yola çıkan ülkemde,Kürtçe yayın yapan bir televizyon açıldı.Tamam yaşlı teyzelerimiz Türkçe bilmiyor vs. onlar için belki iyi bir araç oldu ama birde şu yönden işe bakalım,TC olan herkesin resmi dili Türkçedir ve Türkçeyi her vatandaşımız bilmek zorundadır diye düşünüyorum...
Şimdi Türkiye Kürtleri düşünerek Kürtçe yayın yapan bir kanal açtı şimdi örnek Laz kardeşlerimiz çıkıp derse ki "neden bizimde Lazca yayın yapan bir kanalımız yok" ne cevap verecek Türkiye ...
Lazlarda kardeşimiz Kürtlerde Türkiye...
Bu TV kanalını açarak şuan pek anlaşılmasa da ister istemez ülkemde yaşayan diğer ırkların kafalarında ,"neden Kürtçe TV "diye sorular oluştuğunu düşünüyorum...
Bunun yanında en çok kızdığım konu ise Kürtlerin devlete karşı ve devleti çökertmeye çalışan örgütlerle işbirliği yaptığı düşünülüyor...Bu çok yanlış bir düğünce evet terör doğuda ilerleyen ve gelişen bir bölücü grup olabilir ama hiç mi batıdan vatandaşımız yok bu gruplar içinde ?
Doğuda ilerlemelerin en büyük nedeni de ortam şartlarının daha uygun olması ve doğu halkının biraz bu konuda geçmişten beri korkutulmuş olması olsa gerek.
Bir örnek ile açıklamak istiyorum;Gece evinizde uyurken birden kapıda bir ses ve kapınız çalınıyor açıyorsunuz ardından silahlı kişiler size silahı tutmuş ve ya paran yada kızın veya oğlunu peşimize ver diyor,bunları derken sana bir sürü vaat da bulunuyor... Siz ne yaparsınız bu durumda namusunuz mu ,oğlunuzun da işi yok ise o vaatleri düşünerek oğlunuzu mu veririsiniz yoksa var ise paranızı veya yiyecek,içecek mi?
inanıyorum ki herkes o durumda var ise parasını yok ise oğlunu veriri o vaatler için...
Ama unutmadan söylemek istiyorum ülke düşmanlığı yapsın diye vermezdiniz oğlunuzu ,geride duran karınız ve diğer çocuklarınız için verirdiniz oğlunuzu... Bu üzücü bir durum dimi ama gerçek bu...
Ülkemde askerimizin hakları kısıtlanmasa, inanıyorum ki askerimiz biraz serbest olsa ne terör kalır neden Kürtlere karşı duyulan terör yanlısı düşünceler.
Umarın iki kardeş ırk bu durumu aşacak , Türk,Kürt ve ülkemde yaşayan diğer ırklarla ele ele Türkiye büyüyecek ve gücünü her alanda dünyaya gösterecek...
Bu konuyu da kısa ve öz cümlelerle bitirmek istiyorum;
Ülkemde yaşayan her ırk TC vatandaşıdır ve birimiz hepimiz,hepimiz birimiz için yaşamalıyız çünkü biz kardeşiz...
Açılım vs. gibi yollarla ve bazı ırkların haklarını koruyoruz diye yola çıkan kişilerin yaptıkları aslında iki kardeşin arasını bozarak istedikleri Kürt-Türk sorununu yaratmaktır,buna izin verme Türkiye...
TÜRKİYE KARDEŞLERİNE SAHİP ÇIK !
TC KURULURKEN KARDEŞLERİNDE KAN DÖKTÜ !
ÜLKEMİ BÖLMEYE ÇALIŞANLAR SİZDE KARDEŞLERİN ARASINA GİREMEYECEĞİNİZİ BİR GÜN ANLAYACAKSINIZ
ANDIMIZI TC OKULLARINDA OKUYAN HERKES OKUMALIDIR ! / DİĞER IRKLARIN KİMLİK IRKI TÜRK OLMAKTIR!
TC’NİN RESMİ DİLİ TÜRKÇEDİR.
TC’NİN MİLLİ MARŞI İSTİKLAL MARŞI’DIR.
TC’NİN KURUCUSU MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’TÜR.
TC’NİN BAYRAĞI BEYAZ AY YILDIZLI AL BAYRAKTIR.
EY KÜRT ,BU ÜLKE İÇİN KAN DÖKEN ATALARINI ÜZME !
ONLAR TÜRKLERİ KARDEŞ BİLİRDİ VE TÜRKLERLE AYNI CEPHEDE CAN VERDİLER !
" BU ÜLKE HEPİMİZİN "
" YABANCILARIN OYUNLARINA GELEREK ÜLKEYİ KİMSEYE VERMEYELİM ! "
Teşekkür Ederim...
Hasan GÜÇLÜ
YORUMLAR
Hasan Güçlü
Herkes sizin gibi düşünse herşeyin yoluna gireceğine şüpem yok ....
Teşekkür ederim..
saygılarımla..
ırkcılıgın alasını yapmıssın pes yanı. sadece gülüyorum sana kusura bakma ama cıdden komıksın. hem kardesız dıyorsun hemde ınadına ötekılestırıyorsun. Ahmet kayanın bır sarkısında dıyorya hanı BU NE YAMAN CELISKI ANNEM:=)
Aha tamda oyle bır haldesın.
Hasan Güçlü
Irkçılık yaptığımı düşünmüyorum...
Eğer yazıyı dikkatli okursanız bunu daha iyi anlayacaksınız.
Saygılarımla...
Kursun_Kalem ' e CEVAP :
-------------------------------
Lazlar...
Lazlar batı Karadeniz bölgesinin en ucunda Pazar(Rize), Arhavi, Hopa ile sınırlı küçük bir bölgenin yerlisi olan bir topluluktur. Daha önce de belirtildiği gibi halkımız etik bir bakışla her Karadenizliyi Laz olarak görür. Bu tamamen yanlıştır. Karadeniz bölgesi Zonguldak ereğlisinden Hopa’ya kadar uzanan geniş bir bölgedir. Bu bölgede yaşayan insanların; Pazarlılar, Arhavililer, Hopalılar dışında hiçbiri Lazlığı haklı olarak kabul etmezler. Lazlarla ilgili araştırmalar yapan Bennighaus, Meeker gibi bilim adamları da Pazar, Arhavi, Hopa dışında Laz’a rastlamadıklarını, bu topluluğun küçük bir grup oluşturduğunu, ancak Türk halkının bu gerçeğin farkında olmadığını belirtmişlerdir.
Trabzon hiçbir kaynakta Laz yurdu olarak gösterilmemiştir.
“Laz” tabiri de yerli halkın kendi tanımı olmayıp M.S.200 yıllarında bölgeyi ele geçiren Romalıların bu topluma “verdiği” bir isimdir.
Bazı yerlerde Laz’ca Yunanca’dan da etkilenmiştir. Bu etkinin bilinen nedeni bölgedeki ticaretin tamamen Yunanca konuşan azınlıkların elinde olması ve Lazların 6. yy.da Hıristiyanlığa girmeleridir.
2. yy.da Lazika ve Gürcistan’ı ele geçiren Romalılar burada “ticaret merkezleri” oluşturmuşlar, kurdukları idari yapıyla başa geçirdikleri Laz ve Gürcü yönetimler aracılığıyla bölgeyi insafsızca sömürmüşlerdir.
Lazika o dönem üzümüyle, zeytiniyle, narı ile, fındığıyla, turunçgillerle, derileriyle ve özellikle de balıyla anılan bir bölgedir. Romalılar ürün sömürüsü dışında bölgeyi “esir” kaynağı olarak kullanmıştır. Bütün kaynaklar Çerkes, Abaza, Gürcü, Laz bölgesinde esir ticaretini önemli bir kazanç uğraşı olduğunda birleşirler. En çok rağbet gören esirler ve Çerkes ve Kıpçak Türkleridir.
Laz vatandaşlarımızı üzen ve tepki duymalarına neden olan bazı maksatlı çevrelerin yakıştırmaları ve piyasada Sovyetler Birliği döneminde “talimatla” yazılmış çeviri Laz tarihi kitapları mevcuttur. Araştırmacı niteliği ve akademik çalışması olmayan tek tük kişiler Lazların Yunan dönmesi olduğu gibi saçma sapan söylentiler çıkarırlar. Daha önce de belirtildiği ve tarihi verilerin kanıtladığı üzere Yunanlılar Kafkasya’da tarihin hiçbir döneminde tüccar grubu küçük bir nüfus olmaktan öte bir toplum oluşturmamışlardır.
Lazları Gürcü olarak gösterme çabaları ve propagandası tamamen Sovyetler Birliği kaynaklıdır. Bugün bir çoğu Türkçe’ye çevrilmiş “Laz Tarih”leri Sovyetler Birliği dağılmadan önce “yazdırılmıştır”. Bilindiği gibi bugünkü Gürcistan ve Ermenistan Sovyetler Birliğinin denetimindeydi. Sovyetler kendi üyesi olan Gürcistan’ı Artvin ve Rize üzerinde hak sahibi kılmak ve bir Gürcü federasyonu oluşturma yönünde büyük çaba göstermiştir.
Kars, Ardahan, Ağrı’yı işgal eden Rusların bir amacı da Artvin’i Gürcistan’a bağlamaktı.
532 yılında yapılan bir antlaşmayla bölge Bizans ve İran arasında paylaşıldı. Lazika Bizanslılarda, Gürcistan İranlılarda kaldı. Bizans’ın acımasız sömürüsüne dayanamayan Lazlar İran’dan yardım istediler. 542 yılında bu defa Lazika İran egemenliğine girdi. Mazdeist dininde olan İranlılarla Hıristiyan Lazların anlaşmaları güçtü. Ayrıca İran da Lazika’yı sömürmekteydi. Lazlar bu defa Bizans’a başvurdular ve 562de tekrar Bizans boyunduruğuna girdiler.
643 yılında bu defa Arap istilaları başladı. 730 yılında Emeviler bölgeyi işgal etti. Daha sonra 8. yy.da bölge Bizans’ın yardımıyla Abhazların denetimine girdi. 1204 yılında Gürcü Tamara Bizans’ı püskürterek Trabzon Krallığını kurdu.
1461 yılında ise Fatih Sultan Mehmet savaşsız olarak Trabzon’a girdi ve böylece Lazika kapıları Osmanlılara açılmış oldu. Oğuz Çepniler Trabzon’a kadar olan bölgeyi, Ordu ve Giresun’u daha 1380 lerde ele geçirmişler ve buraları yurt tutmuşlardı. Trabzon’u çevreleyen dağlara da Çepni Dağları ismini vermişlerdi.
Özellikle Yavuz Sultan Selim döneminde İslamlaştırma faaliyetleri hız kazandı. 17. yy. sonlarına gelindiğinde Lazlar Müslümanlaşmış ve Türk unsuruyla kaynaşmıştı.
Türk boylarının yerleştikleri yerlere, yaşadıkları coğrafyaya mensup oldukları boyların, oymakların ve anayurtların isimlerini vermeleri köklü bir gelenekleridir. Bir köye Güneşli demişlerse, bu o yerin bol güneş alan bir yöre olmasından değil, kendilerinin Güneşli boyundan olmalarındandır. Genel isimlendirme bu şekildedir ve bu bir töredir. Bu isimlerin bir kısmı konunun uzmanı olmayanlar için yabancı kelime gibi algılanır. Örneğin “Mangıt” bir Özbek boyunun adıdır. Ermenice gibi algılanan “Korçik” Türkmen Kızıllar’da bir boydur.
Bugün elimizde Anadolu’daki il, ilçe, nahiye, köy, mezra gibi yerleşim birimlerinin yayla, ova, dağ, akarsu, geçit gibi coğrafyaların türbe, ziyaret, çeşmelerin taşıdıkları adların etnik niteliklerini ortaya koyan yeterli sayıda bilimsel araştırma mevcuttur. Bu tür çalışmaların çoğu yerli ve yabancı akademik kariyer sahibi otoritelerce yapılmıştır.
Orta Asya Türklerinde şaman baksıların kullandığı saza “kopuz” da denir. Kopuz bugünkü Türk bağlamasının atasıdır. İçi boş bir teknesi ve uzun bir sapı vardır. Tel yerine kıl kullanılır ve ilk dönemlerde mızrapla değil “yay”la çalınırdı. Kopuzun Anadolu’da aldığı bir şekil de bugün Türk halk müziğinin temel sazlarından biri olan “kabak kemanesidir”. Teknesi içi boş bir kabaktır ve iki karış sapı, burguları vardır. Tellidir ve yayla çalınır. Bugün Lazlara özgü bir saz olan kemençe de temel yapısı itibariyle bir “kemane”dir. Sapı kısadır, teknesi uzun ve ağaçtır, tellidir ve yayla çalınır.
Kısacası hem bağlamanın hem kabak kemanesinin atası kopuzdur.
Lazların diğer folklor sazı olan “tulum” ve “çifte dudukle” ilgili araştırmalar bu sazların bölgenin etnik oluşumunda etkin olan Avar Türklerinin enstrümanları olduğunu göstermektedir.
L.Rosanyi, Macar Arkeolojisinde Hunlar, Avarlar, Macarlar adlı eserinde şöyle değerlendirmektedir;
“Bu eser muhaceret devrinden kalmış biricik musiki aletidir. 1933 senesinde SNOLZOK vilayetinde şimdiye kadar yalnız kısmen kazılmış bir mezarlıkta çıkmıştı. Bir Avar erkek iskeletin el kemikleri arasında bulunmuş, turna kemiğinden yapılmış bir çift kaval vardır. Ses deliklerinin sistemli sıralanışı (2-5) delik ve kemik işlemesinin ince ve muayyen olması çok yükselmiş bir tekniği gösteriyor. Benzerleri KAFKAS ve TÜRKİSTAN’DA ve bilhassa İTİL civarındaki halklar da bugün de bulunuyor. Bu suretle bu alt müzik folklor’unun güzel bir tabakası gibi URAL-ALTAYLILAR’ın yahut PRETÜRKLER’in en eski müşterek medeniyet mahsullerinden biridir.
Hilmi Göktürk’ün “Anadolu’nun Dağında Ovasında TÜRK MÜHRÜ” adlı eserinde bu konuda verilmiş olan bilgi önemlidir:
“Anadolu’nun bilhassa TRABZON ile ARTVİN vilayetleri çevresinde halen yaşayan ve halk arasında TULUM ismiyle anılan bu çalgı bile çok eski bir Türk icadıdır. Anadolu’daki TULUM çalgılarında görülen ÇİFT-DÜDÜK şeklinin aynısını, 1933 yılında Macaristan’ın Szolnok vilayetinde AVAR TÜRKLERİNE ait olduğu tespit edilen bir mezarda meydana çıkarılmış olmasıdır.
ÇİFT-DÜDÜK halen yine Türkistan’da yaşamakta olup, şimdiki KOŞNEY ismini taşımaktadır. Artvin çevresinde bilhassa çobanlar tarafından bugün dahi TULUM haricinde de ÇİFT-DÜDÜK kullanılmaktadır.
“Şişkinlik” manasına gelen TILIMOS/TULUM kelimesi dahi doğrudan doğruya Türkçe’den Yunanca’ya geçmiş bir kelimedir.
Hasan Güçlü tarafından 2/7/2010 11:10:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kursun_Kalem tarafından 6/17/2011 10:31:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
Hasan Güçlü
teşekkür ederim,düzeltmeme yardımcı olduğunuz için...
saygılarımla...
Kursun_Kalem
Türkiye'de etnik kimliklerle ilgili bir araştırma yapmak istiyorsan Yusuf Halaçoğlunun araştırmalarını inceleyebilirsin.
senin tabirin ile Laz ırkı (!) hakkında, internette fikrini destekleyen yazılar bulabildiğin kadar fikrinin tezatı yazılarda bulabilirsin.
Irk olarak kabul ettiğin o laz etnikliğinin Türkiye'de kaç bin kişiden oluştuğunu da iyi araştır derim ben...
Biz millet olarak Karadeniz bölgesinden olan herkese Laz'sın deriz. Ancak bu ırki bir tanımlama değildir. Bu tamamıyla bölgesel bir tanımlamadır. Gakkoşluk, Dadaşlık, vs. gibi...
Konuda ırkları ele aldığıniçin düzeltme cevabında verdiğin ''Dadaşların ırk olarak yazmamıştım aslında...Sanırım cümle düşüklüğü olduğundan dolayı bir yanlış anlaşılma oldu,düzeltip tekrar sizlerin huzuruna sundum yazımı'' ifadeyi gerçekçi bulmuyorum.
Bu senin düşünce hatan idi ve bunun yanlış olduğunu gördün (belki de kabul ettin. ) Belki diyorum çünkü yorumunda ''Dadaşlık konusunda tam bir araştıma yapmamıştım'' diyorsun :) Irk olabilme ihtimalini mi düşünüyorsun hala ?
Velhasıl yine de düzeltme yaptığın için eline sağlık.
İyi niyetle yazılmış bir yazı.
Amacını kutlarım.
Yazı daha dikkatli yazılabilirdi. Yorum ve temenniden ibaret olduğu için çok sağlam durmuyor. Abartı ve samimiyet var.
Eleştirileri de okudum. Yazıdan ziyade fikirlere vurgu yapılmış.
Bence burada fikirler değil, savunulan görüşün başarılı savunulup savunulmadığıdır. Fikirler görecelidir ve ittifak olması şart ta değildir. Fakat yazının sistematiği, tekniği ve yazarın acarlığı önemlidir.
Çok başarılı değil ama kötü de değil. Daha dikkatle daha güzel bir yazı çıkarabilirdiniz. Menfi tenkitler yine de kaçınılmazdı.
Çünkü siyasi içerikli ve derin bir konu.
Konu çok hassastı. O nedenle yine de tebrikler.
Saygılar.
Hasan Güçlü
Daha güzel daha açıklayarak yazılabilirdi evet haklısınız..
Ama eğer biraz daha açık yazılsaydı siyasi konulara da girilmesi gerekirdi,siyasetten uzak yazmak istedim...
Tekrar teşekkür ederim,
Saygılar Sunarım.
"Gece evinizde uyurken birden kapıda bir ses ve kapınız çalınıyor açıyorsunuz ardından silahlı kişiler size silahı tutmuş ve ya paran yada kızın veya oğlunu peşimize ver diyor,bunları derken sana bir sürü vaat da bulunuyor... Siz ne yaparsınız bu durumda namusunuz mu ,oğlunuzun da işi yok ise o vaatleri düşünerek oğlunuzu mu veririsiniz yoksa var ise paranızı veya yiyecek,içecek mi?
inanıyorum ki herkes o durumda var ise parasını yok ise oğlunu veriri o vaatler için..." bu cümlenin doğruluğunu hangi perspektifden bakıpta açıkladınız....insanlar bu yüzden dağa çıkıyor yoksa bi sabah evi askerler tarafından basılıyor, anne kürtçe konuştuğu için silahla kabzası ile yere indiriliyor,erkek kardeş annesini kurtarmak istediği için dövülüyor, baba götürülüyor bir daha getirilmiyor bunla hikaye mi el insaf...diyorum...gerçekleri konuşun....
kardeşlik diyosun öyle demekle olmuyor beyfendi....kardeşliğin oluşabilmesi için öncelikle eşit olmamız gerekiyor, eşit değilsek o zaman kardeşlik gerçeğin küf halidir...kürtler bu ülkeyi bölmek istemiyor ama bu ülkenin topraklarında gözü var ölmek için....
biz yıllarca bu topraklardaydık medeniyetlerin beşiği mezopotamya daydık misafir falan değiliz orta asyadan biz gelmedik çünkü....
bu ülkede barış barış diye bizi barış dilencileri yaptınız.......birde diyorsun ki bu ülkede asker serbest bırakılırsa bu olay kökünden çözülür hangi mantıkla bunu yazdın asker....ne yaparsa yapsın onlar tükenmez çünkü onlar haklılar ve tükenmeyeceklerdir.....
hepinizde bu söyle vardır: Ne mutlu türküm sözünde milliyetçilik yoktur, ülkedeki tüm ırkları barındırıyor....madem eğer öyleyse ne mutlu kürdüm olsun bizde tüm ırkları bağrımıza basarız....
siz hayatı kitaplarla,cdlerle, tvlerle gazelerle öğrendiğinizi zannediyorsunuz....
hayat benim yüreğimde benim yaşadıklarımda sen yaşamadığın için bilemessin.......
Hasan Güçlü
Sen hangi okulda okudun ? hasta olduğunda ABD hastanesinde mi ALMAN hastanesindemi Muaine Oldun ?
Senin yolun karda kapatıldığında kim geldi açtı ?
Senin Haklarını şuan Kim koruyor ?
Senin Vatanın Burası,Burası TÜRKİYE !
ve" Ne mutlu Türküm Diyene " söz çok Mukaddes bir sözdür ve o sözün neden söylendiğini sanırım bilmiyorsun söylemek isterim;
"Atatürk milliyetçiliği, Türk toplumunun en eski kaynaklarına dek, bütün tarihine uzanmakla birlikte asla bir ırk milliyetçiliği, bir şovenlik değildir. Akıp giden zaman içinde Türk ulusunun, çok eski bir ulus olduğu bilincini uyandırarak ulusal bağları besleyen, geliştiren bir kültür milliyetçiliğidir. Bu milliyetçilikte yurt, Atatürk’ün daha ulusal Kurtuluş Savaşı’na başlarken ulusal antlaşma (Misak-ı Milli) ile sınırları çizilmiş bugünkü Türk yurdudur. O’nun ‘’Ne mutlu Türküm diyene’’ sözü de zaten böyle bir anlama gelir. Kendini Türk bilen, Türk duyan, Türk olmakta övünen ve tarihimize, yurdumuza, ulusumuzun yarınlarına inanan her yurttaşı, Türk kabul eden gerçekçi, insancı bir milliyetçiliktir bu. Amacı da, ulusal sınırlarımız içinde yaşayan Türk halkının kendi öz değerlerini, temel kültürünü, çağdaş uygarlık ilkelerine göre işleyip geliştirmek, onu iç-dış bütün bağlayıcı, engelleyeci öğelerden kurtararak ilerletmek, refaha, mutluluğa, kavuşturmaktır."
NOT : ASKERİMİZİN SÖZÜ !
Ne Mutlu Türk’üm Diyene! Anlayışına karşı çıkan herkes, Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri(27 Nisan 2007)
Kürtler şuanda mükemmel bir ırk ile KARDEŞTİR .... BU SÖZE DİKKATİNİ ÇEKERİM...
şimdi söyle bana Türklerden başka sizi böyle kardeş bilen Savunan BŞKA KİM VAR ?
HAYATI BEN TV veya GAZETEDEN öğrenmedim... YAŞAYARAK ÖĞRENDİM !
İNDE SÖYLEDİĞİN GİBİ MEDYADIR...
"Ülkemde askerimizin hakları kısıtlanmasa, inanıyorum ki askerimiz biraz serbest olsa ne terör kalır neden Kürtlere karşı duyulan terör yanlısı düşünceler."
Gerçekten öyle mi? Tersi olmasın sakın ? Tersi olmadı mı zamanında ? Neyse anlamam gerekeni anladım ben bu yazıdan...Başarılar...
Hasan Güçlü
Haklısınız İnanıyorum ki bizim Askerimiz biraz serbest bırakılsa Osmanlı dünyaya hükmedecek kadar büyük bir Devlet oluruz...
Türk Askerinin Gücünü ve Türkiyenin Asker gücünü HER ÜLKE Bilir ...
Şöyle örnek veriyim; "Futbolu güçlü olan değil , Rakibe karşı iyi bir TAKTİK kullanan Kazanır"
Umarım anlatabildim..
Saygılar sunarım ,Teşekkür ederim
tebrık ederım senı bende kurdum sırnaklıyım yazınızı sonuna kadar desteklıyorummmmsıze basarılar dılıyorum
Hasan Güçlü
Ülke Hepimizin ...Ayrım yapılması çok yanlış....
Yabancıların oyununa geliyoruz hepimiz ve inanıyorum ki zamanla bu aşılacak ve Dünya bizi konuşacak...
Saygılar sunarım....
Emeniler ve Kürtler bu ülkede emperyalizmin kullandığı birer kart olmaktan kurtulamadıkları sürece, kardeşlik hayal olacaktır...
turkspy007 tarafından 2/6/2010 5:01:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
evdalezeynıke
Hasan Güçlü
Ama ülkemde 11 milyon 445 bin Kürt yaşıyor ve bunların 1 Milyonu çıkıp biz PKK yanlıyız gibi provakasyonlar yapabiliyorsa geri Kalan 10 Milyon Kürt Kardeşimde Çıkıp "BİZ TÜRKİYE'YE DÜŞMAN DEĞİLİZ" Diyebilir...
Eğer böyle yaparlarsa eminimki ortada olan bir problem var ise Çözülür...
Rousseau ne der ; "Tuttuğum yol ilk başta beni gülünç etti; eğer sonuna kadar dayanabilseydim yüceltirdi... "
Saygılar Sunarım,eksiğim var ise tamamlarsanız sevinirim.
Hasan Güçlü
Ülkemde Türk'e veya Kürt'e maşa gözüyle bir kişinin bile yaklaşması yanlış...
Ülkemde Kimse kenara atılamaz,Atılmamalı....
ALPARSLAN TÜRKEŞ türkiye için gerçekten önemli işler yapmış ÖNEMLİ bir kişidir. (RAHMETLE ANIYORUZ)
Yanlız Siyaset konusunda Sizlere yorum yapamayacağım...
Yazınız güzel de anlamadığım bir tek kelime var...
Kürt kökenli vatandaşlarımız bu ülkenin kurucularından...Hamidiye alaylarıyla başlayan süreçte kurtuluş savaşında aktif rol almış insanlar...Şu misafir kelimesi oldukça garip geldi bana doğrusu...Misafir, geçici süre için ağırlanan kişi demektir...Size göre bu süre ne kadardır?
Ön yargılı olmayayım...Yanlış anlamış olabilirim...Öyle ise bu sorumu geri alabilirim...Açıklamanızı bekliyorum efendim...
Hasan Güçlü
Hepimiz Bu topraklarda MİSAFİRİZ...
Bir gün hepimiz bu topraklardan gideceğiz,Türk'ü de Kürt'ü de ,Sünnisi de Alevisi De ....
Bilmem anlatabildim mi...
Saygılar sunarım...