- 1479 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİLİCİLİK OYUNU 1. bölüm
Hepiniz çocukken mutlaka evcilik oynamışsınızdır. Hani ""sen baba ol ben anne"" diye başlayan. bez parçalarından yapılan halılar. gazoz kapaklarını tencere, tabak yapıp oynanan o güzel çocuk oyunu...
Bu hikaye evcilik oyunu değil bu hikaye sevgilicilik oyunu..
Evcilik oynar gibi başlayan....
Bir yaz mevsimi nasıl olurda hem en güzel mevsim hemde en kötü mevsim olablir.
Olmuştu işte.
Hayatımın en güzel ama aynı zamanda en kötü yaz ı olacaktı...
Lise son sınıftaydık. 2. dönem başlamıştı. 17 yaşındaydım. bir genç kızın hayali ne ise benim de hayalim o idi.
okuyacaktım. Edebiyat öğretmeni olacaktım. Ama o yıl sınavlara girmeyi düşünmüyordum, okul biter bitmez hemen işe girecek bir yandan çalışıp bir yandan üniversiteye hazırlanacaktım. Hemen iş bulabilirdim nasıl olsa 10 parmakla daktilo yazmayı da biliyordum. Ama önce okul bitmeliydi.
Okul da 2. dönemler çok çabuk geçer hep. Yıl sonu gezileri sınavlar son sınıf partileri derken haziran ayı geliverirdi hemen...
O dönem de çabuk geçecekti ve yine anlamayacaktık. Üstelik bu son sene’ mizdi. Bir yandan bir an önce bitsin derken bir yandan da üzülmekten kendimizi alamazdık...
O gün sıradan bir okul günü idi. Öğrenciler toplanmış okul panosunu inceliyorlardı . Bir gezi ilanı . Kapadokya ya gezi düzenleniyormuş. Sınıfta ki arkadaşlarla çok düşkünüz birbirimize. Nereye gidersek beraber gideriz. Bir çoğunun flört ettiği arkadaşı var . ve gezilere genelde birlikte giderlerdi.
Sınıfımızda biri var çok güzel bir yüzü, yüzünde gamzeleri , iri siyah gözleri var. Şişko biraz .Burnunun üzeri sürekli terlerdi yaz kış hep aynıydı ne zaman görsem burnunun üzerindeki teri silerdim. Bazen de dalga geçerdim. ""Şişkosun ya ondan burnunun üzerinde ter oluşuyor""..
Onunla beraber ilan panosundaki gezi programına bakıyoruz.
---Gidelim mi? dedim.
---Gidelim.
---Oğlum bak sana bir şey söyleyeceğim, Baksana herkesin sevgilisi var ve hepsi gezilere beraber gidiyor. biz de sevgili olalım mı? sevgilicilik oyunu. Gezilere falan katılırız, eee yıl sonu partileri de var ne dersin.
---Manyak mısın kızım git başımdan..
2-3 dakikamı almadı. İkna etmiştim.
---Ama bak sevgililer birbirine ismi ile hitap etmiyorlar. Ben sana bebek yüzlüm diyeyim ha ne dersin? diye sordum .dalga geçer gibi...
---eee ben sana ne diyeyim.?
---Ne bileyim oğlum ya kendin bul işte onu da mı? ben bulayım...
---Biriciğim diyeyim o zaman . Hatta biricik sevgilim nasıl? oldumu?..
---Sen bilirsin biraz iddialı oldu ama boş ver . Nasıl olsa oyun oynuyoruz farketmez.
Çocukların oyunundan daha güzel başlamıştı bizim sevgilicilik oyunumuz . Her sabah beni kapıda karşılıyor. Yemekhanede sırasını bana veriyor. beraber yemek yiyoruz. beraber tenefüse çıkıyoruz. Zaten sınıfta da beraberiz. Aynı sırada oturuyoruz. Ama derslerimizi ihmal etmemeiz gerektiğini söylüyorum hep. O yüzden dersi çok dikkatli dinliyoruz. Bebek yüzlüm o yıl sınavlara girecekti. ""Hayatta en çok istediğim şey üniversite okumak"" demişti bir kez.. O yüzden oyun oynamak bir yere kadar olmalıydı....
Okul gezisine katıldık beraber. Çok eğlenceli bir geziydi sürekli konuşup gülüyoruz..Giden adam a, bir kadının saçına ,bir mağazadaki kıyafete arkadaşlarımıza herşeye gülebiliyorduk, komik olup olmadığını düşünmeden....
Yine bir yandan dalaga geçip bir yandan burnundaki terleri siliyordum....
----""Bana bak oğlum benden başka kimse dokunmayacak burnuna anladın mı?"" diyordum bir yandan..
Sevgililerin birbirlerini kıskanması gerektiği için birbirimizi gereksiz yere kıskanıyoruz. Bazen küsüyoruz. Oyunun her kuralını uyguluyoruz kısaca..
Hafta sonları tatil olmasını hiç istemiyoruz.
----"Seni çok özlüyorum biricik aşkım".. demişti bir kez.
----"Oğlum saçmalama insan 2 gün içinde özler mi? abartma istersen". demiştim.
----"Abartmıyorum" demişti sadece...
Haftalar bu şekilde geçiyordu. Derslerimiz fena sayılmazdı. geçeceğimiz kesindi.
19 mayıs gösterilerine katılacaktı bizim sınıf . Provalara başladık..Prova zamanlarında dersler boş geçerdi genelde. provalar kısa sürer bize gezmek için çok vakit kalırdı o zaman..
Bir prova çıkışı bebekyüzlüm e döndüm..
----"Oğlum biz nasıl sevgiliyiz elimi bile tutmuyorsun. bak bütün sevgililer elele geziyor"... dedim.. dalga geçerek şaka yaptığımı düşünerek..
----"Ben sana dokunmaya kıyamıyorum elini nasıl tutayım söyle bakalım"...
Söyleyemedim. cevap veremedim. Kalbim titriyordu sanki. Ayaklarımdan birşeyler yukarı doğru çekilip boğazımı tıkamıştı. Yutkunmayı denedim olmadı. Nefes bile alamıyordum. ayaklarımı hissetmiyordum.. hiç bir şey hissetmiyordum....
devamı var...