Bir çay molası "kendi sesimin yankısı"
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
- beni kimse duymuyor mu?
Sağ yanıma baktım. Kimseler yok. Sol yanıma baktım. Kimseler yok. Öyleyse dedim insan evrene bu büyük sessizliği duymak için doğdu. Sessizlik yaşanır, elbette yaşanır. Etrafımda yalnızca ağaçların sesiyle... Kimi zaman kuşların sesiyle... Kimi zaman dalgaların...
Öylece bakınıp geçtiğim manzaralardan payıma düşen neydi?. Belki de bu güne kadar eksiktim sözlerimde. Söz konusu zaman olduğunda ele avuca sığmıyoruz.. Oysa zaman bitiyor. Kalbi derin uykuda olanlara zaman yaşlanıyor. Beden bitkin.
Hayal kurun derler. Kurduğumuz hayaller bir yana belki de askıya alınmış hiç denenmemiş sayıltılarımız vardı kim bilir. Say ki bu gün günlerden mutluluk. Bu gün günlerden huzur. Hiç yorulmayacağız bu gün. Bu gün dünya telaşından bir nebze uzaklaşacağız. Herkes kendi yurdunun gurbetçisi değil midir zaten? Kendi kitabından tam da orta sayfasından başlamıyor mu herkes, umut yeşertmeye?
iç parantez bir rüyanın tam içindeyim. Dışardan mesudum. İçerden mesudum. Hoşgeldiniz hikayeme. Yolunu gözlediğim sevgiler var şimdi. Bir yerden sonra yorulmuyor insan. Kısacık beraberlikler sunmuştu yaşam. Yaşam düz bir yolda yürüdüğüm şey değildi. Şarkı söyleyin kocaman yüreğinizle...
Sil baştan.
Hikaye bu ya,
ayaklarımın gittiği yer neresi? Yeni bir kapı araladım. Hayatı yeniden duyumsuyorum. Ve soğuk renklerden yumuşak bir geçişle kendimi yeniden çerçevede buluyorum.
- beni kimse duymuyor mu?
...
Mahvash
YORUMLAR
Güzel bir yazı okudum.İnsanın "iç sesini" duymak,salt "kulakla" yapılacak bir iş/işlem/eylem olmasa gerek.Sanırım Gandhi'nin bir şiiri bu yazıya bir güzellik de katacaktır."İçimdeki Ses"
Kimse izlemesin beni/Herkes izlesin kendi içindeki sesi./Çünkü esas olan/Benim yolumda olmak/Ya da olmamak değil/Esas olan içinde sesle iletişimde olmak!
Belki izi kalan kimsenin duymadığı anıların peşindesiniz… Kelimeler sessizlik gibidir zamanı geldiğinde konuşmak istiyor.
Neyin eksikse içine yağan odur…
İçinizde ki masumiyet