- 721 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Utanç...
Bu hafta kütüphanemi düzenlerken elime geçen bir kitap beni düşündürdü. Üniversite yıllarında okuduğum bu kitap, İlk Çağ’dan günümüze değin, insanoğlunun insan olma yolunda geçirdiği evreleri anlatılıyordu.
Acaba insan insan olabildi mi?
Toplumsallaşma, her bireyin kişilik oluşum sürecinin önemli bir parçasıdır. Bu süreçte insanlar kültürünü öğrenip, onun içinde yaşamaya çalışır. Aynı toplum içinde yaşayıp farklı kişiliklere sahip bireyler olarak hayatlarına devam ederler.
Bireyler farklı kişiliklerinin yanısıra farklı ırk, din, dil, siyasi görüş, etnik kökene sahip olabilirler.Bu farklılıklar toplumu renklendirir.
İnsanlar eşittir. Ne yazık ki günümüzde eşitlik ilkesini göz ardı ederek, farklılıkları kabullenmeyip, ayrımcılık yapan insanlara rastlayabiliyoruz.
Ayrımcılık, yüzyıllardır insanın “insan olma” yolunda ilerlerken karşısına çıkan en ciddi engellerden biridir.
Biz olgusunun abartılarak ayrımcılığa dönüşmesiyle, ortaya çıkan düşmanlık, kimi zaman şiddete neden olabiliyor. Kendini “biz” olarak kabul eden grubun, karşısında “öteki” diye kabul ettiği grupla çatışması, toplumun huzurunu bozabiliyor.
Ayrımcılık nedeniyle çıkan olayları medyadan izliyoruz. Hepimizin yüreğini acıtan bir olay var ki yıllardır acısı dinmedi ve dinmeyecekte...
2 Temmuz 1993’ de Sivas’ ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında çıkan olaylarda Madımak Oteli’ inde yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybeden 33 aydın insanımız ve iki otel çalışanı ayrımcılığın kurbanı olmuşlardır. Bu korkunç olaya neden olanlar, tarihe bir utanç imzası atmışlardır. Tabi bu olaya seyirci kalanlarla birlikte...
o gün
Sivas’ a düşen ateşle
ağızlardan çıkan kin sözcükleri birbirine karışırken
yanan bedenler değil yüreklerdi
inanç deyip ellerinden kara ateş çıkaranlar
yüreklerindeki nefretle birlikte
insanlığı lekelemek için
yanlarında karanlığı da getirmişlerdi
hiç unutulmayacak bir utanca imza atmaya...
İnsanlık tarihinde insanın insandan utandığı an olan “Madımak Olayı” mezhep ayrımcılığının en acı örneklerindendir. Bir insan, bir insanın canını yakarak almak istiyorsa, orada İNSANLIK yoktur.
kent ateşten gömleği giyinirken
gözlere perde indi
gören gözler görmez oldu
vahşete göz yumuldu sessizce
yılanlar cirit atarken sokaklarda
zehirlerini akıttılar Sivas’a
nefretin sardığı Madımak Oteli’nde
yobazlık yangına dönüşüp
ateşler sararken kardeşliği
karanlıktan maviliğe doğru
35 güvercin uçtu
geride küllerden doğan acı ezgiyle beraber
onurlarını ve yüreklerde sönmeyecek ateşi bırakarak
onlar
aydınlarımız
sanatçılarımız
insanlarımızdı
onlar
aydınlanma yolunda
savaşan canlarımızdı...
Ne kadar insanız acaba? Bu soruyu zaman zaman kendimize sormalıyız.
Sivas’ ta Madımak Oteli’ nde hayatını kaybeden aydınlarımızı saygıyla anıyorum.
feride serin
30.06.2015
fotoğraf alıntı
YORUMLAR
ne kadar insan olduğumuz yaşadığımız şu günlerde ortada.
evrimini tamamlayamayan insan topluluk gibiyiz.
Ne saygı var ne sevgi dolaşan insanlarda.
bakmayın siz aynı zihniyete sahip olanlarda bile birbirlerine saygı sevgi kalmamış.
İnsanı insan yapan değerler yok oldukça ne din, ne mezhep, ne kimlik önemli değildir.
batıyı eleştiren din adına söylemlerde bulunanlara sormak lazım...
Batı neden medeniyette önde? insanlar neden hep batıya kaçıyorlar?
hani onlar bozuk bir dine yani hıristiyanlığa inanırlar ya...
mesele dediğim gibi ne din ne kimlik.
İnsanca yaşama isteği ki Batı toplumu bunu başardı.
ülkesinin kanunlarına yaslarına uyan her batılı insan olma bilincini ruhunda hissetmekte. çünkü her loşulda kanun önünde eşit olduğunu biliyor.
orta doğu ve Asyaya baktığımızda hala bir savaş ve körü körüne bir inanç sömürüsü yaşanmakta. Toplumlar akıl denen gerçeğin farkında olmadan bir başka akıllara şuursuzca teslim olmaktalar.
ne yazık...
kaleminize sağlık Ülkem adına utanç tablosudur Madımakta yaşananlar.