hep aynı sesin terennümünden değil miydi kaydı ayaklarım hayat dehlizinden. yangınlara gark olupta hicran tufanında boğulduğum sessizce demir aldığım kimsesizliğim gözyaşlarım bundan değil miydi... geceler karanlık ve sessiz tüm iklimler...
yeni bir sayfa aç ve yut içinde binlerce kez ne varsa cüzzam olmuş ruhunla korktuğun anılar arasında bocala ya da ıstırabın koynundaki yılana sarıl asla korkma...
uğultulu bir ocak gecesi cama vuran karların erimeden donup kalması gibi kanı bile akmayacak kesilince ümitlerin soğuk alan geçmişimden gelen öksürüklerin ardı kesilmezken geleceğe bu elllerle ne verebilirim.... karanlığa bulaşmış bu gözlerle ne gösterebilirim...
dudağından sadece iki kere doğru çıkan durmuş saatimin aslında zamansızlığıma ortak oluşunu resmetmek kim bilir durdurmak belki de çalışan tüm saatleri hele duvarda asılı olan senin tek yadigarın değil miydi... giderken saniye saniye sensizliği yüzüme vuran kaybedilmişlik....
yelkovanı hasta takılıp kalan ömür değirmenimin akrebi çoktan kırılmış geleceğimin saniyeler geçip giderken başıboş, duran saat mi yoksa ben miyim....
sabret sabret sabret...
hep aynı sesin terennümü değil miydi dost sandığım dudaklardan çıkan sağır olmuş ümitlerime siyah laleler sunan ve kanlı bir busenin gönlümden koparılışı canımı acıtan dost değil miydi yoksa benim yanımda benimle ağlayan insan...
sabret... sabret... sabret...
derken zaman ben saniyesini bozup hüzne durdurdum ümit sarnıcımı küflenmeye başlayan şefkatimle ben her gece yeniden sana kuruldum...
sabret demeyin bana ben en çok sabret denilirken vuruldum.....
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
sabret şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
sabret şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
safa ile merve arası bir çırpınıştı sabır yusuf gibi kör kalmaktı aydınlığa yunus gibi vav olmaktı bir balığın karnında en çokta; günümüze düşmeyen asaletin dünde kalan çığlığıydı galiba kırılan hicret yorgunu gönlümüzde
yusuf gibi kör kalmaktı aydınlığa
yunus gibi vav olmaktı bir balığın karnında
en çokta;
günümüze düşmeyen asaletin dünde kalan çığlığıydı galiba
kırılan hicret yorgunu gönlümüzde
tebrikler...
harika bi şiirdi