cherie
gülüşün
gencecik bile değil sanki az öncesi erik çağlasının gülüşün kuş söylencesi dağılan sis perdesi su imgesi cherie.. sen mi çağırıyorsun ben mi geliyorum sesinde derin titremesi var bir nehrin sen..dans eden şarkıcı eskisi iki yalnızın şarkılaşan acısında ince bir gülümseme.. mösyö.. bir demi daha lütfen yazılmalı bu şarkı kentin en mahçup yerine akıp gidecek çünkü seine nehri ortayerinden kanatıp paris’i. ortayerinde kalbim modernsanatlar müzesinde kadınlar çıplak göğüsleriyle savaştalar tapınakları başlarında taşıyan karyatidler hammurabi de burada . pan, flütüyle krallar burada tarihin ihaneti olarak dönmüşler aramıza biz kuşlara benzeyeceğiz göçkuşlarının unutup gittiği yerde yağmurun sustuğu yerde ıslak bir sokak itine döneceğiz eski bir tahammül olacak zaman.. biraz dinlenelim cherie yordu bunca taş ve kan ve krallar birileri de sizi yazsaydı isa figürlerinden firar eden kızlar zaman eski bir tahammül susup kalıyor medrese taşlarında eski mekana sıkışıp kalan bir güzyaprağı taşlara düşüyor düştüğü yerde duruyorum güzyaprağının düştüğü yerde soruyorum adını.. cherie.. şimdi kar yağabilir alışkın sesleriyle kuşların yasaklanabilir kente girişleri dolmuşcuların varoş ötesinde tutsak kalır kenar mahalle arabeski.. adın kadar bilmiyorum sonrasını bir yalan olsaydın sesimdeki çığlığa asılı kalan sen gezindin diye kutsal bu oda yalan olsaydı giderken yüzün yıkık imparatoriçe sarısı daha bitmeden yaz sana geliyorum cherie kentlerin o rüsva yalnızlığından oradaki sonsuz insan uğultusundan geliyorum cherie ağlardaki balıkların çığlıklarıyla dönüyor dalgalar eski bir tahammül oluyor zaman geliyorum havalanıyor telaşlı kuşlar.. |
ağlardaki balıkların çığlıklarıyla dönüyor dalgalar
eski bir tahammül oluyor zaman
geliyorum
havalanıyor telaşlı kuşlar..
TEBRİKLER ŞAİR