o kadın...ışık olabildiğince bu gecede ay ve bir adam tünediği yalnızlığında gölgesine soyunurcasına karanlığınla sevişircesine ayyaş şişesinin bildik kaldırım dudaklarından yine o kadın, yine hep aynı o kadın niyetine dert yudumluyor çıplak, huysuz ve bir başına… ahh be kadın açamamış gül tazeliğiydi adın sınırlarında kaybolmak değil de sınırsızlığında sil baştanlığıma yeniden kaydolmak yoruyor en çok beni bilirim kederli bir türkünün bam teline vurdukça gam önce gözlerim delinir, vakitsiz bir yağmur mevsimi olurum ardından yenilir içimdeki en kudretli ihtişam bu sular serin bu sular uzak kıyısı ve derin gittiğin hiç bir uzak alışamamışken yokluğuna esir et şimdi gölgemi sevaplarının koynuna gel zaman, git zamanlarımda hüznüme battıkça tırnakların düşer adın aşkın güncesinden günahlarıma kasıklarıma vurdukça prangalaşmış dalgaların göğüs uçlarında hırpalanırcasına yine başlar bilindik kavgalarım kanmak değil de inancıma kanamak yoruyor bedenimi seni bende bilmeyi, sende tamlanıp sana bölünmeyi deli divane bir tutkuyla yalnız ama yalnız sana tutuşup yalnız sende ve ezberime dolanan teninde erimeyi çok seviyorum be kadın… ilhanaşıcıocakikibinondokuz |
Güzel yüreğin duygularını yazan kalemi ve ses veren kelamını kutlarım...
Kaleminiz dik dursun…
.................................. Saygı ve Selamlar..