Bekle Diyorum
Saatler yine karayı seçti
Karanlık geceler şimdi Göklerde, Acımasızca Dinmeyen sis yüzünde. Ruhum şimdi sessiz kaldırımlar da. Rastladığım şu gölgelerse, Sayfaların ağzında bir uçurum da. Gökyüzü sanki alevlere dönüyor. İkiye katlanıyor tüm hüzünler. Bulutların Arasında kırık parçaları, Sensiz soluyor kır çiçekleri? Bak son sözünle usul usul ölüyor. Bir çocuğun çaresiz nefesinde ruhum. Kapatma sakın bu gece pencereleri. Başını cama çarpıp, Kanatan güvercinim bu gece. Bekle diyorum kana kana. Veriyorum şimdi yalandan, Senli tüm umutları. Ruhum her gece bir çınar ağacında, Tek senin olmayı bekliyor. Rüzgarların titreyen uğultusuyla, Sevdan kokuyor durmadan, Burnunun yıkılmaz direğinde. Soluklarım Kalbime desen çiziyor. Örtüyor üzerlerimi gizli bir örtü gibi. Yüreğim üşüyor İstanbuldan, İzmire şimdi yüksek dağ gibi. Hırçın denizlere açılan aynalarda, Kaç defa ay göğsümü sıyırdı, Sensiz bilmediğin tüm günlerde. Yakılmamış mum gibiyim. Seni hecelerken tüm geceyi. Bakma sen yalan rüzgarıyla, Tenimi sıyıran yapraklara. Yağmur dalgasıyla şu gönül, Duvarıma inen telaşlara. Çıplak kavgalardan korkmuyorum. Yüreği elinde delikanlı gibi, Sadece senin hasretini bekliyorum. Alnından öpüyor mavi ırmak. Kimsesizliğimde avaz avaz hıçkırarak, Ayağa kalkıyor bütün sessiz kuşlar. Seninle sadece sadece seninle, Özlemek nedir öğreniyorum. Ey benim fırtınalar koparan umudum. Ey benim yalnızlığımın yegane ışığı. Öyle içten Öyle derin ki özlemin, Şu geceye Haykırıyorum sensizliği. Sadece gözlerimin gördükleri kadarını, Söyle şimdi gönül çiçeğim, Ne kadar büyüyecek bu daha? Bir dağ bir deniz, Belkide mor bir kasımpatı. Düşecek şimdi birazdan kirpiklerimden. Dilimdeki yokuşlarda, Ağız dolusu var Senli herşey. Şimdi anlatsın anlatabilirse. Sensin işte ne yapsam herşey. İğneli ayların belirsiz vakitlerini, Silmeye çalışırken yanıyorum. Yalnız mayhoş bir sükûnet için Hep gün batımı taşır yüreğim. Aykırı geliyor işte ne yapsam. Adın hep toprağıma filizlenir. Belki muhtaçtır umman suyuna. İçimde bitimsiz kırık bir ezgi gibi, Irak bir tütsü gibi yakar beni. Kurak telaşların içinde, İçin için bürünüp Beklemek. Sonra ışıtısını vuran damganı, Görmüş bitkiler gibi, Koşuşturmaz rüzgar zaten. Şimdi mi bilmiyorum. Akşam mı? Sabah mı? Yoksa gece mi? Anlatılmaz ki yokluğun. Sökülen eteklerime düşmüş, Tüm parmak izlerin. Ne yapacağı belli olmaz artık, İyisi mi en fazla ellerimi de al. Ki yaşamadı Senli sıcaklığını. Ki avuçlarında saklı Senli, Kundaklanmış tüm umutlarım. Birçok rengini tanımamış daha, Seninle İlk çocukluğum. Çözme şimdi saçlarımın dalgalarını. Gasp edilmiş bir ufukta, Ara sıra Mülteci gibi, Kaçarım belki Senli sınıra. Bırak şimdi gönül çiçeğim, Selamsız bir yağmur yağmadan, Dünyada sen olsan da yeter. Ne kadar yüksekte olsan da, Ruhun sarıp sarmalar, Her gece dolunayda. Seninle bir pamuk ipliğinine, Bağlı olsa da şu ömrüm. Seninle süsledikçe hayatı. Senli olan herşey cennet bana... Erhan Çuhadar |