Bekle
Yirmi yıl geçti, bu fani handa
Alınan yaralar peş peşe gelince Üstüne birde hissizlik çökünce Şimdi akıl bir, kalp bir yanda Ey fecri kaymış helak gözlerim Yaşlarının dineceği günü bekle Yazmaktan nasır tutan ellerim Mutluluğu yazacağın günü bekle Dinlen sen şimdi gözbebeklerim Güzellik abidesini görünceye denk Nefes tüketme sen şimdi dilim Bir masada beş kişi oturacağın günü bekle Sabret benim dertli, kör kalemim Acılı sözlerin son bulduğu günü Sakla su damlalarını, sayfalarım Hayallerine kavuştuğun günü bekle Sol yanımdaki, kırık harabe evim Ömürlük misafirini ağırlıcağın anı Sağ beynimdeki hatıralar hanı Güzel anılar biriktireceğin günü bekle Ferhat gibi yüreğimin Şirini Dağların bir bir deldiğimi Yusuf gibi kaderimin Züleyhasi Kuyudan çıkacağım günü bekle Mecnun gibi kalbimin Leylası Kızgın çöllerde yanmamı Şairden yetmenin has Salihası Kavuşacağımız vuslat gününü bekle |
Metal yorgunları yönetir bizi
Kondonsötör bozuk parça bulunmaz,
Direncin değeri düşüktür dizi
Bu aletle asla menzil bulunmaz.
---- 1.07.2017 – Tozkoparan / İstanbul
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul