Söylediklerinizi duyurmak için kimseyi kolundan tutmayınız ; Zira insanlar sizi dinlemeye arzulu değillerse, onları tutacak yerde çenenizi tutmanız daha hayırlıdır.-- Chesterfield [Paylaş]
E-mail: Şifre: Facebook ile bağlan Üye ol | Şifremi Unuttum
Türkiye Şiir Platformu
ANASAYFA ŞİİRLER Edebiyat Defteri YAZILAR Edebiyat Defteri FORUM Edebiyat Defteri ETKİNLİKLER Edebiyat Defteri NEDİR? Edebiyat Defteri Kitap KİTAP  Edebiyat Defteri Tv TİVİ Edebiyat Defteri Sesli Şiirler MÜZİK Edebiyat Defteri BLOG Edebiyat Defteri Atölyeler ATÖLYE  Edebiyat Defteri BİCÜMLE Edebiyat Defteri ARAMA Edebiyat Defteri İLETİŞİM
 • Tüm Şiirler
 • Son Yüklenen Şiirler
 • Gün Şiirler
 • Geçen Sene Bugün
 • Etkili yorumlar
 • Uğur böcekleri
 • Sesli Şiirler
 • Resimli Şiirler
 • Günün Şiiri
 • Son Yorum Alanlar
 • Rastgele Şiir
 • Yeni Şiir Ekle

 Konulara göre şiirler
diğer şiir konuları »

YALNIZ ÖLÜM

YALNIZ ÖLÜM

Lacivert bir deniz
ve saldırgan
ve hışırdayan dalga köpükleri
tırmalıyor i mgemde mavi düşleri

bir hamle daha
daha bir hamle yapmak
ve
tekrar tekrar saldırmak için çekiliyor geri

hava
kararmak üzere
uçuşan birkaç martı
belki de ölümün habercisi

karşı kıyıda bir deniz feneri
yanıp yanıp sönerken cılız ışıkları
ürpertiyor içimi

iyi ki arkamı yasladığım koca bir kaya var
önümde uzayıp giden ufuk çizgisi
arkasında batan güneş
adeta cennet misali

hay aksi
yine kasvet çöktü
gökyüzünden hüzün yağacak gibi
az önce başımın üstünde dolaşan bulutlar
aniden karardı
dalgalar da dindi
kainat ölüm sessizliğine büründü
martılar çığlık çığlığa sus diyor

ve Tanrı
adeta bir maestro
deniz
gök
ve ufuk çizgisi
evrenin en güzel senfonisi

deniz
ufuk çizgisi arkasında söndürür söndürmez yanan güneşi
bulutlar ardından belirdi bir aceleci yıldız
hele Türk’ün vazgeçilmez hilal’i yok mu
etmeye başladı dalgalarla dans
özlemden olsa gerek duygulandım bir an

o an
yanaklarımda hissettiğim birkaç damla yaş
sızarak karıştı dalgalara

sinsice esen o rüzgâra ne demeli

yağmur mu yağıyordu
yoksa deniz mi kamçılıyordu kayalıkları
bilemedim
ne fark eder ki zaten
yanaklarımı ıslatan
ha yağmur damlası
ha rüzgarın dalgalardan kaçırdığı katre
ıslanıyorum ya sana ıslaklığım gibi

iyi ki sırtımı yasladığım sen gibi bir kaya var

düşledim düşleyeli i mgemde dolaşan senleri
yokluyorum herzaman olduğu gibi
şimdi uzaklarda ne yapıyor
nasıl yaşıyor
mutlumudur diye
yarım asra yakındır hep sorguluyorum zaten
ve
kulağım çınlıyor bazen

ardı arkası kesilmeyen bir uğultu
gaipten bir ses
“yeterince ıslandın
bırak bu ütopik düşleri
hadi i mgene geri dön” diyor

aldırmadan kulak çınlamalarına
eşlik ediyorum rüzgârın ıslığına
ve bir ağıt yakıyorum ki
dayanamıyor deniz
kabararak dalgaları
dövüyor güvenerek sırtımı yasladığım kayalıkları

iyi ki martılar gitmiş
en azından görmedi benim bu miskin halimi

hilal’im de yorgun
etmiyor dalgalarla dans
yoksa i mgemde sancak mı düştü
o aceleci yıldız
tam da uzatmıştım dilekler tutmak için elimi
öyle bir kayıp gitti ki avuçlarımdan
sanki musallat olacakmışım gibi

eyvah
geceyi ne çabuk tüketmişim
geçip giden zaman nasıl da etkilemiş kaderimi

az sonra güneş tekrar doğduğunda
ben yeni bir hayata başlamış gibi
seni unutmaya çalışacağım

dur canım dur
hemencecik alınma
unutmak dediysem
öylesine çıktı ağzımdan

bilirsin
seni hissetmek
nasılsın
kiminlesin
mutlu musun diye seni düşünmek
gündelik alışkanlıklarımın sadece bir parçası

elbette dahası var
geceler boyu seni düşlerken
kirpik diplerim de yanıyor bazen
bak
şimdi de yanmaya başladı
uykum geldi galiba

ne
senden kaçmak mı
asla
yok yok,
onu demek istemedim
henüz doymadım
doyamadım ki senli düşlere

yani demem o ki
baş ucumda duran sensiz bir yaşamın ne zaman farkına vardım
işte o zaman kendime küfrettim
kendimi ayıpladım
ve
ahdettim
yemin ettim
hayatımın kalan kısmını sana adayacağım
ya da
sensiz ölümün bir yolunu bulacağım

şimdi gitmeliyim
artık hava iyice aydınlandı
gece boyu sahilde
üstüm başım sen içinde kaldı
ağır adımlarla döneyim
sensizlikle örülü dört duvar arasına

şansım varsa
yolda karşılaşırım belki eczacı şair Sami’yle
muhasebeci Cumhur’la
ya da birkaç adam gibi sevmesini bilenle

ola ki
sevmesini bilmeyen
samimiyetsiz biri çıkar karşıma
var ya
lanetler yağdırarak gökyüzünden
dönerim az önce ayrıldığım düşlere
ve başlarım kaldığım yerden hayaller kurmaya

öf be
amma da sıktı iç hesaplaşmaların
sanki derdini dalgalar anlayacak da derman bulacak

hadi kalk
kalk da bir an önce cehennemine git
zaten gece boyu sahilde
yanaklarından iyotlar sızdı yalnızlığa
kirpik diplerin alev alev yanmakta
git de gömül yastığına

sahilde kurduğun bütün hayalleri şifreleyip
iç huzuruyla
koca bir çoklukta yalnız öl!

Efkan ÖTGÜN
Hüma Efkan


Sesli Şiiri Bilgisayarınıza Yüklemek İçin Tıklayın.

  1. Yukarıdaki linke mouse sağ tuşla tıklayın.
  2. Save Target As / Hedefi Farklı Kaydet seçeneğini seçerek dosyayı bilgisayarınıza kaydedin.
  3. Yüklediğiniz sesli şiiri bilgisayarınızda dinlemek için mouse ile çift tıklayıp çaldırabilirsiniz.

Not: Sesli şiirin yüklenmesi dosya büyüklüğüne ve internet hızınıza bağlı olarak zaman alabilir.


Şiir:

YALNIZ ÖLÜM

Şair:
Hüma Efkan

Seslendiren:


Dosya Boyutu:


Yasal Uyarı: Sitemizde bulunan ses dosyası bilgisayarınıza kaydedip ve ticari amaç olmayan kişisel kullanımınız için yayınlanmaktadır. Bu ses dosyası müzik parçalarının ve seslendirilmiş şiirlerin kopyalanması, gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması yasalara göre korunmaktadır. Telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu dökümanın yayınlanması, kulllanılması, dağıtılması ve kopyalanması ile ilgili hususlarda Edebiyatdefteri.com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir. Bu ses veya müzik parçasının burada yasadışı olarak yayınlandığını düşünüyorsanız bizi uyarın.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.