Aşağıda 1,500,000'dan fazla şiir başlıkları arasından "Kürşat" terimini içeren şiirler listelenmektedir. Kürşat ile ilgili şiirler "kayıt tarihine" göre listelenmektedir.
Şiirlerin "Kürşat" ile ilgili alakalı olup olmadıkları sistem tarafından otomatik belirlenip içinde aradığından konu dışı bazı şiirler listelenebilir.
Kürşat ile ilgili "
13
" şiir aşağıdadır.
G elip Ergenekondan kuruldu kutsi vatan. U yanmalı insanlar taht kurmalı göklere Z amanı geldi artık ser verdik geleceğe. H unlardan, Macarlara, Yeniseyden, Tunaya. A nadoluda Vatan kuruldu, Ankaray'a.
Sonsuz ufuklar yurdun, sevgi olsun kanadın, Acıları yaşayıp, kaçmasın ağız tadın, On dördüncü yaş günün kutlu olsun Kürşat'ım Yüreğine mutluluk, huzur dolsun Kürşat'ım.
Yirmialtı şubat'tı ikibinonbeş yılı Bir can daha bıraktık toprağın ta bağrına Soğuk bir kış gününde gözlerde yaş asılı Kürşat'ım davetinle geldik bu son çağrına.
Yumulu ıslacık gözlerinde, kirpiklerinin arasında dalgalanıyordu ebedi ayrılık. Bir söğüt gölgesinde uyuyan pınar gibiydin. Ağırlaşsa da nefesin, sıcacık yüreğinin çarpıntısı, zamanı taşıyan damarlarının seğirmesi, ölüme direnişinin göstergesiydi hâlâ. Ama biz biliyorduk ki, yarın olmayacaktı senin için. Uzanacaktın birazdan sonsuzluğa ve biz dünyanın merhametsizliğine bir kez daha tanıklık edecektik senin gidişinle. Bütün benliğimizi bağladığımız umudumuz çoktan bize ihanet edip ölümü an be an seyrettirmişti gözlerinde, oysa sen kaçıncı kez denedin kurtuluşu ve umutsuzluğu kaçıncı kez söküp atmak istedin yüreğinden ama kader bu ya, her seferinde yakaladı yaranı en derin yerinden. Bu yüzden dile getirmek istesen de getiremedin, anlatamadın. Anlatamadıkça da içindeki en güzel şeyleri zehre dönüştürdü o suskunluğun. Hüzün dolu bakışların hep boşluğa takılı kaldı günlerce. Hayallerin özlem dolu, umut dolu bekleyişlerin gün, gün hastalığın seyrinde eriyip gitti. Şimdi sanki her sözde saklı olan sensin. Gözlerimiz yaşarmadan, yüreklerimiz parçalanmadan anılmaz oldu adın. Kırılgan anılarda seyrediyor yüreğimizin yol haritası. Sensiz geçecek olan yıllar özlemden yana ne varsa taşıyor solukladığımız hayata. Acizliğin alacası tanıklık ediyor geleceğimize. Kuracağımız hayaller senden uzak, sana ait ne varsa yokluğa teslim ve o yokluğun acı cazibesine gizledikçe kendimizi acılar içiyoruz vaktin avuçlarından ve ne vakit hatıraların sır dolu bahçesinde gezinecek olsak bizi yakıp, yıkan bölümleriyle yüzleşiyoruz. Girdabında boğulacağımız günler hazırlanıyor şimdiden bizim için. Kim bilir kaç uykusuz gecenin ortağı olacak bu son saniyeler. Bilincimizin en kuytu yerine saklasak da şu anı, her fırsatta hayalini serecek, anılarını sergileyecek biliyoruz ve biz hayatın kıyısında gezinip duracağız.Sırada bekleyen acıların bazısı, paslı bir çivi olup saplanacak beynimize, kimisi ateş gibi yakacak içimizi. En acısı da isyan olup akacak gözpınarlarımızdan, çünkü bütün güzelliklerin hükmü dünde kalacak senin gidişinle.Takvim yapraklarına gülüşlerimizi iliştirmeyeceğiz artık ve şimdi senden uzak olduğumuz kadar uzağız kendimizden ve bir gün hayattan soyunduğumuzda, her şeyin tıpkı senin yaşadığın gibi kısacık bir geçitten ibaret olduğunu biz de göreceğiz.