Sensiz de yanıyor mumlar,Sen yokken de kokuyor çiçekler.Bir yalnızlık şarkısı tutturmuş dilim,Dolup dolup boşalıyor kadehler. Sensiz ilk gece firar etti uykular.Katili sensin yarınların, sende kaldı hayaller.Kâbuslarım oldun, sende en güzel rüyalar.Bu kadar basit olmamalıydı gidişin.»»
“Bilseydi… Üvey annemden yediğim dayakları, gördüğüm işkenceleri bilseydi… Üvey annemin, ‘at bu çocuğu başımızdan’ dediğini, babamın benden kurtulmak için bir akşam beni ıssız bir tarlaya bıraktığını bilseydi… En zor zamanlarımda dilencilik yaptığımı, ekmek çaldığımı bilseydi... Parasızlık yüzünden gündüz okuyup, geceleri pavyonda çalıştığımı bilseydi... Babamın, ‘benim oğlum değilsin sen, annenin..»»
Savcı, haklısın, diye düşündü. İsmet, Hatice çok tehlikeli bir bayan, dedi. Ama şimdilik yarattığı tehlikeyi bastıracak derecede faydası dokunabilirdi. Fakat bu durumun ne kadar süreceğini zaman gösterecekti.Hatice, mahkeme salonundan çıktıktan sonra kendisini eve bırakmak isteyen bayan polis Mehtap’ın teklifini kabul etmişti. Birlikte taksiye binmiş, radyodan haberlerde İzmit, Gölcük, Düzce'de ya..»»
Şu şekilde söylendiğini çok duymuşunuzdur; “Nasıl oluyor da koca koca generaller, emniyet müdürleri ilkokul mezunu dahi olmayan bir vaizin peşinden giderler?” diye. İşte bu sorunun cevabını bu kitabın içerisinde bulacaksınız.Omuzlarında bol yıldızlı o generaller ve emniyet müdürleri bir zamanlar Askeri Lise’de veya Polis Koleji’nde okuyan ve bir proje çerçevesinde beyinleri yıkanan 14 yaşlarında ç..»»
“Memleketimin her yeri güzeldir. Ama benim için Karadeniz güzelden öte bir şeydir. Türkiye’nin Doğu Karadeniz’inde doğa, doğuya doğru gidildikçe daha bir güzelleşir.”“Köylerde iş çoktur. Hanedeki her birey çalışmak zorundadır. Doğanın verdiği her şeyi değerlendirerek evini ve beslediği her canlıyı doyurmak zorundadır. Hem de her mevsim koşulunda.”“İlkokuldan itibaren yörem ile ilgili her konuda bi..»»
Yavaş, yavaş bilincinin açıldığını hissediyordu, başından sızan kan sol gözünden aşağıya doğru yüzüne akıyordu. Gayri ihtiyari kımıldamaya çalıştı. Ellerinin ve ayaklarının bağlı olduğunu anlaması çok uzun sürmedi. Artık kendine gelmişti. Hem terliyor hem de üşüyordu. Nasıl bu tuzağa düştüğünü; ne kadar aptal olduğunu kendine tekrarlayıp durdu. Hissettiği garip korkuyu anlamdırmakta zorlanıyordu. ..»»
“Sabaha yürüyen bir gecede örttü karanlık tüm suçları ve gece gibi sakladı yüreklerin dehlizinde. Herkes kendi gökyüzünden seyrederken geceyi, kadifeden sessizliklerle büyüyen kumdan kalelerde; hakikatler, karanlığa peşkeş çekildi ve kelimeler bile yorgun düştü artık yaşanmayan cümleler kurmaktan. Biriktirilen mevkilerin, geleceğe dair sonsuz emellerinde unuttu insan; çamurdan yaratılmış ölümlü bi..»»
...Yüzün yüzüme karışırken, önceden hani, ne vardı içimizde?Kalsak olmaz, gitsek gebeririz acıdan.Kal ne olur ya da bırakma gitmeyeyim.Nasıl bırakayım ılık nefesini, sıcacık yüreğini? Kat kat giymişken yüreğime seni, nasıl çıkarayım?Üşürüm.Olmaz.Ayrılırsak eğer, dostane mi vedalaşacağız?Elini tutmaya alışmışken, sadece tokalaşarak mı gideceğim hayatından?Hadi hoşça kal... Hoşça kalabilir misin ger..»»
Tolga SARIASLAN, sefaleti, çaresizliği, dünyanın tekinsizliğini anlatıyor ilk romanında. Hayallerini yitirmiş, umutlarını tüketmiş insanlarla pavyonlara girip çıkıyor, banklarda sabahlıyor, simidini güvercinlere bölüştürüyor.Adam, sigarayı kapkara eliyle alıp ağzına götürdü. Sonra kalkıp, ellerini cebine soktu, yürümeye başladı. Bir an durup döndü Mehmet’e doğru. “Sevmek en büyük lanetidir insanoğ..»»
"... her şey senin için benim güzel kaplumbağam. Kısa bir süre sonra hayatlarımızı birleştireceğiz ve tıpkı bir bıçak kesiği gibi ortadan ikiye bölünecek hayatım. Bir yarım senden öncesi, diğer yarım ise senden sonrası. Senden önceki hayatım, tıpkı bir yılanın değiştirip ardında bıraktığı kabuğundan ibaret. Artık bana ait değilmiş gibi sanki. Senden sonraki hayatım ise, oluşmak için sabırla binler..»»
Bu hikaye içinde çok fazla katkı olmayan organik bir yaşam öyküsüdür. 1980’li ve 2000’li yıllardaki Anadolu’nun sefil köy ve aile yaşamını anlatır.
Cahillik ve sefalet insanları kanser illeti gibi sarar. Bu illet onların aile, sosyal, din ve psikolojik yaşamlarını adeta harabeye çevirir. 1970’li yılların ikinci yarısından başlayarak 2000’li yıllara doğru; sefil, cahil, köylü aile ve çocuklarını..»»
Edebiyatdefteri.com, 2024. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyat -
Şiirler -
Kitap
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.