Dünya Dans Günü'nde 'Yaşam ve Tango' sahnelenecek

’Yaşam ve Tango’’, konuk Koreli koreograf Young Soon Hue Simon’ın ’’Sahne Arkası-Backstage’’ ve ’’This is Your Life’’ ve Beyhan Murphy’nin ’’Aheste Beste’’ adlı koreografilerinden oluşuyor.

Eserin bölümlerinden ’’This is Your Life’’ adlı koreografi, Astor Piazzolla ve Gade’in müziği eşliğinde sahneye gelecek. Kostümleri Nursun Ünlü ve ışık tasarımı Fuat Gök tarafından hazırlanan eser, sahne üzerinde orkestra eşliğinde izleyiciyle buluşacak. Kendi içinde de ’Trio’’, ’’Güzellik Salonu/Beauty Saloon’’, ’’Business Man and Six Men/İş Adamı ve 6 Adam’’, ’’Tango Duet’’, ’’Sandalye Dansı/Chair Dance’’, ’’Aşk Düeti/Love Duet’’ gibi bölümleri bulunan eserde, Devlet Tiyatroları (DT) sanatçısı Sabri Özmener de teatral anlatımı ile yer alacak.

’’Sahne Arkası/Backstage’’ isimli bölümde bir eserin sahneye gelirken geçtiği aşamalar özetlenirken İstanbul Devlet Opera ve Balesi Başkoreografı Beyhan Murphy’nin ’’Aheste Beste’’ adlı çalışması da seyirci karşısına çıkacak.

Yapıtlarda, başlıca rollerde Elif Fırat, Özge Başaran, Cankat Özer, Sanem Subaygil, Ayşegül Aydemir, Selin Sezer,Hakan Odabaşı, Burak Kayıhan, Serhat Güdül, Meram Ölçmen Dal, Sanem Ergüler, Bahri Gürcan, Arzu Dirin Kıran, Mine İzgi Örsçekiç, Emre Güler ve Oliver Spence yer alıyor.

’’HERKES, YAŞAMINDAN BİRER PARÇA BULACAK’’

Ankara Devlet Opera ve Balesi Başkoreografı Zeynep Odabaşı, AA muhabirine Dünya Dans Günü etkinliklerine ilişkin bilgi verirken, bu yılki kutlamalar kapsamında çok özel bir eseri sanatseverlerle buluşturmaktan mutluluk duyduklarını söyledi.

Koreli koreografın yapıtlarını izleyerek çok beğendiklerini, ardından kendisini birlikte çalışmak için davet ettiklerini aktaran Odabaşı, sanatçının iki koreografisinin de ’’yaşamdan izler taşıdığını’’ ifade etti.

’’Sahne Arkası’’ adlı bölümün ’’sanatın mutfağını’’ sahneye getirdiğini aktaran Odabaşı, bu yapıtta ADOB’un eserlere emek veren çalışanlarının izleyiciyle buluşacağını belirtti.

’’This is Your Life’’ isimli koreografinin de sahnede ADOB orkestra sanatçılarının eşliğiyle sahneye geleceğini anlatan Zeynep Odabaşı, 6 kişilik orkestranın yanında DT sanatçısı Sabri Özmener’in de anlatıcı olarak izleyici karşısına çıkacağını söyledi.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi Başkoreografı Beyhan Murphy’nin ’’Aheste Beste’’ adlı çalışmasının de eserde yer alacağını ifade eden Odabaşı, yapıtın Türk Müziği motifleri taşıdığını aktardı. Murphy’nin uzun yıllar Ankara’da Modern Dans Topluluğu ile çalışmalar yürüttüğünü ve genel sanat yönetmenliğini üstlendiğini anımsatan Odabaşı, tanınmış koreografın klasik bale topluluğuyla da bu yapıt aracılığıyla çalıştığını ifade etti.

Eserin yaşamın her alanını dansla sahneye getirdiğini dile getiren Odabaşı, ’’Herkes, yaşamından birer parça bulacak. Bu yapıtın sevileceğine inanıyoruz ve Mayıs ayında da değişik temsillerle izleyici karşısına getireceğiz’’ dedi.

Odabaşı, ’’Yaşam ve Tango’’ adlı eserin prömiyerinde ayrıca, karma bir serginin de ADOB fuayesinde izlenime sunulacağını kaydetti. Odabaşı, sergide bale sanatçıları İlknur Okan Erdir, Arzu Dirin Kıran, Volkan Kıran ile fotoğraf sanatçıları Ahu Savan An ve Evren Arısoy’un bale fotoğraflarının yer alacağını sözlerine ekledi.

DANSIN GÜNÜ

Dans dünyasının ufuklarını genişleterek, büyük katkıda bulunan Fransız dansçı ve koreograf Jean Georges Noverre’in doğum gününde tüm insanlığı kucaklayan Dünya Dans Günü, 1982’den bu yana tüm dünyada kutlanıyor.

Dansın tarihçesi, ilk çağlarda kabilelerin yaptığı hareketlere kadar dayanırken, ritmi ve hareketleri destekleyen ilk araçlar, el çırpma, şarkı, vurma çalgıları, kaval ve flüt oldu.

Çok eskiden bir savaşın kazanılması, ilkbaharın gelişi, bayram coşkusu, başarıyla sonuçlanan zorlu av partileri, sağanak yağmur, insanların dans etmesi için yeterli nedenlerdi. Yüzyıllar geçtikçe dans nedenleri de değişerek, yeni nitelikler kazanmaya başladı.

Mısırlı, İbrani, Romalı, Bizanslı ve Yunanlılar, adımlarını ve beden hareketlerini belirli kurallara bağladı. Hindistan ve Japonya’da ise dans, sanatların en yücesi sayıldı. Ortaçağ boyunca gelişmesini sürdüren dans, sonuçta dinsel nitelikten sıyrılarak, başlıca sahne gösterisi haline geldi.

16. yüzyılda Fransa ve İtalya’da besteciler, yalnız dans için yapıtlar bestelemeye başladı. Tüm dünyada yaygınlaşan dans, sınırlarını öylesine genişletti ki cüretkar havaya kaldırma figürlerini içeren volta dansını çok seven İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth, bu tavrıyla çevresindeki din adamlarını dehşete düşürdü.

Eski dans tarzlarından 19. yüzyılda uzaklaşıldı ve repertuvarlar baştan başa yenilendi. Etnografiye merak sarılması ve aristokratların ülkeden ülkeye geziler yapması sonucunda başka milletlerin danslarına yer verildi.

Parmak ucunda dans, 1818’e doğru ortaya çıktı. Bu dönemde Carlo Blasis, dans öğretim ve tekniğinin günümüzde de yürürlükte olan kurallarını belirledi.

Rusya’ya çağrılan büyük ustanın Ceccehetti ile verdiği derslerle dünyanın en büyük bale yıldızları doğdu. Dansın gelişmesini daha sonraki yıllarda Fokin, Diaghilev, Massine, Robbins ve Balanchine gibi üstatlar sürdürdü.

Akademik dansın katı ilkelerinden sıyrılan modern dans, 20. yüzyılın başında ortaya çıkmaya başladı. Isadora Duncan, eski Yunan’dan esinlenerek yeni bir anlatım tarzına yöneldi ve bu biçim, Mihail Fokin’in dans anlayışını etkiledi. Zengin bir dil kullanarak her türlü hareket biçimine yer veren modern dans, çağımızın en önemli anlatım araçlarından biri olarak yaşıyor.