Tasarım Bienali başladı

14 Aralık tarihine kadar ücretsiz olarak gezilebilecek bienalin ortak alanı Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, 53 projeye ve bienal süresince 6 hafta boyunca devam edecek paneller, söyleşiler, atölye çalışmaları, film gösterimleri gibi pekçok farklı etkinliğe ev sahipliği yapacak. Bugünün tasarım çalışmalarının bir portresini çizmeyi hedefleyen ve “Şu anda gelecek nedir?” sorusunun cevabını arayan bienal, Arçelik, Doğuş Grubu & Bilgili Holding, ENKA Vakfı ve VitrA eş sponsorluğunda düzenleniyor.

2. İstanbul Tasarım Bienali, 30 Ekim Perşembe sabahı Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda yapılan basın toplantısıyla tanıtıldı. Basın toplantısına, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, 2. İstanbul Tasarım Bienali Küratörü Zoë Ryan ve İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova konuşmacı olarak katıldı.

Küratör Zoe Ryan toplantıda yaptığı konuşmasında bienale dair görüşlerini şöyle ifade etti: “İstanbul, gelişmekte olan yaratıcı potansiyeliyle tasarım konusunda düşünmek için özellikle uygun bir şehir. Türkiye’deki gündelik yaşamı birebir etkileyen konulara odaklanan bienal, mevcut zengin diyaloğa katkı sağlamak üzere, dünyanın dört bir yanında üretilmiş ve yeni doğan koşullara odaklanan çeşitli tasarım fikirlerini bir araya getiriyor.” Ryan ayrıca şöyle ekledi: “2014 İstanbul Tasarım Bienali, tartışma başlatacak bir girişim olarak düşünüldü. Bugünün yetenekli tasarımcılarının çeşitli projelerini bir araya getiriyor; aciliyet noktaları belirlemede ve günlük hayatta karşılaştığımız objeler, binalar ve çevremizi sorgulamada tasarımın oynadığı önemli rolün altını çiziyor ve çözüm oluşturma ve bu çözümleri hayata geçirme olanağı sunuyor.”

Basın toplantısının ardından bienal sergisi, küratör Zoë Ryan ve yardımcı küratör Meredith Carruthers rehberliğinde gezildi. Sergi gezisinin ardından 2. İstanbul Tasarım Bienali Etkinlik Alanı Antrepo 7’ye geçilerek buradaki Akademi Programı sergileri ve diğer etkinlikler basına tanıtıldı.

BİENAL TEMASI

Tasarım gündelik yaşamımızın her yönünün ayrılmaz bir parçası. Binalar, caddeler, eğitim, yemek ve sağlıktan, iletişim, politika ve ekonomik sistemlere, tasarımın kapsadığı alan katlanarak büyümüş durumda. Bir icat ve yenilik devrindeyiz ama, diğer yandan şimdi zorlukların ve sorgulamanın zamanı. Fransız şair, yazar ve filozof Paul Valéry’nin 1937’de belirttiği gibi, “gelecek artık eskisi gibi değil.”

Valéry’nin sözleri, neredeyse seksen yıl önceki kadar geçerli. Toplumsal ve siyasal huzursuzlukla birlikte hızlı bir değişimin yaşandığı bir dönemde bazı sorular giderek daha çok önem kazanıyor: Bugün gelecek nedir? Geleceği nasıl tanımlarız? Kim tanımlar? Ve belki de en önemlisi, kimin geleceğinden bahsediyoruz?

Benzer bir dönüşümün ve karmaşanın yaşandığı 20. yüzyıl başlarında sanatçı, mimar ve tasarımcılar, kendilerini iddialı amaç beyanları ve vizyoner gelecek planları içeren manifestolar aracılığıyla ifade ediyorlardı. Yazarları kadar çeşitlilik arz eden bu beyanlar aslında farklı bakış açılarını ifade etme ve yayma becerileri ile birbirlerine bağlılar.

Soru sormak, diyalog başlatmak ve tartışmaları zenginleştirmek için bir forum işlevi görecek 2. İstanbul Tasarım Bienali cevap arıyor: Hâlâ geçerliliği olan fikirleri dile getirme gücünü kullanmak ve olası yeni biçimlerini keşfetmek üzere manifestoyu nasıl yeniden ele alabiliriz? Günümüzün çok katmanlı dünyasında manifestoların büyük iddialar, yüksek sesler ve tekil bakış açıları sunmak yerine daha kolektif ve bir araya getirici olma ihtimali var mı? Batılı kökenlerinin ötesine geçerek farklı kültür ve ülkelerden fikirleri de kapsayabilirler mi? Manifestolar yalnızca yazılı beyanlar değil de birer nesne, süreç veya eylem olabilir mi? Yeni medya türleri, yeni manifestoların oluşmasını sağlıyor mu?

Bienal, deneysel ve vizyoner projelerden oluşuyor, fakat bu projeler gündelik hayata da sıkı sıkıya bağlılar. Beş bölümde (Yayın, Kişisel, Kaynaklar, Norm ve Standartlar, Toplumsal İlişkiler) bir araya getirilen projeler, birçok farklı meseleye değiniyor ve insanı şaşırtan bir dizi farklı olası gelecek ortaya koyuyor. Yoruma açık ama yeni düşünce ve sonuçlara gebe fikirler sunan bienal, bizi bir an durup sormaya teşvik ediyor: Gelecek...?

Kaynak : ntvmsnbc.com