ÜYELİK GİRİŞİ ÜYE OL
Anasayfa Şiirler Forum Etkinlikler Kitap Nedir? Bicümle Tv Müzik Atölye Arama Blog İletişim Yazılar
Giriş Yap Üye Ol
Mütavazi olmalıyız. Çünkü gelip geçiçiyiz ve unutulacağız. Hayat başkalarına muvaffakiyetlerimizi anlatmak için geçirilmeyecek kadar kısadır. -- Carnegie Paylaş
ANASAYFA
ETKİNLİKLER
NEDİR?
TİVİ
BLOG
BİCÜMLE
ATÖLYE
ARAMA

Kelebeğin Rüyası ne kadar izlendi?

Başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ, Belçim Bilgin ve Mert Fırat'ın oynadığı film ilk üç günde ne kadar izlendi?

26.2.2013

Kelebeğin Rüyası ne kadar izlendi?

İlk hafta sonu açılış rakamlarında 17. sırada yer alan filmin, beklenen seyirciden uzak olduğu görüldü.
’Kelebeğin Rüyası’ ilk üç günde 430 bin kişi tarafından izlendi.

Yılmaz Erdoğan’ın hem oynayıp hem de yönettiği, sinema eleştirmenlerinden övgü alan ve Türkiye sinemasının maliyeti en yüksek yapımlarından birisi olan ’Kelebeğin Rüyası’ filmi, ilk üç günde 430 bin kişi tarafından izlendi.

17. SIRADA YER ALDI
İlk hafta sonu açılış rakamlarında 17. sırada yer alan filmin, beklenen seyirciden uzak olduğu görüldü. Cuma günü 578 salonda gösterime giren film, salon başı 745 kişilik seyirci ortalamasıyla üç günlük seyirci sayıları listesine giren ilk 50 filmin bir çoğunun gerisinde kaldı.

Filmin başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ, Belçim Bilgin ve Mert Fırat var.

Kaynak:sabah.com.tr

Yorumlar
Mesaj Yaz 2.3.2013 20:29:13
Zenginliğin şehveti ve fakirliğin sefilliği, sınıflar arasındaki farkın işlendiği bu filim Cumhuriyet tarihinden bir parçayı gün yüzüne çıkarıyor. Gidilmesi gereken bir film .

Mesaj Yaz 28.2.2013 23:51:22
Ne yazık ki abartıldğı kadar kaliteli bir senaryo göremedim. Ouncular bile kurtaramadı filmi. İlk yyirmi dakikanın filmle bir alakası yok. Son yarım saat artık ölseler de çıksak diye bekledim. Sanat filmlerine fazlasıyla düşkünüm. Ama bu olmamış ne yazık ki...Ya da abartıldığı kadar olmamış. Galasında salondan çıkan ünlülerin dinmeyen gözyaşlarını düşündükçe acaba neye bu kadar ağladılar diye merak ediyorum....

Daha iyi filmlere...


Mesaj Yaz 27.2.2013 23:59:02
Mutlaka izlenmesi gereken bir film. Aynı zamanda bir ülkenin nereden nereye geldiğinin de hikâyesidir.

Mesaj Yaz 27.2.2013 21:57:31
Ben de Zonguldak doğumluyum. Babam madenciydi. Ömrümüz hep heyecan içinde geçti. Maden ocağına hiç inmemiştim. Film sayesinde ocağın içini gezmiş oldum. Heyecan içinde filmi izledim. Zonguldakta genç yaşta verem ve yoksulluktan ölen iki şairin yaşamı ve Zorulu kanuna göre maden ocakalrında çalıştırılan insanlar...
Oyuncular çok başarııydı ama verem hastalığına çok fazla zaman harcanmış. Ölüm sahneleri , yoksulluk, öksürük hiç güzel değidi. Film öksürükle başladı ve aynı şekilde bitti.
Filmden Öksürerek çıktım. 1941 senesinin acı gerçeklerini yansıtmış. Aslında film çok gerçek ama yüreğimi acıttı. Ağlayamadım çünkü taş gibi oldum duygularım adeta dondu. Çıkmak istedim çıkamadım. ...
Kısaca filmde oyuncular çok çok iyi . Zonguldak çok iyi ocak iyi...Ama hastalıklar ölüm hüzün çok ağır geldi sevmedim...
Şiir aşkına gelinde iki arkadaşın verdiği emekler çok iyiydi. Şiirle yatıp şiirle kalktılar. Bu blümler inanaılmaz güzeldi ama dedım ya hastalık ve öksürük bölümleri kanımı dondurdu...Çok etkilendim...iyi seyirler diliyorum...


Mesaj Yaz 27.2.2013 18:35:22
film mükemmeldi.

Mesaj Yaz 27.2.2013 08:08:53
Filmin anafikri şair olma veremden ölürsün gibi bir şey :) Yılmaz Erdoğan filme hiç heyecan hiçbir aşk katamamış. Hep yaz hep yönet hem oyna çok yormuş ustayı çoook. Ama bir emek var o tarihi atmosferi yakalamışlar fon iyi yani . Ama bir kabuktan öteye gitmiyor. İnsanın içi sıkılıyor filmde. Bir kaç dize şiirde olmasa içinde filmi bitirmenin imkanı yok. Şiir yazmanın bahanesiymiş aşk diyordu ya ben bunada katılmıyorum. Aşkın bahanesidir şiir. Aşk olmazsa ne şiir yazılmaz yazılan düz bir anlatıyı geçmek ki mirim.
Bir taraftan acıdım Kıvanca. Zavallı çocuğu yedirmemişler içirmemişler nerdeyse verem olacak kariyerinin en yükseğinde. Filmin gerçekten ana karakteri kim Muzaffer mi? Öyleyse ben Muzaffere bakarak ne şiir yazarım ne aşık olurum.


Mesaj Yaz 26.2.2013 15:12:09
İlk gün gidip izledim.Zonguldak'lıyım ve filmin bazı sahneleri benim mahallemde çekildi.1941 senesinde Mükellefiyet kanununa göre 15 ve 65 yaş arası tüm erkekler maden ocaklarında çalışmaya zorlanmaktadır.Muzaffer Tayyip Uslu ve Rüştü Onur o dönemde Zonguldak'ta yaşamış iki genç şairdir ama her ikisi de verem hastalığına yakalanmıştır.Fakirlik içinde yaşamaktadırlar,buldukları her fırsatta şiir yazarlar ve en büyük hayalleri Varlık dergisinde dönemin ünlü şairleri ile birlikte şiirlerinin yayınlanmasıdır ve her ikisi de şehrin ileri gelenlerinden birinin kızı olan Suzan ile ilgilenmektedir.Bu genç kız ile çok iyi arkadaş olurlar.Rüştü tedavi edilmek üzere Heybeliada'daki Senatoryum'a gönderilir .Hasta genç ve güzel bir kıza aşık olur ve evlenir.Muzaffer ve Rüştü'nün şiirleri Varlık dergisinde yayınlanır ve kısa süre sonra Rüştü'nün karısı ölür.Dayanamaz Rüştü ve Muzaffer'in kollarında hayata veda eder.Ve bir süre sonra Muzafferde vefat eder.Muzaffer'in cenazesine ünlü bir şair öldü diyerek dönemin valisi ve ileri gelenleri katılır.Hayatları boyunca tek destekleri o dönem Zonguldak Çelikel Lisesinde edebiyat öğretmeni olan ünlü şairimiz Behçet Necatigil'dir..
Film Zonguldak ve İstanbul Heybeliada'da çekildi.Zonguldak'ın doğal güzelliklerini görebilirsiniz.Bu arada Behçet Necatigil rolünde Yılmaz Erdoğan'ın,Muzaffer tayyip Uslu rolünde Kıvanç tatlıtuğ'un ve Rüştü Onur rolünde Mert Fırat'ın çok başarılı bir ounculuk sergilediklerini söylemek isterim. Sizlere tavsiyem özellikle şairlerimize tavsiyem gidin filmi izleyin ve nasıl zor şartlarda idealist şair olunurmuş görün..Saygılar



Yorum Yapın

Kelebeğin Rüyası ne kadar izlendi? ile ilgili yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üye Ol Üyelik Girişi Yap

Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.