Cennet Kapısı Çanakkale

Sultan Çevik’in söyleşisi

Eğitimci yazar ve şair Yusuf Dursun’la henüz matbaa kokusu üzerinde olan yeni romanı Cennet Kapısı Çanakkale’yi konuştuk. Çanakkale üzerine birçok eser varken neden böyle bir çalışma kaleme aldığını sorduk. Yeni çalışmaları hakkında bilgi aldık.
Edebiyat dünyası, sizi şiirlerinizle tanıdı. Daha sonra masallarınız ve kısa hikâyeleriniz geldi şimdi de roman yazıyorsunuz. Bu kadar çeşitliliği isteyerek mi seçtiniz?
Edebiyat dünyasına şiirle adım attığım doğrudur. İlk 5 eserim, şiir kitaplarıydı. Sonradan nesre geçtim. Dediğiniz gibi masal, hikâye ve roman türlerinde eserlerim yayınlandı. Bu türlerin hiçbiri, diğerinin yerini almadı. Hepsi de yerli yerinde duruyor. Bir bakıma işlediğim konular kendi türünü belirledi diyebilirim. Diğer yandan şiiri ihmal ettiğimi düşünmüyorum. Nesirlerimde de şiir tadı bulunması, bu yüzden olsa gerektir.

Çocuk edebiyatına ağırlık verdiğinizi görüyoruz. Bunun özel bir sebebi var mı?

Yayımlanmış ilk şiirimle toplam 10 şiir kitabımın 7’si çocuklara yöneliktir. Masal, hikâye ve roman kitaplarım da öyle. Bunun sebebi şu: İçimde, hâlâ büyümeyen bir çocuk var ve ben bu çocuk tarafımdan çok memnunum. Onun isteklerine göre yazıyorum. Bir de 40 yılı aşkın bir öğretmenlik hayatım var. Bu da bana, çocuklardan beslenme imkânı veriyor. Geleceğimizin mimarı olan bugünün çocuklarına sanatımla bir estetik duygusu verdiğimi düşünmek, beni mutlu ediyor. İşin içinde yazdıklarımın bir "sadaka-ı cariye" olması ümidi var. Bunun için çalışıyor, bunun için dua ediyor, bunun için dua istiyorum.
İnşallah dualarınız kabul olur diyerek başka bir soruya geçelim. Son eseriniz CENNET KAPISI ÇANAKKALE yine bir roman. Çanakkale konusu, edebiyatımızın çok işlenen konularından biri. Böyle bir konuda roman yazmak, riskli değil miydi?
Ben bunu bir risk olarak görmüyorum. Böyle bir konuda ne kadar çok eser yazılırsa o kadar iyi olur düşüncesindeyim. Neticede her yazarın kendine göre bir bakış açısı, kendine göre bir üslubu var. Bunların her biri bir güzelliği kendine göre yorumlayan değerli eserlerdir. Eminim okuyucu, bunlardan gerektiği şekilde istifade etmenin yolunu bulacaktır.
Kitabın kapağında eserin GENÇLERE yönelik olduğunu belirten bir ifade var. Niçin böyle bir ifadeye ihtiyaç duydunuz?
Hedef kitlesinin belirtilmesi, dikkatlerin oraya çekilmesini sağlar. Evet, bu eser genç insanlar düşünülerek kaleme alındı. Onların ilgi duydukları unsurlar, eserde kendilerine yer buldu. Mesela kahramanların çocuklar oluşu, bunların birtakım maceralar yaşaması, gerilimin romanın sonuna kadar devam etmesi... gibi unsurlar, bu düşüncelerle girdi esere.
Bir savaş romanında kahramanların " çocuk" olması, farklı bir yaklaşım olsa gerek. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Çanakkale savaşlarında yaşanan olaylar, bu çocuk kahramanların bakış açılarıyla işlendi. Kendilerini savaşın ortasında bulan çocuklar, cephede ve özellikle cephe gerisinde yaşanan olayları yansıttılar okuyucuya; içlerinden geldiği gibi, saf ve çocukça... Bu yaklaşım bana göre eserin orijinal yanlarından biridir.
Eserin sonunda bu çocuk kahramanlarda bir değişiklik oluyor mu?
Savaş sahnelerini yaşamadan önce birer "afacan" olan çocuklar, savaşın bitiminde şuurlu birer "vatansever" oluyorlar. Daha doğrusu, zaten sahip oldukları bu duygunun farkına varıyorlar.

Çocuklardaki bu değişiklik, sizin okuyucuya bir mesajınız olarak algılanabilir mi?

Böyle bir algı mümkündür; ancak ben bu algıyı, eserin bütününe sindirdiğimi düşünüyorum.
Eserde Çanakkale savaşları sırasında cereyan eden pek çok olay anlatılıyor. Bunlar içinde sizi en çok etkileyen olay, hangisidir?
Savaşın çocuk şehitleridir beni en çok etkileyen. Henüz ortaokul çağındaki çocukların bile cepheye koşarak gidişleridir beni en çok hüzünlendiren. Çocuklarının başını kınalayarak onları birer kınalı kuzu hâlinde cepheye süren annelerin yüreğidir benim yüreğimi yakan.
Bütün bunların üstünde Mehmetçiğin imanıdır beni gururlandıran.

Bundan sonra tezgâhta ne var?

İki şiir iki de roman var, yayınevinde sırasını bekleyen. Diğer yandan konusunu tarihten alan romanlara devam etmek istiyorum. Sultandım Fatih Oldum, Anadolu Fatihi Sultan Alp Arslan ve Bir İncidir İstanbul romanlarından sonra Fatih’i ve İstanbul’un fethini, gençler için kaleme almak istiyorum.
Merak eden okuyucular için soralım, bir roman, sizin gayretlerinizle ne kadar zamanda okuyucuyla buluşuyor?
Yaklaşık bir sene... Daha erken ya da daha geç olduğu da oluyor ama yaklaşık bir sene...
Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederken size de kolay gelsin diyelim.
Ben de size teşekkür ederim; hem kendi adıma hem de roman kahramanlarım adına.

KİTAP HAKKINDA DEETAYLI BİLGİLER

CENNET KAPISI ÇANAKKALE kitabı, 8. sınıf öğrencisi üç çocuğun Çanakkale gezisi sırasında başlarından geçen sıradışı olaylar zinciri etrafında kurgulanmış. Rehberin verdiği bilgilerle Çanakkale savaşlarının yaşandığı yerleri gezmektedir çocuklar. Çanakkale savaşları sırasında kullanılan gerçek bir topun namlusunun içine bakmak isterlerken kendilerini bir sürpriz beklemektedir. Bir anda, Çanakkale savaşlarının yapıldığı zamanda bulurlar kendilerini.
Savaş bütün şiddetiyle cereyan etmektedir. İlk şaşkınlığı atlatan çocuklar, savaş sahnelerini bire bir yaşamaya başlarlar. Öyle ki geçmiş zamana gitmeden önce birer "afacan" olan çocuklar, şahit oldukları her olayla biraz daha olgunlaşırlar. Kimi zaman bir masal hatta efsane gibi gelen Çanakkale destanı, gözlerinin önünde cereyan eder. Olayın tarihe geçen ve geçmeyen, adı bilinen ve bilinmeyen kahramanlarını görürler. Çanakkale’nin adeta Cennete açılan bir kapı olduğuna şahit olurlar. Vatan, millet, ümmet, din, şeref, namus ve sevdikleri için can vermek, şehit olmak, yaralanıp gazi olmak ne demek; hepsi tek tek karşılığını bulur Çanakkale’de. Cephe, cephe gerisi, yaralılar, siperler, erler, komutanlar, mektuplar, hasretler, katıksız öğünler, korkular, ümitler... Heyecanın ve gerilimin son ana kadar devam ettiği eserde çocuklar, bir yandan hayatta kalmanın, diğer yandan gerçek dünyaya geri dönmenin mücadelesini verirler.
Eser; özgün anlatımıyla ve yazarının arı duru Türkçesiyle bu konuda yazılmış yüzlerce roman arasında önemli bir yere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Eserin önemli bir özelliği de savaşın görünmeyen yüzünü ve insanların, özellikle çocukların ruhundaki yansımalarını ustalıkla anlatmasıdır.

Kaynak:haber7.com