ÜYELİK GİRİŞİ ÜYE OL
Anasayfa Şiirler Forum Etkinlikler Kitap Nedir? Bicümle Tv Müzik Atölye Arama Blog İletişim Yazılar
Giriş Yap Üye Ol
Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bakmak gerek! - Pitigrilli Paylaş
ANASAYFA
ETKİNLİKLER
NEDİR?
TİVİ
BLOG
BİCÜMLE
ATÖLYE
ARAMA

Editör'den "Müsait misiniz?"

Müsaitseniz bu akşam size geleceğiz. Dertlerden, kederlerden, sevdiklerimizden, nefret ettiklerimizden, özlediklerimizden, aşklarımızdan, kırdıklarımızdan, alındıklarımızdan, üzdüklerimizden, üzüldüklerimizden, doğrulardan, yalanlardan, inandıklarımızdan, geçmişten koşa koşa kaçarak geleceğiz.

18.1.2012

Editör'den

Müsaitseniz bu akşam size geleceğiz.
Dertlerden, kederlerden, sevdiklerimizden, nefret ettiklerimizden, özlediklerimizden, aşklarımızdan, kırdıklarımızdan, alındıklarımızdan,
üzdüklerimizden, üzüldüklerimizden, doğrulardan, yalanlardan, inandıklarımızdan, geçmişten koşa koşa kaçarak geleceğiz.

Yüzümüzde al al yanan bir benizden uzak, bembeyaz aydınlık bir yüzle. Korkmayınız kanımızı içen herkesten kalan bir yüzle geleceğiz.
Öldüklerimizden, öleceklerimizden ayrılmadan, mahçupluğumuzu, kalbimizi bırakmadan, yaralarımızı sarmadan geleceğiz.

Şimdi yağan her kar tanesine tutunup çakı gibi değil, usulca, yavaş yavaş üşüye üşüye geleceğiz.

Müsaitseniz bu akşam;
Sizinle ağlamaya, küfretmeye, söylenmeye...
Yalanlardan, korkaklardan, aldatanlardan, yanlışlardan, değer bilmezlerden arınarak geleceğiz...

Gücümüzü kaybetmeden, içimizi kirletmeden, hayallerimizden vazgeçmeden, sözümüzü tuta tuta sizinle bir akşam geçireceğiz.


Müsait misiniz?


.......


Korkularımız bizi hep bildiğimiz yoldan ayrı koyar. ayrı düşürür inandıklarımızdan.
Hata yapmamıza ramak kalmıştır kafamıza düşmeseydi o sorgu. O sorguyu orada bırakmasaydık eğer olmayacaktı bu yanlışlıklar.
Şimdi annemin yanına gidiyorum, az sonra döneceğim. Gözümdeki yaşı, elimdeki buzları, yüzümün beyazını, kalbimin tozunu aldıracağım.
Her anne tertemiz bir aşkla bağlıdır çocuklarına, keşke o çocuklarda bunu anlayıp aşık olmayı öğrenebilseydi onlar gibi.

Aşk her şeye rağmen, tattırdığı her duyguya rağmen muhteşem bir güzellik taşır. Yeni yılın şu ilk günlerinde nasıl iyi geldiyse işte öyle devam ediyor.

Zamanımın çoğunu yazarak, konuşarak, paylaşarak, gezerek, çokça çalışarak geçirirken, arada buraya haftasonuna yetişmek için güzel bir zamanlama ayarlama yapmaya çalışıyorum. Fakat ben her defasında her yere her zaman geç kalmışımdır :)))



Kış tüm soğukluğuna rağmen içimizi yaka yaka geldi sokuldu göğsümüze. İstanbul’un ilk kar’ı bugün yağdı. Sabah erken saatlerde başlayıp halen devam etmekte. Kardan kıştan nefret eden ben bile bugünü değerlendirip güzel bir yürüyüş yaptım. Güzel bir sohbete eşlik ettim yayınevi sahibi br arkadaşımla. Hiç bilmediğim tahmin etmediğim, duyduğuma şaşırdığım bir çok olaydan, yaşananlardan, hayattan bahsettik. Kar bitmeden, gün geçmeden, yollar susmadan,
ıslanan, ağlayan, üşüyen bir yolda yapayalnız ama umutla, gülerek, içimdeki sevincini kaybetmeden eve döndüm.

Bu yazıyı dün bitirmem gerekirdi. Hep aynı şeyi söylüyorum pazar sabahına hep birlikte uyanacağım dostlarımla diyerek. Lâkin bir türlü bunu başarabilmiş değilim :))

Geçen hafta içerisinde Eurovision’ a süpriz bir isim, seçilişine kendi bile şaşıran ve süpriz olarak nitelendiren Can Bonomo seçildi. Heyecanlı olduğunu, ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğini söyledi.
Can Bonomo ile yapılan kısa bir ropörtaj’da söyledikleri dikkatimi çekti. Yoksa eskisi kadar Eurovision takip etmeyi uzaktan sürdüren biriyim.


Kendi müziğini "İstanbul Müziği " diye tanımlayan şarkıcıya bunun ne demek olduğunu sormuşlar, kendisinin verdiği cevap şöyleydi;

’İstanbul müziği bizim haddimiz olmadan yaptığımız müziğe koyduğumuz bir yakıştırma oldu. İstanbul müziği aslında bir tarz değil, bizim yaptığımız müziği kolay yoldan betimleme biçimimiz.
Çünkü biz dediğiniz üzere biraz garip bir müzik yapıyoruz. İçinde farklı dozajda pop olup da aynı zamanda rock ve elektronik tınılara da sahip bir müzik. Biz bu müziği yaparken şu an çalmakta olan enstrümanları kullanarak yaptık müziğimizi. Dolayısıyla bu müzik burada büyüdüğü ve burada yaptığımız için ’İstanbul müziği’ demeye karar verdik. Albüme yaptığımız bir yakıştırma oldu bu. Dolayısıyla Eurovision için yaptığımız şarkıda da İstanbul tınıları olacak.’

İstanbul adı geçen yerde güzellik vardır, aşk vardır, heyecan vardır. Yolun açık olsun BONOMO :))


Bu arada 15 Şubat’ta Küçük Çiftlik Park’ta çok güzel bir konser bizleri bekliyor. Zamanınız olursa kaçırmayın derim. Efsanevi ve herkesin bildiği sanatçı Bob Marley’in grubu The Wailers İstanbul’da olacak. Reggae müziğini sevenler bu muhteşem saatleri kaçırmayacaktır. Biletler 20 tl ve satışa sunulmaya başlandı. Beyoğlu Mephisto Kitabevi, Kadıköy Zihni Müzik ve Zero Müzik’te. Grubu takip edenler bilecektir, dünyaca ünlü bir çok isimle ortak çalışmaları da bulunmakta. Bu isimler arasında Sting, Stevie Wonder, Carlos Santana bulunmakta. Gideceklere şimdiden bol müzikli an’lar diliyorum.


Son zamanlarda adından çokça bahsettiren ve daha vizyona girmeden iyi olduğu kadar kötü tepkilerde almaya başlayan, herkesin merakla beklediği "Fetih 1453" ten bahsedelim birazda. Bütçesi ile baş döndüren ( çünkü şimdiye kadar yapılan Türk sinema tarihinin en büyük bütçeli filmi ) , yapılan çalışmaları duyunca "vay be" diyebileceğimiz güzel bir film, bana göre.

17 Şubattan itibaren beyazperde de olacak film Türkiye kadar, dünya sinemaları tarafından da büyük talep görmeye başladı. Fragmanı internete düştüğü an’dan itibaren hızla yayılmaya başlandı. 24 saat içerisinde 1 milyon 670 bin kişi tarafından paylaşılmış. Fragmanı izleyen Yunan halkı yüzlerce tepki ve özeleştiri yorumları bırakmış. Haberlerinde bahsederken "Türkler’in Fetih Propagandası, 17 milyon dolar!" başlığını kullanmaktan da geri kalmamışlar.

"Fetih 1453"ün İstanbul’un Fethi’ni etmekle kalmayıp, savaş ve aşk sahnelerinin izleyiciyi kendine bağlayacağı düşünülmekte. Filmde Sultan’ın hayatı ile 29 Mayıs 1453’te İstanbul’un düşmesinin anlatıldığı hatırlatılan haberlerde, savaş konusunun dışında surlara çıkan Ulubatlı Hasan’ın aşk hikayesinin de işlendiği belirtildi. 17 Şubat çabuk gel lütfen...


Sevindirici olduğu kadar üzücü olaylarda yaşayan Türkiye’m büyük bir liderini de kaybetti. Bundan da bahsetmeden geçemeyeceğim.
Güzel insan Rauf Denktaş’ı kaybettik. Nurlar içinde uyu, hepimizin başı sağolsun...



Üzüntümü demiştim. 19 Mayıs’ımızı elimizden aldıkları için ses çıkarmadığımı sanmayın sakın. Şimdi geçen bir arkadaşa söylediklerimin aynısını buradan sizlere de yazayım. Eskiden bu olay olmadan önce 19 Mayıs bizim için resmi tatil, elbette bizler, gençler ve çocuklarımız için tören alanlarında coşkuya yer bırakıyordu... Şimdi ise eskiden belki de çok fazla önemsenmeyecek ve biz Türk halkı olarak değerlerimizi kaybedince anlayan bir millet olduğumuzdan
el ele vererek, daha coşkuyla, daha fazla birlik ve beraber olarak 19 Mayıs’ta yollarda yürüyüşlerde ve kutlamalarda olacağız.

Keşke bu değerlerimizi kaybetmeden daha sıkıca sarılabilsek birbirimize. Üzüntümü demiştim. Boş verin. Her şey unutuluyor nasılsa. Bu da unutulur.

Hem biz insan değil miyiz, acılarımızı bile unutabilen muhteşem bir varlık iken, bu tür kararlar neyi değiştiriyor ki. En azından bir gün bile olsa birlik olduğumuzu, olabileceğimizi unutmayacağız. Yarınlarımız için gülümseyen ve gülümseten bir Türkiye için unutturmayın lütfen...


Geldik bir haftanın daha sonuna. Bu akşam müsait miydiniz bilmiyorum. Konukluğumdan memnun olana da olmayana da sevgim sonsuz.
Güzel bir hafta olsun herkese... Sıcak bir kahve, birkaç kurabiye ile...


Saygımla.


banukalyoncu

Fotoğraf: Bade Kalyoncu

Yorumlar
Mesaj Yaz 5.2.2012 23:36:05


Kalbiyle yanımda olan herkese selamlar olsun, siz benim için vakit bulduktan sonra ben size seve seve kahveye sohbete gelirim.

Sevgimle bir saygımdasınız...


Teşekkür ederim.




Mesaj Yaz 20.1.2012 12:55:11
Sessizce takip edenlerdenim. Siz ne zaman yazsanız ben müsaitim...



Mesaj Yaz 19.1.2012 13:13:45
gelin gelin arkadaşlar size üzümlü kek yapabilirim,yada etli mantı ne isterseniz çayda hazır ve kış günü sıcak çay olmadan olmaz...

Mesaj Yaz 17.1.2012 22:48:25
sahra iyi bir tarif yapmış bu köşe dışarıya açılan penceremiz...

hem edebi hem yaşamsal hem gerçek renkler hakim bu köşede...

sonsuz teşekkürler...


Mesaj Yaz 17.1.2012 10:24:27


ben zevk alıyorum kuzum seni okumaktan ve seninle paylaşmaktan :)

bu güzel paylaşımların için ben teşekkür ederim.. :)


Mesaj Yaz 17.1.2012 09:08:40
ben de okuyorum bu köşeyi...çünkü dışarıda neler olup bittiğini bu pencereden takip etmek mümkün...teşekkürler yazılarınız için.

Mesaj Yaz 16.1.2012 23:35:22
Çok güzel bir yazı.Buyrun gelin.Gelmek isteyene,kalmak isteyene,kurabiye yemek isteyene,kahve içmek isteyene,sıcak bir sohbete her zaman kapımız ardına kadar açık...

Mesaj Yaz 16.1.2012 23:17:26


Deniz sen can'sın... 100.000 kişilik bir sitede okumaya değer bulduğun için, her daim beni desteklediğin ve elimden tuttuğun için teşekkürü borç bilirim.

Sevgimle..




Mesaj Yaz 16.1.2012 09:43:40


senin için her zaman :)))...



Yorum Yapın

Editör'den "Müsait misiniz?" ile ilgili yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üye Ol Üyelik Girişi Yap

Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.