Şiirin İşçisi: EROĞLU
Ebubekir Eroğlu, altıncı şiir kitabı “Sesli Harfler” ile okurlarını selamladı.
21.4.2011
Günümüz Türk şiirinin ustalarından Ebubekir Eroğlu, YKY’den çıkan altıncı şiir kitabı “Sesli Harfler” ile okurlarını selamladı. İlk dört kitabını “Berzah” başlığı altında toplayan ve son olarak 2006’da “Sınır Taşı”nı yayımlayan Eroğlu, bugünlerde okurla buluşan “Sesli Harfler” ile şiir okurlarına hoş bir sürpriz yaptı.
Sezai Karakoç şiirinden doğan ve başlarda İkinci Yeni’nin şiirimize getirdiği poetik olanaklardan faydalanan Ebubekir Eroğlu, giderek kültürel derinliği artan bir şiire yöneldi ve lirizmin şiirimizdeki en usta temsilcilerinden biri olmayı başardı. Evet, şiirinde bireyin ontolojik problemlerini dile getirdi; ancak bunu yaparken medeniyet perspektifini hiç bırakmadı ve Müslüman duyarlığının edebiyatımız içerisindeki önemli sunumlarından birini gerçekleştirdi. Şu iki husus Ebubekir Eroğlu’nu anlamamız adına hayati önem taşır:
Şiir hiç ikinci planda olmadı
Birincisi, Ebubekir Eroğlu, yaşamı boyunca şiire hiç ara vermemiş, edebiyat içerisindeki diğer bütün uğraşlarına rağmen şiiri asla ötelememiştir. Bu durum, onun şiir bütünlüğünü nitel ve nicel anlamda güçlendirmiştir ve şüphesiz gelecek kuşakların da ilgi ve takdirini toplayacaktır. İkincisi, Eroğlu, tıpkı edebiyat incelemeleri ve düşünsel eserlerinde olduğu gibi, şiirlerinde de yoğun bir işçilik göstermiş, sapasağlam bir şiir dili oluşturmuştur. Hatta diyebiliriz ki Yahya Kemal’den günümüze kadar gelen süreçte, şiir işçiliği konusunda parmakla gösterebileceğimiz şairlerdendir. Evet, şairimiz, yeni çıkan “Sesli Harfler” kitabında da bu şiir işçiliğini koruyarak eserini güçlendirmiş ve orijinal bir imaj dünyası oluşturarak genç şairlere yeni beslenme kaynakları oluşturmuştur.
İnceleme eserleriyle de kalıcı
Ebubekir Eroğlu, şiirlerinin yanı sıra inceleme eserleriyle de edebiyatımıza ölümsüz katkılarda bulundu. “Ölümsüz” ifademiz belki abartılı bulunabilir fakat Eroğlu’nun kaleme aldığı “Sezai Karakoç’un Şiiri” ve “Modern Türk Şiirinin Doğası” isimli yapıtları okumuş olanlar, kuşkusuz bize hak verecektir. Zira Sezai Karakoç şiirinin Türk şiiri içerisindeki işlevini ve konumunu anlamak için “Sezai Karakoç’un Şiiri”ni, modern şiirimizin 60’lı yıllara kadar gelen gelişim sürecini içselleştirmek içinse “Modern Türk Şiiri’nin Doğası”nı muhakkak okumak durumundayız. Aksi halde bu hususlarda kuracağımız cümleler, önemli eksiklikler taşıyacaktır.
Şu hususu da gündeme getirmek isteriz: Yeni kuşak eleştirmenler, Türk şiirinde 70 kuşağını konuşurken, öncelikli sırayı, yazıma konu olan Ebubekir Eroğlu, Cahit Koytak ve Kamil Eşfak Berki gibi Müslüman duyarlığın şairlerine verecektir. Gerek aralıksız bir biçimde şiir üretimine devam eden Ebubekir Eroğlu gerek şiir kitaplarını teker teker yayımlamaya başlayan Cahit Koytak gerekse de “Ayışığı ve Kervan” ve “Çocuğun Miracı” gibi iki başarılı şiir kitabına sahip olan ve Yedi İklim’in son döneminde yayımladığı şiirlerle gündem oluşturan Kamil Eşfak Berki, bize bu çıkarımda bulunmak cesaretini fazlasıyla vermektedir.
Sezai Karakoç şiirinden doğan ve başlarda İkinci Yeni’nin şiirimize getirdiği poetik olanaklardan faydalanan Ebubekir Eroğlu, giderek kültürel derinliği artan bir şiire yöneldi ve lirizmin şiirimizdeki en usta temsilcilerinden biri olmayı başardı. Evet, şiirinde bireyin ontolojik problemlerini dile getirdi; ancak bunu yaparken medeniyet perspektifini hiç bırakmadı ve Müslüman duyarlığının edebiyatımız içerisindeki önemli sunumlarından birini gerçekleştirdi. Şu iki husus Ebubekir Eroğlu’nu anlamamız adına hayati önem taşır:
Şiir hiç ikinci planda olmadı
Birincisi, Ebubekir Eroğlu, yaşamı boyunca şiire hiç ara vermemiş, edebiyat içerisindeki diğer bütün uğraşlarına rağmen şiiri asla ötelememiştir. Bu durum, onun şiir bütünlüğünü nitel ve nicel anlamda güçlendirmiştir ve şüphesiz gelecek kuşakların da ilgi ve takdirini toplayacaktır. İkincisi, Eroğlu, tıpkı edebiyat incelemeleri ve düşünsel eserlerinde olduğu gibi, şiirlerinde de yoğun bir işçilik göstermiş, sapasağlam bir şiir dili oluşturmuştur. Hatta diyebiliriz ki Yahya Kemal’den günümüze kadar gelen süreçte, şiir işçiliği konusunda parmakla gösterebileceğimiz şairlerdendir. Evet, şairimiz, yeni çıkan “Sesli Harfler” kitabında da bu şiir işçiliğini koruyarak eserini güçlendirmiş ve orijinal bir imaj dünyası oluşturarak genç şairlere yeni beslenme kaynakları oluşturmuştur.
İnceleme eserleriyle de kalıcı
Ebubekir Eroğlu, şiirlerinin yanı sıra inceleme eserleriyle de edebiyatımıza ölümsüz katkılarda bulundu. “Ölümsüz” ifademiz belki abartılı bulunabilir fakat Eroğlu’nun kaleme aldığı “Sezai Karakoç’un Şiiri” ve “Modern Türk Şiirinin Doğası” isimli yapıtları okumuş olanlar, kuşkusuz bize hak verecektir. Zira Sezai Karakoç şiirinin Türk şiiri içerisindeki işlevini ve konumunu anlamak için “Sezai Karakoç’un Şiiri”ni, modern şiirimizin 60’lı yıllara kadar gelen gelişim sürecini içselleştirmek içinse “Modern Türk Şiiri’nin Doğası”nı muhakkak okumak durumundayız. Aksi halde bu hususlarda kuracağımız cümleler, önemli eksiklikler taşıyacaktır.
Şu hususu da gündeme getirmek isteriz: Yeni kuşak eleştirmenler, Türk şiirinde 70 kuşağını konuşurken, öncelikli sırayı, yazıma konu olan Ebubekir Eroğlu, Cahit Koytak ve Kamil Eşfak Berki gibi Müslüman duyarlığın şairlerine verecektir. Gerek aralıksız bir biçimde şiir üretimine devam eden Ebubekir Eroğlu gerek şiir kitaplarını teker teker yayımlamaya başlayan Cahit Koytak gerekse de “Ayışığı ve Kervan” ve “Çocuğun Miracı” gibi iki başarılı şiir kitabına sahip olan ve Yedi İklim’in son döneminde yayımladığı şiirlerle gündem oluşturan Kamil Eşfak Berki, bize bu çıkarımda bulunmak cesaretini fazlasıyla vermektedir.
Yorumlar
"Şiirin İşçisi: EROĞLU" haberine henüz yorum yapılmamış.
İlk yorumu siz yapın.
Yorum Yapın
Şiirin İşçisi: EROĞLU ile ilgili yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol
Üyelik Girişi Yap