Sanat ödülle taçlandı!

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği, kısaca ESKADER’in 2010 ödüllerinin sahipleriyle buluştuğu program, 16 Nisan 2011 Cumartesi günü Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’nde düzenlendi.

Niyet de, ödüller de güzel

Bir salon dolusu kültür sanat dostu ya ödül aldı, ya ödülleri sahibine verdi ya da sadece bu güzel anlara şahitlik etti. ESKADER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri Yardım, programın başında her sene yaptıkları törenin anlamını vurguladı. Bunun yanında da çok güzel bir organizasyonu, “Babıali Sohbetleri”ni bizlere tekrar hatırlattı. Cağaloğlu’nda, her Perşembe saat 18’de Timaş Kitap Kahve’de yapılan sohbetlere herkesi davet etti. Bu vesile ile hatırladık, ajandamıza perşembe günleri için tekrar not düştük.

Programın yıldızı Osman Akkuşak

Genelde ödül törenlerinin renkli geçmemesinden yakınırız. Ödül veren de, alan da heyecanlıdır. İzleyicilere de yansıyan bu heyecan, konuşmaların süresini kısaltır. Eskader’in ödül törenini neşelendiren en önemli insanlardan biri, konuşma süresini sadece sahnede olduğu anlarla sınırlamayan Osman Akkuşak’tı. Yenişafak Yazı İşleri Müdürü Özcan Ünlü’nün “Aslında her saat başı ödül verilmesi gereken biridir” dediği Osman Akkuşak, Sadık Yalsızuçanlar’ın soyisminin anlamını Hüsrev Hatemi hocadan dinlememizi de sağladı. Yine sahneye ödül vermek için çıkan Bestami Yazgan’a da bir şiir okuttu, dinleyiciler mest oldu.

Ali Haydar Haksal: Yedi İklim bir kişinin değil

Dergi alanında ödüle layık görülen Yedi İklim Dergisi ve Ali Haydar Haksal’dı. Ödülün doğru bir adrese verildiği, şüphe götürmez bir gerçek. Rahatsızlığından dolayı törene gelemeyen Ali Haydar Haksal’ı temsilen, ödülü Osman Bayraktar alırken, özel bir mesajı vardı. Osman Bey’e törende seyircilere şöyle bir mesajı varmış kendisinin: “Yedi İklim, bir Ali Haydar Haksal dergisi değil, bir topluluk dergisi. Bu konu vurgulansın ve ödül dergi adına alınsın istiyorum.” Herkesin alkışladığı bu mesajın ardından, Osman Bayraktar kendi yorumunu da şöyle yaptı: “Onun sözlerinin ardından, şunu da ekleyelim; imkansızlıklara rağmen, zor koşullar içinde çıkan dergiler, bir adanmışlık olmazsa çıkamaz. Ali Haydar Haksal kendini bu alana adadı. Vesile ile, bu adanmışlığı için kendisine teşekkür ediyorum ve kendisine acil şifalar diliyorum.” İki güzel niyetin bu kadar güzel şekilde aynı ağızdan ifade edilmesi alkışa değerdi.

Ödüller emin ellerde

Birbirinden güzel isimleri sahnede görmemize ve anmamıza vesile olan törende, belgesel dalında Gökhan Ateştürk, “Hat: Bir Medeniyet Çizgisi” ile, Dr. Selma Karışman ise düşünce alanında yazdığı eserle ödül aldılar. Hikaye dalında ödül alan Yıldız Ramazanoğlu’nun “okumayan kalmamalı” diyerek takdim edilmesi, İbrahim Özdabak’ın “bu atmosferi ve bu ödülü alışımı hiç unutmayacağım” diyerek ödülünü alması ise, küçük ama keyifli anılar arasında yerini aldı. Kitap yayıncılığında Ötüken Neşriyat, çocuk yayıncılığında ise Nesil Çocuk ödüle layık görülmüştü. Bu yayınevlerinin, korudukları dinî, millî, tarihî, edebî ve kültürel çizgilerinin devam etmesi dilendi.

Güzel ödüller, güzel insanlar

Jüri Özel Ödülü ile Hüsrev Hatemi’yi, tiyatroda Semih Sergen’i, Üstün Hizmet Ödülü’nde Prof. Dr. Turan Yazgan’ı ve Metin Erksan’ı gördük. Türk müziğine verdiği katkıları ile anılan ve sahnede bol alkış alan Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça’dan Temâşa Sanatı’nda ödül alan Rauf Altıntak’ın gösteri kıvamındaki konuşmasına kadar, her şey töreni hoşça hatırlamaya sebep oldu. Güzel insanlar, birer birer sahneye çıktılar, izleyenlere teşekkürleri alkışlara dökerek sunmak düştü.

Tatlı biten organizasyon, günü keyiflendirir

Ödül törenleri sonrasında ikram sadece yiyecek ve içecekten ibaret değildi. Nesil Çocuk ve Ötüken Neşriyat’ın herkese ikişer kitap hediye etmesi ve İstisna dergisinin dağıtımı da programın en tatlı sürprizlerinden biri oldu. Program, Mehmet Akça’nın konseri ile sonlandı. Ödüller her sene olduğu gibi yine güzel insanlara gitmişti; içimiz rahat, cumartesi günümüz ise artık daha aydınlıktı.