ÜYELİK GİRİŞİ ÜYE OL
Anasayfa Şiirler Forum Etkinlikler Kitap Nedir? Bicümle Tv Müzik Atölye Arama Blog İletişim Yazılar
Giriş Yap Üye Ol
"Günlerini düşler krallığında geçirmeyenler, günlerin kölesi olur." Halil Cibran Paylaş
ANASAYFA
ETKİNLİKLER
NEDİR?
TİVİ
BLOG
BİCÜMLE
ATÖLYE
ARAMA

Güler Yücel, Can'sız yaşamayı anlattı

Güyer Yücel, "Önceleri “Can’la nasıl yaşıyorsun” diye sorarlardı. Şimdilerde “Can’sız nasıl yaşıyorsun” diye soruyorlar. Can’la yaşamayı tarif edemeyen ben, Can’sız yaşamayı nasıl tarif edebilirim ki?"

11.8.2010

Güler Yücel, Can'sız yaşamayı anlattı

ÖLÜMÜNÜN 11. YILINDA, EŞİ GÜLER YÜCEL’İN KALEMİNDEN ŞAİR CAN YÜCEL

Önceleri beni yakından veya uzaktan tanıyan herkes “Can’la nasıl yaşıyorsun” diye sorarlardı. Benden ne tür cevap beklediklerini de çok iyi tahmin ederdim. Onlara cevap vermektense, sessiz kalmayı tercih ederdim. Tek bir söz etmeden… Bu oyunu çok iyi oynar olmuştum…

Harlı bir adamdı Can… Harlı olan yerden böylesi hırlar, böylesi şiirlerin çıkması doğaldı. Gerçekten seven, inançları için yanan, doğru, cesaretli ve cesaretli bir insan olmanın güzel mi güzelliği vardı onda…
İnsanın dünyaya gelmesi bir mucize. Düşünün, milyonlarca döl hücresinden bir döl, ana hücre ile buluşuyor ve bir insan yavrusu şu dünyaya geliyor. Bu büyük rastlantı herkes için söz konusu pek tabii…

Ben ve Can için ise şu koskoca dünyada milyonlarca genç arasında birbirimize rastlamamız, karşılamamız rastlantısal bir mucize değilse nedir? Ama bizim şansımız; bu tokuşmadan, bu gerçeği başında fark etmemiz ve sonuna kadar böyle yaşamamız…

Bizim evde şiir pişerdi, aşk pişerdi… Harlı bir adamla, şiir ve aşk pişirmek kaç insana nasip olur? Düşünün ne kadar şanslı olduğumu…

Şimdilerde herkesin yine sorusu var… Bana, “Can’sız nasıl yaşıyorsun” diye soruyorlar. Can’ı mı merak ediyorlar, beni mi?.. Tabii ki, Can’ı… Can’la yaşamayı tarif edemeyen ben, Can’sız yaşamayı nasıl tarif edebilirim ki? Yalnız şunu söyleyeyim, hiç birbirimizi kaybetmek istemezdik. Bunu hiç dile getirmezdik ama bilirdik...

Benim şimdi uzakta bir köyde yaşamımı sürdürmemin nedeni de bu olsa gerek… Kalabalığa girmek istemiyorum… Dile kolay, tam 43 yıllık birliktelik. Üstelik her anı, zamanın gelip geçiciliğine aldırmadan yaşanmış 43 yıl.

Öyle idi işte… Evin içinden bahçeye çıkarken bile “Nereye gidiyorsun” dediğinde, ben de ona “Roma’ya” derdim. Şimdi bütün yolların nereye çıktığını çok iyi anladım…

Kuzguncuk’ta otururken, çarşıya pazara, kahveye giderdik hep. Bizi tanımayan mahalleli bir velet, Su’ya sormuş, “Liseli âşıklar gibi el ele dolaşan bu moruklar senin nen oluyor” diye…

Pazara giderdik birlikte. Ara sıra da kaybolurdum ben. Aradan bir süre geçince, pazarın öbür ucundan bana o davudi sesiyle seslenirdi “Güleeeeeer” diye… “Yine nereye kayboldun sen” diye çıkışırdı bana….. Sonra da “Seni bir an kaybetmek istemiyorum” der elimden öper ve elimi olanca kuvvetiyle sıkardı…

Aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen senle dolaştığımız sokaklarda gezinirken saniyenin kaçta kaçı kestiremiyorum… Bir ses, Can’ın davudi sesi “Güler” diye seslendi yine… Duydum bu sesi. Yine birbirimizi kaybetmiştik, arıyorduk birbirimizi…. Arkama baktım, aradım. Biliyorum orada idi. Tekrar seslendi. Yine arkama baktım, kaybolmuştu. Yok, yok, yoktu işte..

Günün belirli saatlerinde, değişik duygulara kapılıyor insan… Sabah başka, öğlen başka, günbatımı bambaşka duygularla yoğunlaşıyor…

Köy yerinde insan daha iyi yaşıyor bunları… Veya bana öyle geliyor…

Yorumlar
Mesaj Yaz 4.9.2010 05:15:02
Güler Yücel, Can'sız yaşamayı anlattı
Güyer Yücel, "Önceleri “Can’la nasıl yaşıyorsun” diye sorarlardı. Şimdilerde “Can’sız nasıl yaşıyorsun” diye soruyorlar. Can’la yaşamayı tarif edemeyen ben, Can’sız yaşamayı nasıl tarif edebilirim ki?

Ruhu şad olsun



Mesaj Yaz 19.8.2010 10:12:56
Can Yücel'le Kuzguncuk'ta ilk karşılaştığımda şaşırıp kalmıştım.Büyük bir dil ustası,aklı ve yüreği ile dize dize konuşan bu adam şu gördüğüm müydü?
Bir seçim öncesi yaptığı söyleşide sarf ettiği söz ne kadar ince zekaya sahip olduğunu bir kez daha ortaya koyuyordu. Barajın yükseltilmesi tartışmaları sırasında ,o yıllarda hiç bir parti yüzde 22 üstüne çıkamadığı için "yapsınlar %25 görelim kim meclsie girecek "
şiirlerinden bir kaçını ezberledim.
"Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Çok Şey Var" bu şiir uzun süre fotokopi yapıldı..okulda öğrencilerin elinde dolaştı durdu.panoma astım
Ben gerçek sanatçıların seçilmiş kişiler olduğunua inanırım.
"Nice insanlar gördüm elbisesi yoktu,nice elbiseler gördüm içinde insan yoktu-"Mevlana.
Bana genel görüntüsü, itiraf ediyorum itici gelmişti.Oysa o mükemmel bir şiir,söz ustası,sanatçı ...
Can Yücel gibi adlar yüzyılları aşar.
Ömer HAyyam aklıma gelse de Can Yücel daha farklı.
Can Yücel kanımca bir fenerdi,şimdi şiirleri dolaşarak dilden dile yıldız oldu.

Sevgili eşine saygılarımı sunuyorum.


Mesaj Yaz 18.8.2010 07:21:49
Dünya fanidir ne kadar pislikler yaşasa da insan için cennettir ve nimettir. Ancak, ebediyet ise bir gerçektir. Yaşadığına yediğine çirkeflik edersen ne denli ünlü olursan ol hele hele baba sırtından ünlü isen o ün şan beş para etmez.
Vahamet nedamet çerçevesinde insan olarak her sanatçı sevilir ama onun sevilecek bir yanı olması gerek, sevilecek yani yoksa o zaman çöplükte açan fesleğenden farkı olacağını sanmıyorum. Çöplükte açan bu fesleğen fuzuli olarak oraya buraya sıçramaya çalışır. Ama üstünde bin bir çeşit kanatlı uçanlar, onca böcekler ve dört bacaklılar da oraya icabet ederler. En çok kedi ve köpekler oralara gelir. Pislik kokusu yayıldıkça yayılır. Hele hele deniz mahsulü balıkların kokusu kedileri, insanoğlunun pisliğinden yayılan kokular da lağım fareleriyle köpekleri cezbeder. Bunun yanında bu çöp yığınları insan için çok tehlikeli gaz oluşumunu meydana getirir. Bertaraf edilmedi ise gaz yayımı, olası yangınlar ve pis kokuların ve pisliğin getirdiği hastalıklar insana ve çevreye zarar verir. Akıl insanoğluna verilen en güzel olgudur. Aklını devşirme şeylerle devşirirsen o zaman lanet bataklığı içinde metan gazı üretmekten başka şey olunacağını sanmıyorum. Siz kendi kendinize yaşadığınız devinim diğer yaşayanların hayatlarını etkilemez. Ne yaparsanız yapın bu ortak yaşamda yine zarar görecek olan bu devinimde ters çark işletenler olacaklardır. İki şiirle baba şanıyla meşhur olmak her kese nasip olmaz. Böyle bir ortamda da sanatçı hiç olunmaz. Sanatçı kendi içgüdüleriyle yarattığı ilham deotirisinde elde ettiği yol çizgisinin üzerinde cesaretle yürür. Sanatçı sadece kendisine sanatçı denilmesi için değil geleceğe bir miras bırakmak ve hissettiklerini de paylaşarak fani dünyanın gerçek sahibi olmayanlarla paylaşmasını bilir. Sanatçı sanatının içine işemez. Sanatına gelecekte halel getirmez. Yaşadığı nimetlerinden istifade ettiği fani de olsa dünyayı kötülemez ve buna da hakkı yoktur. Bilakis fani dünya hiç kimsenin değildir. O gelecekten emanet alınmış ancak son emanetçisinin kim olduğunu bilmediğimiz yüce Allah(cc) nin en değer verdiği ve insanlara bahşettiği bir gezegendir. Onca gezegen varken neden biz burada yaşamaktayız. Düşündünüz mü? Düşünce tarzınıza af buyurun. TÜKÜRMEYİN..


Mesaj Yaz 15.8.2010 22:04:59
merhaba Can Yücel deyince akla Datça geliyor son zamanlarda
Güler abla da o kadar şiirle ve saatla iç içe ki
elinin attığı her şey resim dilinin döndüğü herşey şiir oluyor
Can baba iyi ki bize şarabı ve şiiri bırakmış
hele kızları ve torunlar Can babadan arda kalan yerleri dolduruyorlar
bu güzel insanları tanımanın sevinciyleyim
sevgiyle kalın
böyle bir günde anmanız çok anlamlı. kutlarım güzel insan
datçadan selamlar


Mesaj Yaz 14.8.2010 15:06:27
gerçekten harika bir yaşam olmuş onlarınki.tam edebiyat tadında anlatmış hayatlarını.paylaşım için teşekkürler.

Mesaj Yaz 12.8.2010 10:13:06
Tek kelimeyle mükemmel üsdat


Yorum Yapın

Güler Yücel, Can'sız yaşamayı anlattı ile ilgili yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üye Ol Üyelik Girişi Yap

Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.