Dudak Kitabı - Dudak Kitapları

Gülümseyen gözlerimdeAşkın dudak izleri varDilden düşen sözlerimdeAşkın dudak izleri var Gönül sevdi bir tek eceAklımdadır gündüz geceŞiirlerde hece heceAşkın dudak izleri var Esen sevda yellerindeKalbin duygu sellerinde Sazımın tüm tellerindeAşkın dudak izleri var Huzur veren nüktelerdeSatır satır güftelerde Yaptığım tüm bestelerdeAşkın dudak izleri var Ne karanfil ne sümbüldeBen bülb..»»

Arzu, Nazlı, Şahsenem. Hülyaları yaşlarından büyük üç genç kız. Verilen sözlere güvenip uzaktan ışıltılı gördükleri İstanbul'un karanlık yüzüne savrulurlar. Kurdukları hayallerin gerçeğinden daha sahici olduğunu yaşayarak öğrenirler. Tokat gibi yüzlerine vurulan hakikatler karşısında nadim olurlar. Feri dönmeleri de mümkün değildir. Dönüm noktası ile ölüm noktasının buluştuğu andan itibaren baş ko..»»

Arzu, Nazlı ve Şahsenem… Hülyaları yaşlarından büyük üç genç kız… Verilen sözlere güvenip uzaktan ışıltılı gördükleri İstanbul’un karanlık yüzüne savrulurlar. Kurdukları hayallerin gerçeğinden daha sahici olduğunu yaşayarak öğrenirler. Tokat gibi yüzlerine vurulan hakikatler karşısında nadim olurlar. Dönüm noktası ile ölüm noktasının buluştuğu andan itibaren Baş Komiser Tekin, olaylara el ko..»»

***Eğer bu kitap içinizde bir şeyleri kıpırdatamadıysa bir ölüden pek de farkınız kalmamış demektir.*** -Kapka Kassabova- ***Fantezi, aşkın fitili. Ama fantezilere dikkat et. Güçlüdürler.*** Monique Roffey ruh eşini bulmuştur. Ama her zaman hayalini kurduğu bu aşk hikâyesi, birden üzücü bir şekilde noktalanır. İlk başta Monique bir daha aşkı bulamayacağını düşünür. Ama zaman geçtikçe kendin..»»

Dâd Harfi ve Dudak Ta’liminin ilmî boyutlarıyla ele alındığı bu kitabın birinci bölümünde; dâd sesinin tarihi bir değerlendirilmesi yapılarak, ilk dönemlerde kullanılan dâd sesinin günümüzde kullanılıp kullanılmadığına kanıt arandı. Ayrıca dâd harfinin mahreci, sıfatları, ihtilaflar ve fukahâ görüşleri ele alınıp değerlendirilerek dâd harfinin en doğru telaffuzunun hangi..»»

‘’O gerçeğin şiirselliği peşinde koşan bir serüvenci. İnsanları seviyor, onlar için de acı çekiyor. Dilin iç sesiyle yazdığı şiirlerinde sık sık çocukluğa sığınıyor. Doğaya kaçıyor. Şiirini diyalektik bir düzeleme oturtuyor. Çizgilerden kelimelere giden bir köprü kuruyor kitabında’’ Mesut Akatay Uygur Orhan, 1963 yılında Elazığ’da doğdu. Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat..»»

Hızlı bir susuş bizimkisiHiçbir gidişe benzemeyenMayısların tomurcuklandığı yıllaraSelam verip aşklaGüleceğini güneşinMüjdeleriz geceden…»»

"Ayrılmak biraz da ölmekti aşk sunsuza yaşamak" Aşkın onarılmaz yarasından geçiyordum. Ahlak ağacının feryatlarının arasından. Kan revan güllürin saldığı baş döndürücü kokuların arasından kıvrılıyordum adanın sonbahar yaprakları ile kaplanmış yollarına... Deniz kokusu, çimen kokusu, belli belirsiz acı çığlıklar atam vapur sesi ile karışarak dökülüyordu gönlümün kıyılarına... Çıplak ayakların ya..»»

Ve sonra sen çıktın karşıma. 'Allah'ın bana 'bak sana ne yazdım' deme şekliydin.*** ***Kavuşmanın bir son, kavuşamamanın ise devamlılık anlamına geldiğini bildiğimden beri aşka düşüyorum,*** diyor Mehmet Ercan. Aşkı bulanlara, aşkı gidince kendine gelenlere, aşkını ifade edemeyenlere, bilerek susanlara, sitemini biriktirenlere yazıyor. Kelimelerin gücünden yararlanıyor, onları zekice kul..»»