Aşağıda 1,500,000'dan fazla şiir başlıkları arasından "Deniz kabukları" terimini içeren şiirler listelenmektedir. Deniz kabukları ile ilgili şiirler "kayıt tarihine" göre listelenmektedir.
Şiirlerin "Deniz kabukları" ile ilgili alakalı olup olmadıkları sistem tarafından otomatik belirlenip içinde aradığından konu dışı bazı şiirler listelenebilir.
Deniz kabukları ile ilgili "
13
" şiir aşağıdadır.
Bir gün simit almak için sahile giden doktor ali Her gün sabah işe başlamadan 1,2 saat önce çıkıp Sahile giderdi siyah arabasıyla sahile iner uzaklara dalıp simit yerdi sahil kumun dan görünmeyen birini görmüştü ama sonra belkide ateşim var deyip giderken pekte yaklaşmıyor geç kalmayım diye arabasına binip işe gidiyordu özgürün yaşamaya tutunma sebebi sahilin kumu idi kumu eşip her akşam yatıp üzerini kumla kapatıp uykuya dalıyordu çünkü ailesi özgürü terk etmiş 6 yaşından beri bu sahil kenarında barınıyordu tekrar yarın sabah doktor ali yine erkenden çıkıp sahilin kenarındaki bank ta oturup simit yiyordu yine dalıyordu uzaklara doktor ali özgür biraz o gün erken uyanmış ama yatıyordu sanki uzakta bir kımıldama görmüştü doktor ali neyse işe yetişmem lazım dedi ve gitti ama işteyken aklına takılmıştı oradakinin gerçekmi hayalmi diye sonra akşam olmuştu ve sonra sabah olmuştu özgür kalktığında her yanı deniz kabuğu olmuştu ama özgür deniz kabuğunu daha önce görmediği için merak etmiş ve birer birer eline alıp deniz kabuklarını oynamaya başlamıştı özgür suyun yüzünde bir tane daha deniz kabuğu gördü çok merak ettiği için suyun yüzüne bakıp suya girmeye başlayıp suyun yüzünden yavaş yavaş derine dalıyordu doktor ali özgürün sudan tekrar çıkıp elinde bir avuç deniz kabuğu götürdüğünü gördü özgürün toprağı yeniden düzenleyip deniz kabuklarına şaşkın bir şekilde baktığına şahit olmuştu bir önceki gün aklına geldi o kumun altında özgürün olduğunu öğrenmişti yanına giden doktor ali çocuğa sorar senin kimsen yokmu neden geceleri kumun altında uyuyorsun dedi özgür şöyle cevap verdi benim annem babam burada terk etti ve bir daha dönmedi dedi doktor ali elindeki yarım simidi özgüre verir özgür alırken simidi özgürün gözünden bir damla yaş akarken kum a doktor gözü yaşlı buruk sesiyle ben gidiyorum der ve ellerini zor bırakır aklı özgürde kalırken doktor alinin iş çıkışında özgürü evine götürmek için sahile geldiğinde özgürün orada olmadığını görür sabaha kadar bekler doktor ali sahilde bir çığlık sesi duyar biraz elleride titremeye başlar bir kurt parçalarken özgürü doktor uzaktan seyrederken göz yaşları içinde dondu kaldı 1 saat sonra sabah olmuştu doktor arabasında biraz uyuya kalmış küçük bir kabus görmüş gerçek hayatta uyandığında ise vapurun sert siren sesiyle kendini bir bank ta bulmuştu doktor ali gerçek yaşanmış gibi etkisinde kalmıştı gördüğü kabusu kitap olarak yazan doktor ali kitapları bastırmaya karar verir ve kitap çok satılanlar arasında yer alırken doktor ali kabusunda yaşatamadığı özgürü gerçek hayatta yaşatmayı başarmıştı çok mutluydu kitabın isminde özgürün deniz kabukları koymuştu
aklı her zaman her an onda o güzel kızında idi, fakat gitmesi gerektiği yere ulaştı şu anda tek düşündüğü bu toprak birikiminin altında ne vardı ne olabilirdi?kocasını bekle melimiydi?yoksa sabırsız mı olacaktı? yok hayır duramazdı hızla eline aldığı alel acele bulduğu evin zemin katından bulduğu büyücek bir kazmayla kazıyordu o da nesi? eski çürümeye yüz tutmuş tahtalarla örülü bir bölüm çıktı simsiyah olmuştular bir koku yayıldı etrafa başını çevirdi bir anlık derin bir nefes alarak tekrar devam etti tahtalara hızla baltayı indiriyordu zaten çürümüşler etrafa yayılıyorlardı bir tüneldi sanki rumlardan mı kalmıştı büyük annesi aldığında bunu biliyormuydu tünel miydi?eski çökmüş bir tren yolu eski bir maden ocağı ,yok sa da bir sığınak mı,yoksa çok eskilerden kalma bir şarap mahzeni olabilir miydi?
tam o sırada vurduğu darbelerden bir şey fırladı çok korktu kunduz fare bir şey işte dedi ,ne fark eder kazmaya devam ediyordu onu aşan bu iş onu yormuş olmalıydı ama bir tüneldi sanki bu evet kesinlikle denize uzanan taşlı yollarla örülü uzunca bir tünel olmalıydı..
Bir arada büyüdük dosttu Anne-Babamız Hoş vakit geçirmekti sen'le bütün çabamız Bazen beş taş oynardık bazen tombala, dama İsmimizi yazardık kışın buğulu cama