Bu Masalı Anlatmayın Kimseye“Bir varmış,bir yokmuş. Küçük bir kız yaşarmış eskiden Yokluklar ülkesinde Kalabalık içinde tek başına… Günlerden bir gün, batarken kızıl güneş Tunca bürünmüşken evren Bir hediye düşmüş gökten Kocaman yüreğiyle hep beklediği Elasına doyamadığı bir hediye... Alıp bağrına basmış,sevip okşamış Baş tacı edip pamuklara sarmış Şükretmiş evrene İyi ki beklemişim diye Mutluymuş işte,uçuyormuş sevinçten Gülümsüyormuş hayat yeniden “Işığım” koymuş adını,aydınlanmış “Elam” demiş,kendinden bile sakınmış Anlamlar yüklemiş çocukca Hayatımın anlamı demiş hatta Masal bu ya!.. Gün gelmiş, yastığının altında saklamış Kimse görüp elinden almasın diye Kıskanmış delice Gün gelmiş koynunda taşımış Her nefeste koklarım,özledikçe bakarım diye Sevdikçe sevmiş işte,o kocaman yüreğiyle Kutsal bir emanet gibi Muskalayıp da asmış boynuna Gel zaman git zaman Sımsıcak sarılırken mutluluktan Bir el uzanmış asumandan Kapkara sisler içinde Gümbür gümbür bir sesle “Yeter bu kadar sevinç,çok da şımarma!” Deyivermiş kötü cadı edasıyla Gıcırdatarak dişlerini Kara büyü gibi çökmüş üstüne “Bu kadar mutluluk ne haddine!” Almış onu elinden Kırarak kalbini çatır çatır Sandık dolusu hüzne boğarak Kaldırmış izbe bir köşeye Üstüne asma kilidi de vurmuş ki,of… “Korkma!” demiş sonra,alay edercesine “Merak etme,arada açarım kilidi Alırsın eline,öper koklarsın Sonra tekrar koyarım yerine” Zaman zaman içinde Geceler güne karışmış Aylar yıla uzanmış Mütemadiyen beklemiş durmuş Sandık açılsın da sarılayım hediyeme Varlığını hissedeyim,neşe saçayım gönlüme Diye diye, bir ömür dolusu bekleyişi Sığdırmış zavallı yüreğine Bazen ağlamış,yalvarmış soğuk gecelere Verin onu bana,o gönlüme hediye Bazen hırslanmış,tırnaklamış duvarları Ama ne çare… O hala beklemekte Yorgun,kırgın,bıkkın… Bir gün açılmış kilit,sarsarak duvarları Sevinçle koşmuş,umutla bastırmış haykırışları Bir de ne görsün bomboş odada İçi boş bir sandık var önünde Meğer hiç gelmemiş ki o hediye Perdeye yansıyan bir hayal oyunu Soğuk duvarların şakacı serabıymış Kocaman bir kabusu Kısacık bir rüyaya sığdırmış Ömrünün en büyük cezasını Zavallı, ödül sanmış Şimdi sandık bomboş Aslında hiç olmayan hülyanın gölgesi Hayali bile yokmuş artık “Onlar ermiş muradına” diyemeden Masal da burada bitmiş meğer Hiç yazılmamış,çizilmemiş Ya da suya yansımış Boş bir yazı gibi Bütün masalların içi boş Uydurulmuş,uyutulmuş sessizce Bağlanmışken kocaman bir yürekle Adına sevda denilense Yalancı bir rüya ve Köhnemiş bir sandıkmış Sevgi,saygı,sadakat Masallara bile yazılmamış |
Kutlarım,saygılar...